Salı, Ağustos 16, 2022
  • Hakkımızda & Bize Ulaşın
  • Künye
  • Kullanım Koşulları
  • KVKK Aydınlatma Metni
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri, Güncel Sağlık Bilgileri
  • Aile Sağlığı
    • Çocuk Sağlığı
    • Kadın Sağlığı
    • Erkek Sağlığı
  • COVID-19
  • Sağlıklı Yaşam
    • Bakım – Güzellik
    • Egzersiz ve Spor
  • Hastalıklar
    • Kanser
    • Kalp sağlığı
    • Göz Sağlığı
    • Obezite
    • Ortopedi
  • Psikoloji
  • Beslenme
  • Pet Sağlığı
  • Sektör Haberleri
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Sağlık Ajandası
  • Aile Sağlığı
    • Çocuk Sağlığı
    • Kadın Sağlığı
    • Erkek Sağlığı
  • COVID-19
  • Sağlıklı Yaşam
    • Bakım – Güzellik
    • Egzersiz ve Spor
  • Hastalıklar
    • Kanser
    • Kalp sağlığı
    • Göz Sağlığı
    • Obezite
    • Ortopedi
  • Psikoloji
  • Beslenme
  • Pet Sağlığı
  • Sektör Haberleri
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Sağlık Ajandası
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Anasayfa Hastalıklar

8 soruda anjiyografi nedir?

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, koroner anjiyografinin hayat kurtaran bir tanı yöntemi olduğuna dikkat çekerek, “Üstelik günümüze dek geliştirilen teknikler sayesinde işlemler ağrısız ve acısız gerçekleştirilebiliyor. Damarların görüntüsü dakikalar, hatta saniyeler içinde alınabiliyor. Hastalar aynı gün normal yaşamlarına dönebilme şansına da sahip olabiliyorlar” diyor.

Halk dilinde ‘anjiyo’ olarak ifade edilen ve damarlarda darlık olup olmadığının tespit edilmesi için başvurulan ‘koroner anjiyografi’ de tanı yöntemlerinde ‘son nokta’ olarak yerini korumaya devam ediyor. Bunun nedeni ise damarların doğrudan görüntülenmesine ve ihtiyaç halinde aynı seansta tedavi için müdahaleye olanak vermesi.

İçerik Tablosu gizle
1. Koroner anjiyografi nedir?
2. Hangi sorunlarda başvuruluyor?
3. Neden önemli?
4. Kaç çeşit yöntem mevcut?
5. Koroner anjiyografi nasıl uygulanıyor?
6. Klasik anjiyografi
7. Koroner BT anjiyografi
8. İşlem sonrasında nelere dikkat etmek gerekiyor?
9. Koroner anjiyografi riskli bir yöntem mi?
10. Hangi yöntem, hangi hastaya uygulanabiliyor?
11. Anjiyografi minik kalplere de hayat veriyor
12. Henüz anne karnında tespit edilebiliyor
13. Belirti vermesi yılları bulabiliyor
14. Bu sinyalleri asla gözden kaçırmayın!
15. Düzenli takip çok önemli!
16. İçerik Sağlayıcı:

Kalp damar hastalıkları tüm dünyada ve ülkemizde en önde gelen ölüm nedeni olmaya devam ediyor. Öyle ki Türkiye’de her yıl 200 bin kişinin ölümüne yol açıyor. Dolayısıyla kalp damar hastalıklarında erken tanı yaşamsal öneme sahip.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, koroner anjiyografinin hayat kurtaran bir tanı yöntemi olduğuna dikkat çekerek, “Üstelik günümüze dek geliştirilen teknikler sayesinde işlemler ağrısız ve acısız gerçekleştirilebiliyor. Damarların görüntüsü dakikalar, hatta saniyeler içinde alınabiliyor. Hastalar aynı gün normal yaşamlarına dönebilme şansına da sahip olabiliyorlar” diyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, bu yöntem hakkında en sık merak edilen 8 soruyu yanıtladı; önemli bilgiler verdi!

Koroner anjiyografi nedir?

En sık uygulanan kardiyolojik tetkiklerden biri olan koroner anjiyografi; kalbi besleyen koroner damarların görüntülenmesi işlemidir. Hayatımızı tehdit eden damar tıkanıklıkları bu yöntem sayesinde tespit ediliyor. Daralmış veya tıkanmış olduğu belirlenen damarlar anjiyo sırasında balon veya stentle açılabiliyor. Bu sayede hastanın şikayetleri ortadan kalkıyor, hayat kalitesi artıyor ve ömrü uzuyor.

