Astım nedir? Astım öksürüğü için ne yapılabilir?

Hava yollarında daralmayla kendini gösteren ‘astım’ hakkında ne biliyoruz? Uzmanlar, astım hakkında herkesin bilmesi gereken önemli bilgiler verdiler.

Astım nedir? sorusunun cevabını konunun uzmanından almak gerekiyor. Bunun temel sebebi astım hakkında, doğru bilinen yanlışların kafa karıştırıyor olması. Hava yollarında daralmayla kendini gösteren ve ataklarla seyreden ‘astım’ dünyada ve ülkemizde oldukça sık görülen bir hastalık. Öyle ki ülkemizde yaklaşık 4 milyon kişi astım hastalığıyla mücadele ediyor. Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, astım hakkında önemli bilgiler verdi.  

İçindekiler gizle

Astım nedir? 

Kronik bir hastalık olan astımda ataklarla gelişen nefes darlığı, kuru öksürük, göğüste baskı hissi, hırıltılı veya hışıltılı solunum gibi sorunlar kontrol altına alınamazsa yaşam kalitesi ciddi boyutlarda düşebiliyor, dahası hastanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanabiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, hemen her yaşta görülebilen astım hastalığında yaşanan atakların aslında doğru ve düzenli tedaviyle kontrol altında tutulabildiğine dikkat çekerek, “Ancak toplumda astım hakkında doğru sanılan bazı hatalı bilgiler hastaların tedavilerini aksatmalarına yol açabiliyor. Bu nedenle astımda takip ve tedavinin düzgün yapılabilmesi için her şeyden önce hastanın hastalığı konusunda bilgi sahibi olması çok büyük önem taşıyor” diyor.

Astımın belirtileri nelerdir?  

Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof Dr. Ahmet Akçay, astımın belirtileri arasında en yaygın görüleni öksürük, nefes darlığı ve hırıltı üçlemesi olduğu bilgisini verdi. Bu tarz belirtiler kişiden kişiye farklı olabilir. Başlıca belirtiler şunlardır.

Astım önemli bir sağlık problemi

Dünya Sağlık Örgütü astımın ciddi bir problem olduğunu vurgulamakta ve kabul etmektedir. Dünya genelinde 339 milyon insanda astım olduğu tahmin edilir. 2016 senesinde de 417.918 astıma bağlı ölümler kayda geçmiştir. Ülkemizde ise senede iki bin civarında astım kaynaklı vefatların gerçekleştiği tahmin edilir.

Astım krizleri nasıl anlaşılır?

Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof Dr. Ahmet Akçay, “Astım hastalığına sahip olan insanlarda nefeslerin sıkışması ile birlikte astım krizi oluştur. Bu aslında çoğu insan için dehşet verici bir deneyimdir. Korkutucudur ve göğüs sıkışması ciğerde daralma hissi oluşturduğundan zorlayıcıdır. Astım krizinin nedeni ve neden olduğu, ne kadar süreceği iltihaplanmalara bağlı değişir. Bazen çok hafif, bazen de ağır geçebilir bu kriz. Düzenli kontroller ise olası krizlerin hafif atlatılmasını destekler.” dedi. 

Astım sıklığının artma nedenleri

Günümüzde alerjik hastalıkların görünme oranında çok büyük artışlar gözleniyor. Özellikle de salgın boyutuna ulaşan artışlar. Öyle astım hastalığı alerjik bir vakadır ve her dönem sıklığında da artışlar gerçekleşmektedir. Nedenleri ise genetik yatkınlık, modernleşme ile kentleşmenin getirileri, iklim kirliliği, dizel araç kullanımı artışı vs. Aslında bu durum daha genişler. Özet olarak insan faktörünün sebep olduğu şeyler ön plandadır astım artışında.

Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof Dr. Ahmet Akçay, astım sıklığının artmasına yol açan nedenler hakkında bilgi verdi. 

Temizlik malzemeleri astım gelişimini etkiler

Birçok çalışmada astımın gelişmesine sebebiyet verme unsurunda temizlik malzemeleri suçlanır. Bu malzemelerde klor, su ile temas edince zararlı gazlar oluşturduğu için sürekli maruz kalan insanalrda astım pekişir. Böylece akciğer yollarında sağlıklı bir hava alınamaması da hastalığın artışına sebep olur.

Gribal enfeksiyonlar astımı tetikliyor

Kış aylarında artan üst solunum yolu enfeksiyonları astım ataklarının öne çıkan tetikleyicileri arasında yer alıyor. Göğüs Hastalıkları ve Erişkin Alerji Uzmanı Prof. Dr. Serhat Çelikel, gribal enfeksiyonların bilhassa yetersiz tedavi ve düzenli ilaç kullanımı olmayan hastalarda ciddi ulaşabileceğini şöyle anlatıyor: “O sebeple astım gibi kronik solunum yolu hastalığı olanlar her sene sonbahar gelince grip aşısı yaptırmalı. Öte yandan astımı olanların salgın zamanlarında toplu taşıma ve AVM gibi kalabalıkların bulunduğu mekanlardan da olabildiğince uzak durmaları önemli. Salgının artış gösterdiği zamanlarda maske kullanmaları ve sıklıkla ellerini yıkamaları viral enfeksiyonlardan ve astım ataklarından korunmalarında etkilidir.”

Kuru ve soğuk havada dikkat!

Havaların soğuması sonucu ısıya duyarlı kimi astım hastalarında öksürük ve astım ataklarına sebep olabiliyor. Kuru ve soğukta açık havada yapılan spor, hatta hızlı yürümek dahi bronş duvarlarındaki soğumayla kurumaya bağlı astım semptomlarını tetikleyebiliyor ve egzersiz astımı adı verilen bu duruma yol açabiliyor. Çelikel bu problemi önlemek için astım hastalarının kışın kapalı ve sıcak alanlarda egzersiz yapmalarını önererek “Öte yandan ddirekt egzersize başlanmamalı ve egzersiz öncesi ısınma hareketleri mutlaka yapılmalı” şeklinde uyarıyor. Serhat Çelikel astımı olanların ayrıca özellikle kuru soğuk havalarda yürüyüş yaparken solukları havayı ısıtıp nemlendirmek için yüzlerini atkıyla kapamalarının faydalı olacağını söylüyor.

Alerjik astım belirtileri
Alerjik astım belirtileri

Hava kirliliği de bir etken

Kışın ısıtma sistemlerinin çalışmasıyla dış ile iç ortamdaki hava kirliliği diğer aylara oranla artıyor. Havadaki toksik gazlar ve partikül sayısı çoğalınca astım hastaları olumsuz etkileniyor ve astım atakları olası hale geliyor ve astımın belirtileri ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Serhat Çelikel önlem olması adına kış aylarında hava kirliliği oluşan bölgelerde hastaların ilaç dozlarının doktorlarca artırıldığını belirtiyor ve ekliyor: “Hava kirliliği sabahın erken saatlerinde ve akşam üstü çok daha belirginleştiği için olabildiğince bu saatlerde dışarı çıkılmamalı. Okul veya iş sebebiyle dışarı çıkmak zorunda kalanlar ise atkı veya maske ile teması azaltabilir.”

Ev tozu veya küf mantarı alerjisi astımı tetikleyebilir

Mevsimsel yağışların artmasıyla beraber iç ve dış ortamda nem oranı oldukça yükseliyor. Özellikle yere dökülüp çürüyen yapraklar üstünde küf mantarları meydana geliyor ve atmosfere salınıyor. Evlerdeyse belirli bir sıcaklık ve nemde oluşan akarlar ev tozu alerjenlerinin sayılarını hızla artırıyor. Toz ve küf mantarı alerjisi bulunan astım hastalarının şikayetleri artıyor ve astım ataklarına zemin hazırlanmış oluyor. Dolayısıyla ev içinde çamaşır kurutmak gibi nemi artıracak hamlelerden kaçınılmalı. Eğer evin herhangi bir yerinde neme bağlı küf oluşmuşsa vakit kaybetmeden onarılmalı.