Hangi sorunlarda başvuruluyor?

Yapılan EKG, EKO ve efor testi gibi tanı yöntemlerinden çıkan sonuçlar olası bir damar tıkanıklığına işaret ediyorsa, koroner anjiyografi uygulanıyor. İşlem sonucunda damar tıkanıklığının olup olmadığı bu işlemle kesin olarak saptanıyor.

Neden önemli?   

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, kalp krizi sırasında yapılan koroner anjiyografinin ve ardından uygulanan stentin hayat kurtarıcı olduğunu belirterek, “Damar açıklığı ne kadar erken sağlanırsa, hastanın hayatta kalma şansı da o kadar artıyor. Yapılan çalışmalarda işlem sonrası uygulanan stent tedavisinin kalp krizi haricinde, yaygın damar hastalığı ya da ana damar başlangıcında lezyonların varlığı gibi bazı özel durumlarda ömrü uzatabileceği gösterilmiştir” diyor.

Kaç çeşit yöntem mevcut?

Günümüzde klasik, tomografi ve MR ile çekilen olmak üzere 3 tip anjiyografiden faydalanılıyor. Hangi anjiyo yöntemine başvurulacağına ise hastanın yaşına, kliniğine, taşıdığı risk ve yandaş faktörlere göre karar veriliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, düşük riskli olan hastalarda daha çok halk arasında ‘kansız anjiyo’ veya ‘sanal anjiyo’ olarak bilinen bilgisayarlı tomografi (BT) koroner anjiyografi yönteminin tercih edildiğini vurgulayarak şu bilgileri veriyor:

“Girişimsel bir yöntem olmaması, klasik anjiyografiye göre daha düşük risk içermesi ve seçilmiş hastalarda neredeyse klasik olan kadar net bilgi vermesi nedeniyle günümüzde bilgisayarlı tomografiyle yapılan anjiyo sayısı giderek artıyor” diyor. Doç. Dr. Murat Turfan, “MR yöntemi de kalbin fonksiyonları ve yapısı hakkında bize net bilgi veren, bazı durumlarda altın standart olan bir yöntem. Hem kalp fonksiyonlarını hem de kalp damarlarını incelemek istediğimizde kardiyak MR ve MR anjiyografi tercih edilen yöntemdir.”

Anjiyografi nedir? Nasıl uygulanır?
Anjiyografi nedir? Nasıl uygulanır?

Koroner anjiyografi nasıl uygulanıyor?

Klasik anjiyografi

Özel laboratuvar ortamında ve genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilen koroner anjiyografide el bileğinden ya da kasıktan damar yolu açıldıktan sonra, ince bir plastik kabloyla kalp damarlarına ulaşılıyor. Ardından görünür hale gelmeleri için damarlara ‘kontrast madde’ olarak adlandırılan özel bir ilaç enjekte ediliyor.

Damarlar farklı açılardan görüntülenerek, tıkanıklık olup olmadığı belirleniyor. Hasta kasıktan yapılanlarda en fazla 6 saat, bilekten yapılan işlemlerde en fazla 3 saat, stent ya da balon uygulandığında bir gece sonra taburcu oluyor. Ancak işlemle ilgili olağan dışı bir durum olursa, bu süre uzayabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan, son yıllarda el bileğinden anjiyonun daha çok uygulanmaya başlandığına dikkat çekerek, “Bunun nedeni ise daha az komplikasyon riski, daha konforlu işlem ve işlem sonrasında hastanın normal yaşantısını daha az etkilemesidir” diyor.

Koroner BT anjiyografi

Diğer adıyla bilgisayarlı tomografi, kalbimize kan sağlayan damarları görüntüleyen bir tomografidir. Bu yöntemde kalbin ve kan damarlarının görüntülerini sağlamak için güçlü bir x ışını kullanılıyor. Öncelikle ele veya kola damar yolu yerleştiriliyor. Hastanın BT cihazının içine uzanması isteniyor. Ardından damarlar 5 saniye kadar kısa bir süre içinde görüntüleniyor. Tüm işlemlerin tamamlanması ise biraz daha uzun sürüyor.