Trafikteki kirlilik çocuklarda risk oluşturuyor 

Trafik kaynaklı kirliliğin çocukluk çağı astımının önemli bir nedeni olduğunu vurgulayan Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özge Soyer trafik kaynaklı hava kirliliğini şöyle açıklıyor: “Azot dioksit trafik kaynaklı hava kirliliğinde en çok maruz kalınan maddedir ve yılda 4 milyona yakın (yüzde 64’ü şehirde yaşayan) çocuğun hasta olmasına neden olur. Trafik kaynaklı hava kirliliğine maruz kalan çocuklarda astımın yarattığı mikropsuz iltihaplanma daha fazladır. Maalesef doğum öncesi ve erken çocukluk döneminde trafik kaynaklı hava kirliliğine yoğun temasın, solunum yollarının alerjik hale gelmesine yol açan genetik değişikliklere neden olduğu çalışmalar ile gösterilmiştir. Trafiğe yakın bölgede oturmak alerjik rinit/ nezle gelişme riskini de artırır.”

Polen, alerji ve astım ilişkisi!

Polen, alerji ve astım rahatsızlıklarını tetikleyen, bahar aylarıyla birlikte etkisini artıran bir faktör. İlkbaharın gelmesi, doğanın canlanması ile dış ortamda geçireceğimiz zamanların süresi artmaya başladı. Ancak açık havada geçirilecek keyifli vakitler alerjik kişiler, özellikle de polen alerjisi olan astım hastaları için zorlayıcı bir dönem olabilmektedir.

Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, Polen, alerji ve astım arasındaki ilişki hakkında önemli bilgiler verdi. 

Alerji ve astım konusunda uzman desteği

Bahar döneminde polenlere maruz kalmanın astım hastalarında şikayetlerin artmasına ve hatta astım ataklarına neden olduğunun altını çizen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Astım Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, “Polen alerjisi olan bireylerde mutlaka burun akıntısı, hapşırık, burun damak kaşıntısı ile seyreden alerjik rinit bulgularının olması gerekmez. Bazen sadece öksürük, nefes darlığı ve hırıltı ile seyreden astım tablosuyla da karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle şikayetler artmadan astım hastalarının alerji testleri ile polen alerjisi olup olmadığının değerlendirilmesi için alerji ve immünoloji uzmanlarına başvurmaları önemlidir” dedi.

Polenler astım ataklarına neden olabilir!

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de polen alerjisi azımsanmayacak düzeyde karışımıza çıkıyor. Ülkemizin farklı bölgelerinde yer alan bitki örtüsünün etkisi ile polen alerjisi olan birey oranının %5-10 arasında olduğuna dikkat çeken Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Astım Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, alerjik astımlı bireylerde polen alerjisinin üçte bir oranında görüldüğünü vurgulayarak şunları söyledi:

“Astım krizi, öksürük, nefes darlığı, hırıltı, göğüste tıkanma ve baskı hissi ile seyreder. Bu yakınmalar zaman içinde artıp azalabilir, yani değişkendir. Bu değişkenlikte etkili olan noktalardan biri önemli tetikleyiciler olan alerjenler ile karşılaşmadır. Polen maruziyeti astım gelişimine neden olmanın yanı sıra, astım hastalarında şikayetlerin artmasına ve hatta astım ataklarına neden olabilir. Polen alerjisi olan bireylerde mutlaka burun akıntısı, hapşırık, burun damak kaşıntısı ile seyreden alerjik rinit (saman nezlesi) tablosunun olması gerektiği düşüncesi yaygındır. Bu nedenle bazı polen alerjik astım hastalarının tanı alması gecikebilmektedir.”

Alerji testinde polen alerjisi araştırılmalı

“Unutulmamalıdır ki polen alerjisi bir grup hastada yalnız öksürük, nefes darlığı ve hırıltı ile seyreden astım tablosu ile de seyredebilmektedir” diyen Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, “Bu nedenle bahar döneminde bu tip yakınmaları olan hastaların astım açısından değerlendirilmek ve aynı şekilde astım hastalarının da alerji testleri ile polen alerjisi olup olmadığının değerlendirilmesi için alerji ve immünoloji uzmanlarına başvuruları önemlidir” dedi.

Polen alerjik astımlıların bahar döneminde özellikle dikkat etmesi gereken bazı noktaları aktaran Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, “Bilindiği üzere astım düzenli takip ve uygun tedavi seçenekleri ile kontrol altına alınabilen ve hastaların büyük çoğunluğunun günlük yaşamlarını astımları yokmuş gibi yaşayabildikleri bir hastalıktır. Bu iyilik halini sağlayabilmek için en önemli nokta polen alerjik olan veya şüphesi olan hastaların polen sezonu öncesinde doktor kontrollerinin yapılması ve uygun tedavinin başlanılması, devam ettirilmesidir” dedi.,

Polen alerjisi, bahar aylarında artıyor. Alerji ve astım, bahar döneminde polenlerin artmasıyla tetikleniyor.
Polen alerjisi, bahar aylarında artıyor. Alerji ve astım, bahar döneminde polenlerin artmasıyla tetikleniyor.

Polene maruz kalınma oranı azaltılmalı

İlaç tedavisinin yanı sıra mümkün olduğunca polen maruziyetinin azaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, “Polen maruziyetinin tam olarak engellenmesi pratikte mümkün olmamakla birlikte, dış ortamda yapılacak faaliyetlerin özellikle egzersiz gibi zorlayıcı faaliyetlerin polenizasyonun yoğun olmadığı saatlerde yapılması, dış ortamda maske takılması, eve gelindiğinde giysilerin değiştirilmesi ve el-yüz yıkanması ile polenlerin mümkün olduğunca uzaklaştırılması önerilir” diye konuştu.

Alerji ve astım havayla çok ilgili

Bahar döneminde astımı tetikleyen tek etkenin polenler olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, “Değişken hava sıcaklıkları ve viral enfeksiyonlar da astımın önemli tetikleyicileridir” dedi.

Son günlerde hızı azalmış olmakla birlikte bu baharı da COVID 19 hastalığı ile birlikte yaşayacağımızı ileten Erkekol, bu nedenle özellikle şikayetleri artan astım hastalarının, mevcut durumlarının değerlendirilmesi ve viral enfeksiyona veya polen alerjisine bağlı kötüleşmenin ayırt edilebilmesi için doktor başvurularını geciktirmeden yapmalarını önerdi.

Alerjik astım belirtileri böyle ortaya çıkıyor!

Alerjik astım belirtileri ile ilgili olarak astım ve alerji arasındaki ilişkinin anlaşılması gerektiğinin altını çizen AİD 2. Başkanı Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu “Astım ve alerjik havayolu hastalıkları arasındaki ilişki önemlidir ve çoğunlukla bir arada bulunurlar” dedi.

Dünya Alerji Organizasyonu’nun her yıl belirli bir tema çerçevesinde alerjik hastalıklarla ilgili farkındalığı artırmayı hedeflediği Dünya Alerji Haftası’nın bu yılki konusu “astım ve alerjik havayolu hastalıkları” olarak belirlendi. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) bu kapsamda bir yandan halka yönelik yanlış bilinen doğruların irdeleneceği videolarla sosyal medyadan dikkat çekmeye çalışırken diğer yandan hekimlere yönelik yapılacak webinarlar ile havayolu alerjilerine odaklanarak farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) 2. Başkanı Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, havayolu alerjilerinin astım hastalıklarını tetiklediğini belirterek alerjik astım belirtilerinin doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Alerjik astım belirtileri

Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof Dr. Ahmet Akçay, astım hastalarının yüzde 99’u için alerjik bünyeye sahip olduğu bilgisi verdi. Dolayısıyla bu hastalar alerjenle karşılaştığında alerjik olmayanlara göre farklı bir reaksiyon gösterirler ve bronşlarında daralma görülür. Bu daralmalar, alerjik astımın belirtilerini ortaya çıkarır.