İşlem sonrasında nelere dikkat etmek gerekiyor?

Klasik koroner anjiyografinin yapıldığı gün, kontrast maddenin vücuttan atılması için bol bol su içilmesi ve istirahat edilmesi gerekiyor. Özellikle kasık bölgesi kullanılan hastalar başta olmak üzere, 24 saat araç kullanılmaması önem taşıyor. Kasıktan yapılan anjiyolarda, kasıktaki kılıf çekildikten sonra 6 saat boyunca kum torbasıyla baskı uygulanıyor, bu süre içinde bacağın oynatılmaması isteniyor. Bilekten yapılan işlemlerde de 2 gün boyunca ağır kaldırmamalı ve spor yapılmamalı. BT anjiyografide ise herhangi bir tomografi tetkikinden farklı işlem yapılmadığı için inceleme sonrasında hemen normal hayata dönebilen hastanın sadece bolca su içmesi yeterli geliyor.

Koroner anjiyografi riskli bir yöntem mi?

Kalp ve kan damarları üzerinde yapılan çoğu prosedürde olduğu gibi, koroner anjiyoda da X ışınlarından radyasyona maruz kalınıyor. Ancak ciddi komplikasyonlar tüm yöntemlerde çok nadir durumlarda gelişiyor.

Hangi yöntem, hangi hastaya uygulanabiliyor?

Klasik koroner anjiyografi her hastada uygulanabilen bir yöntem. BT koroner anjiyografi yöntemi klasik olana nazaran daha hızlı sürede tamamlanıyor. Ayrıca invaziv değil, sadece damar yolu açılması yeterli oluyor ve görece komplikasyon riski de daha düşük düzeyde. “Ancak bu avantajlar, yöntemin herkes için uygulanabileceği anlamına gelmiyor” uyarısında bulunan Doç. Dr. Murat Turfan, şöyle devam ediyor: “Bilinen koroner arter hastalığı, özellikle de stent tedavisi olan hastalarda, özel durumlar haricinde, bu yönteme başvurulmuyor. Uygun olan hasta grubu; koroner arter hastalığı için yüksek riskli olmayan, morbit obez ve aritmi gibi çekim kalitesini engelleyecek durumu olmayan kişilerdir. BT anjiyografi yöntemini daha çok düşük riskli olan hastalarda tercih ediyoruz.”

Çocuklarda anjiyografi hayat kurtarıyor
Çocuklarda anjiyografi hayat kurtarıyor

Anjiyografi minik kalplere de hayat veriyor

Ülkemizde doğumsal kalp hastalığı diğer ülkelerden çok farklı olmamakla birlikte, sık görülüyor. Öyle ki dünyada her yıl bir milyondan fazla, ülkemizde de 15 bin bebek doğumsal kalp hastası olarak dünyaya gözlerini açıyor.

Kalbin odacıkları arasındaki delikler, kalbin akciğerlere giden ve kan dağılımını sağlayan damarlardaki darlıklar, karıncık ile kulakçıkların gelişim bozuklukları başta olmak üzere 200’ü aşkın doğumsal kalp hastalığı mevcut. Doğumsal kalp hastalıkları özellikle erken yenidoğan döneminde (doğum sonrası ilk günlerde) hayati risk oluşturan ağır klinik tablolara yol açabiliyor. Ancak erken teşhis ve doğru tedavi yaklaşımlarıyla doğumsal kalp hastalığıyla doğan bebekler sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebiliyorlar. Üstelik kalbi besleyen atardamarlara özgü hastalıkların tespiti ve tedavisinde kullanılan ‘anjiyografi’ yönteminde yaşanan önemli gelişmeler sayesinde bazı doğumsal kalp hastalıklarında ameliyat ihtiyacı da giderek azalıyor! Ayrıca ameliyat olabilmesi için kilo alması beklenen yenidoğan dönemindeki bebekler de anjiyografi ile zaman kaybetmeden hayata tutunabiliyor!

Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Çevik, günümüzde anjiyografi yöntemiyle pek çok doğumsal kalp hastalığının tedavi edilebildiğine dikkat çekerek, “Öyle ki kalp içindeki delikler anjiyografi ile kapatılabiliyor, dar olan damarlar açılabiliyor ve kapak fonksiyonları bozulan çocuklarda kapak değiştirilebiliyor. Tüm bu gelişmeler hızla devam ederek çocuk kalp hastalarımızın daha kaliteli ve uzun yaşam sürmelerine olanak sağlıyor. Anjiyografi yöntemi günümüzde gelişen yeni teknolojik gelişmeler sayesinde erken doğan ve kilosu düşük olan prematüre bebekler dahil yenidoğan döneminden itibaren her yaşta tanı ve tedavi amaçlı kullanılabiliyor. Yöntemin başarı şansı yüksek, yan etki olasılığı ise düşüktür” diyor.

Henüz anne karnında tespit edilebiliyor

Doğumsal kalp hastalıklarında her 3 bebekten 1’ine doğumdan hemen sonra ilk ayda müdahale etmek gerekiyor. Dolayısıyla erken tanı minik kalplerde yaşamsal önem taşıyor! Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Çevik, hamileliğin 18-20. haftalarından itibaren fetal ekokardiyografi adı verilen ultrasonografik yöntemle doğumsal kalp hastalıklarının taranabildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Tanının hamilelikte konulması durumunda doğumun uygun merkezlerde gerçekleştirilmesi ve doğumdan hemen sonra gerekli müdahale yapılabilmesini sağladığı için tedavi başarısını artırıyor. Bu nedenle doğumsal kalp hastalığının mümkünse tanısının doğum öncesi konması ve doğumun bu hastalıklara müdahale edilebilecek donanıma sahip merkezlerde gerçekleştirilmesi büyük önem taşıyor.”

Doğumsal kalp hastalıkları doğum sonrasında da tam ve eksiksiz fizik muayene, şüphelenilmesi durumunda da ekokardiyografi ile teşhis edilebiliyor. Eğer gerek görülürse ilave olarak nadiren anjiyografi ve tomografi tetkiklerinin de uygulanması tanıyı doğrulamak için kullanılabiliyor.

Belirti vermesi yılları bulabiliyor

Doğumsal kalp hastalıklarının birçok alt tipi mevcut ve her bir hastalık kendini farklı sinyallerle belli edebiliyor. Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Çevik, belirti ve bulguların hastalığın şiddeti doğrultusunda bazı çocuklarda yıllar sonra ortaya çıkabildiğine işaret ederek, “Örneğin kalbin odacıkları arasındaki delikler büyüklüklerine göre, farklı zamanlarda farklı bulgularla gelişebiliyorlar. Rutin kontroller sırasında muayenede belirti vermeyen, ancak kalbin rezervleri bittiğinde belirti veren nadir hastalıklar da söz konusu olabiliyor.” diyor.

Bu sinyalleri asla gözden kaçırmayın! 

Erken tanı ve tedavi için yenidoğan döneminden itibaren rutin muayenenin periyodik olarak yapılması dışında ailelerin de bazı belirtileri gözden kaçırmamaları büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Ayhan Çevik, çocukluk döneminde yaş aralığına göre değişen belirtileri şöyle sıralıyor:

Yenidoğan döneminde: 

  1. Emme sırasında çabuk yorulma
  2. Beslenme zorluğu
  3. Sık nefes alıp verme
  4. Morarma
  5. Yeterli kilo alımının olmaması

Süt çocukluğu döneminde:

  1. Sık alt solunum yolu enfeksiyonu geçirme
  2. Büyüme – gelişmenin duraklaması veya olmaması
  3. Aşırı terleme
  4. Solunum ve kalp hızının normal değerlerin üzerinde olması
  5. Efor gereken motor aktivitelerinde çabuk yorulma
  6. Dudak ve ağız içinde morarma

Okul çağı döneminde: 

  1. Spor aktivitelerinde yaşıtlarına göre daha az performans sağlamak
  2. Çabuk yorulmak
  3. Sık akciğer enfeksiyonu geçirmek
  4. Bayılmak veya bayılacak gibi olmak
  5. Efor veya spor aktivitesi ile oluşan göğüs ağrısı

Düzenli takip çok önemli! 