  1. Kuru öksürük krizleri
  2. Nefes darlığı
  3. Hırıltılı solunum
  4. Nefes alıp verirken ıslık sesi çıkması
  5. Göğüs ağrısı veya göğüste baskı hissi

Astımla birlikte alerjik rinit belirtileri de olan burun akıntısı, göz yaşarması, hapşırma, boğaz kaşıntısı, geniz akıntısı da ortaya çıkabilmektedir. Alerjik astımın teşhisinde, akciğer grafisine bakılır, solunum fonksiyon testi yapılır ve eğer doktor gerekli görüyorsa alerji testleri yapılabilmektedir. Hastanın hikayesi de teşhisi için çok önemlidir.

Alerjik astım belirtileri dünyada 350 milyondan fazla insanı etkiliyor!

Solunum sisteminin alerjik havayolu hastalıkları ve kronik hastalıklar içerisinde en yaygın görülen hastalık olduğuna değinen AİD 2. Başkanı Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, “Astım, alerjik rinit, kronik rinosinüzit, kronik öksürük, eozinofilik bronşit, alerjik bronkopulmoner” mikozis (ABPM) gibi hastalıklar sıklıkla bir arada bulunurlar. Astım dünyada 350 milyondan fazla insanı etkilerken, alerjik rinit coğrafi bölgelere göre değişmekle birlikte nüfusun %10’u ila %50’sini etkilemektedir. Öte yandan astım hastalarının %85’i kadar yüksek bir oranında nazal semptomlar bulunmakta, alerjik rinitli hastaların %38’ine yakın bir kısmında astım görülmektedir” diye konuştu.

Havayolu alerjileri astım yakınmalarını artıyor!

‘Astım ve alerji arasındaki ilişkinin anlaşılmasıyla daha iyi nefes almak mümkündür’ sloganıyla bu yılın alerji haftasını karşıladıklarını belirten Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu şu açıklamayı yaptı; “Astım ve alerjik havayolu hastalıkları arasındaki ilişki önemlidir ve çoğunlukla bir arada bulunurlar. Hava yoluyla alınan ev tozu akarları, mantar sporları ve polenler gibi alerjenler öncelikle burundan vücuda girerek havayollarının çeşitli kısımlarında enflamasyona yol açmaktadırlar. Bunun sonucu olarak bu alerjenlere karşı duyarlık gelişmiş kişilerde nefes darlığında artma, göğüste hırıltı hissi, öksürük ve balgam çıkarma gibi diğer solunum yakınmaları gelişir.

Alerji ve astım arasında önemli bir bağlantı bulunuyor
Alerji ve astım arasında önemli bir bağlantı bulunuyor

Astım ve alerjilerin sıklıkla bir arada bulunması nedeniyle bronşları ve akciğeri içeren alt havayolları ile sinüsler, burun, ağız ve boğazı kapsayan üst havayolları alerjilerinin birlikte tedavisi tüm bu yakınmaların düzelmesine katkıda bulunmaktadır. Maalesef dünyanın pek çok bölgesinde bu ilişki çok anlaşılamamakta ve üst havayolu alerjileri göz ardı edildiği için alerjik astım belirtileri yakınmaları çok artmakta, alerjistlerin elindeki hem astım hem de alerjileri tedavi edici imkanlardan yararlanılamamaktadır. Ağır ve zor kontrol altına alınan hastalıklarda teşhis ve tedavinin bütüncül bir yaklaşımla sunulması çok daha önemlidir. Bu konuda tedavi seçeneklerinin ve hasta eğitim araçlarının varlığı özellikle yardımcı olmaktadır.”