Doğumsal kalp hastalıkları; ilaç, anjiyografi ve ameliyat olmak üzere 3 farklı yöntemle tedavi ediliyor. Hangi tedavi seçeneğinin uygulanacağı hastalığın teşhis edilme zamanı, şiddeti ve başka anomalinin de var olup olmadığına göre değişiklikler gösterebiliyor. Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Çevik, ülkemizde son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler sayesinde doğumsal kalp hastalıklarının büyük bölümünün başarıyla tedavi edildiğine dikkat çekerek, “Bu nedenle, hastalık bulgu vermeden teşhis edilmesine olanak sağlayabildiği için periyodik kontrollerin hamilelikten itibaren yapılması çok önemli. Ayrıca diğer çocukluk çağı hastalıklarında olduğu gibi çocukların büyüme ve gelişmeleri süresince de takiplerinin düzenli olarak yapılması yaşamsal öneme sahip” diyor.

 

Kaynaklar:

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan

 

Türk Kardiyoloji Derneği

 

Diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:

İçerik Sağlayıcı:

  • Sağlık Ajandası Yayın Kurulu

    Sağlık Ajandası Yayın Kurulu

    Hanife Yaşar
    Sağlık Haberleri Editörü
    hanife@saglikajandasi.com

    Onur Aksakaloğlu
    Sağlık Haberleri Editörü
    onur@saglikajandasi.com

    Nergis Fırtına
    Sağlık Haberleri Editörü
    nergis@saglikajandasi.com

    Tüm yazılar

Kategoriler

  • Alternatif tıp
  • Anne ve Bebek
  • Bakım – Güzellik
  • Beslenme
  • Çocuk Sağlığı
  • COVID-19
  • Diş Sağlığı
  • Egzersiz ve Spor
  • Erkek Sağlığı
  • Göz Sağlığı
  • Haberler
  • Hamilelik
  • Hastalıklar
  • Kadın Sağlığı
  • Kalp sağlığı
  • Kanser
  • Obezite
  • Ortopedi
  • Pet Sağlığı
  • Psikoloji
  • Sağlıklı Tarifler
  • Sağlıklı Yaşam
  • Sektör Haberleri
  • Uncategorized
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri, Güncel Sağlık Bilgileri

Hastalıklar, tedavi yöntemleri, sağlıklı beslenme, spor, estetik, pet sağlığı ve çok daha fazlasını bulabileceğiniz Türkiye’nin güvenilir ve en kapsamlı sağlık portalı.

Önemli Bağlantılar

  • Biz Kimiz & Bize Ulaşın
  • Güvenlik & Gizlilik Politikası
  • Kullanım Koşulları
  • Künye
  • KVKK Aydınlatma Metni

Kategoriler

  • Alternatif tıp (2)
  • Anne ve Bebek (28)
  • Bakım – Güzellik (38)
  • Beslenme (196)
  • Çocuk Sağlığı (142)
  • COVID-19 (50)
  • Diş Sağlığı (18)
  • Egzersiz ve Spor (11)
  • Erkek Sağlığı (51)
  • Göz Sağlığı (17)
  • Haberler (113)
  • Hamilelik (69)
  • Hastalıklar (356)
  • Kadın Sağlığı (103)
  • Kalp sağlığı (35)
  • Kanser (42)
  • Obezite (24)
  • Ortopedi (52)
  • Pet Sağlığı (11)
  • Psikoloji (104)
  • Sağlıklı Tarifler (13)
  • Sağlıklı Yaşam (140)
  • Sektör Haberleri (23)
  • Uncategorized (3)

Bu sitede yayınlanan bilgiler hekim tavsiyesi yerine geçmez. En doğru bilgi için doktorunuza danışınız. Tüm hakları saklıdır. © 2021 SağlıkAjans & Contentive İşbirliğiyle sunulmaktadır. We love Google.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Aile Sağlığı
    • Çocuk Sağlığı
    • Kadın Sağlığı
    • Erkek Sağlığı
  • COVID-19
  • Sağlıklı Yaşam
    • Bakım – Güzellik
    • Egzersiz ve Spor
  • Hastalıklar
    • Kanser
    • Kalp sağlığı
    • Göz Sağlığı
    • Obezite
    • Ortopedi
  • Psikoloji
  • Beslenme
  • Pet Sağlığı
  • Sektör Haberleri

© 2021 SağlıkAjans & Contentive İşbirliğiyle sunulmaktadır.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır. Siteyi kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasını onaylamış olursunuz. Ayrıntılı bilgi için Gizlilik & Güvenlik sayfamızı ziyaret edin.
Go to mobile version