Astım ve alerjik havayolu hastalıklarını birbirinden ayıramayız

Astım ve alerjik havayolu hastalıklarının birbirinden ayrılamayan, bileşik hava yolunun farklı bölgelerini etkileyen, alerjik reaksiyonun farklı yüzlerini yansıtan tek bir hastalık olarak kabul edilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, “Ülkemizde bulunan yaklaşık 400 erişkin ve çocuk alerji/immünoloji uzmanı ile eğitim almakta olan 115 genç meslektaşımızla çeşitli merkezlerde hastalarımıza yardım eli uzatıyoruz. Astımın yanı sıra alerjik rinit, alerjik rinosinizit ve alerjik konjunktivit yakınması olan hastaların zamanında doğru tedavisi için mutlaka alerji hastalıkları uzmanına yönlendirilmesi gerektiğine bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz” diye konuştu. Kalpaklıoğlu, “Öncelikle farkındalık ve alerjenlerden korunma ile alerjik astım belirtileri azaltılabilir.. Sonrasında ise etkin tedavi ile hastalarımızın yaşam kaliteleri artacak ve daha iyi nefes alabileceklerdir” dedi.

Astım öksürüğü için ne yapılabilir?

Astım öksürüğü, astım hastalığının en belirgin özelliğidir ve bu çok sayıda kişiyi etkileyen kronik bir hastalıktır. Çocuklarda da sık görülen astım öksürüğe neden olabilir. Özellikle öksürüğü ve astımı olan aileler astım öksürüğü için neler yapabileceğini merak eder. İstanbul Alerji Kurucusu, Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay astım öksürüğü ve neler yapılabileceği hakkında önemli bilgiler verdi.

Astım öksürüğü nedir?

Astım solunum yollarının kronik bir hastalığıdır ve bazı belirtileri vardır. Öksürük astımın yaygın belirtilerinden biridir. Öksürüğün amacı, olası bir enfeksiyonu önlemek için yabancı partikülleri ve bakterileri uzaklaştırmaktır. Öksürük üretken olduğunda, gözle görülür miktarda balgam atıldığı anlamına gelir. Ancak çoğu astım vakasında öksürük verimsiz olarak kabul edilir. Verimsiz bir öksürük kuru bir öksürüktür. Bronş tüplerini spazm yapmaya (veya daralmaya) zorlayan bir tahriş ediciye verilen bir yanıttır. Bu tür verimsiz öksürüğe neden olan hava yollarının şişmesi (iltihaplanması) ve daralması astımı karakterize eder. Astım öksürüğüne sıklıkla hırıltı eşlik eder.

Astım öksürüğü ve diğer öksürükler arasındaki fark nedir?

Astım öksürüğü ve diğer durumlardan kaynaklanan öksürükleri birbirinden ayırmak biraz zor olabilir. Astımı diğer durumlardan ayıran belirtiler şunlardır:

Astımlı çocuklar, ayrıca soğuk algınlığını beklenenden çok daha sık yaşayabilir veya iyileşmeleri çok daha uzun sürebilir. Bu nedenle astımın mutlaka kontrol altında tutulması gereklidir.

Astım öksürüğü nasıl tedavi edilir?

Astımın mutlaka kontrol altına alınması gerekir. Aksi durumda astım krizi yaşanabilir ve astım krizi çok ciddi durumlara neden olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun astımı için düzenli takip edilmesi önemlidir. Çocuğunuzun alerji uzmanı, astım belirtilerine ve mevcut durumuna göre bazı ilaçlar reçete edebilir. Bu ilaçların mutlaka belirtildiği şekilde kullanılması gerekir. Çocuğunuzun astımının durumuna göre kısa süreli kontrol ilaçları ya da uzun süreli kontrol edici ilaçlar kullanması gerekir. Ayrıca çocuğunuzun, alerji uzmanınızla birlikte oluşturduğunuz bir astım eylem planı olması gerekir.

Alerji aşısı ile tedavi

Astımın daha kalıcı bir tedavisi olan alerji aşıları gerekip gerekmediği alerji testleri ile ortaya çıkarılmaktadır. Alerji testinde alerji saptanırsa ve 5 yaşından büyük çocuk ve yetişkinlerde alerji aşısı uygulanabilir. Alerji aşıları ile alerjenlere karşı vücut direnci artırılır ve bunun sonucu immün sistem kuvvetlenir. Bunun sonucu olarak alerjenler akciğerde zarar oluşturamaz hale gelir. Bunun sonucu olarak da şikayet olmamaya, ilaç ihtiyacı olmamaya başlar ve de hayat kalitesi belirgin seviyede artmaktadır.

Astımdan korunma yolları nelerdir?

Astımdan korunmak için izlenebilecek bazı yollar vardır. Öncelikle çocuğunuzda astımı neyin tetiklediğini bilmeniz gerekir. Tetikleyiciyi öğrendikten sonra bazı adımlar atabilirsiniz.

Toz akarlarından korunma

Nemli ve sıcak ortamlarda üreme imkanı bulan toz akarları astımın önemli tetikleyicilerindendir ve hemen her evde bulunur. Özellikle denize yakın şehirlerde yaşayan aileler ev tozu mite’larına karşı önlemler almalıdır. Toz akarlarından korunmak için alerjen geçirmez yatak takımları kullanın. Çocuğunuzun odasındaki kumaş malzemeleri azaltın. Halılar, tüylü oyuncaklar, peluş oyuncaklar gibi. Çocuğunuzun nevresim takımlarını en az haftada bir kere yüksek ısıda yıkayın. Çocuğunuzun odasında tekstil ürünü olmayan oyun matı kullanabilirsiniz.

Çocuğunuzu keskin kokulardan uzak tutun

Astımlı çocukların bronşları çok hassastır ve bu nedenle kokulara aşırı duyarlıdır. Çocuğunuzun keskin kokulara maruz kalmasını önleyin. Evde kullandığınız temizlik malzemelerinin kokusuz ve hipoalerjenik olmasına özen gösterin. Çocuğunuzun kıyafetlerini kokusuz deterjanlarla yıkayın.

Hava değişimi ve hava kirliliği

Hava değişimi ve soğuk havalar da astımı etkileyebilir. Özellikle soğuk havalarda dikkatli olmanız gerekir. Hava sıcaklığı çok düşükse çocuğunuzun dışarı çıkmasını engelleyin. Dışarı çıkılması gereken zamanlarda da ağzı ve burnu kapatacak şekilde fular ya da atkı takmasını sağlayın.

Hava kirliliğinin de astım üzerinde olumsuz etkisi vardır. Bu nedenle hava kirliliğinin yoğun olduğu zamanlarda çocuğunuzun dışarı çıkmasına izin vermeyin.

Astım öksürüğü için bitkisel tedavi

Astım öksürüğüne en iyi gelen zerdeçal ve baldır. Özellikle zerdeçal, bronşlarda genişleme yaparak astım öksürüğünün rahatlamasını sağlayabilir. Bal anti inflamatuar ve anti bakteriyel özelliği olmasından dolayı astımda faydalı olma potansiyeli olabilir. Bu sebeplerden dolayı bal ve zerdeçal karışımı astım öksürüğünde kullanılabilir. Ancak polen alerjisi olanlarda bal, öksürükte kötüleşme yapabilir. Eğer bal öksürükte kötüleşme yaparsa kullanmanız uygun olmayabilir.

Kuş yumurtasının faydalı olmaz

Astım tedavisinde kuş yumurtasını faydası olmaz. Boşu boşuna kuş yumurtası tüketmeye çalışmayın.

Biorezonans faydalı olmaz

Astım öksürüğünde biorezonans tedavisinin faydası olması. Bu yüzden boşu boşuna bu tedaviyi uygulamayın.

Sonuç olarak astım öksürüğü tedavisinde astıma neden olan alerjenlerden korunma, ilaç tedavisi ve alerji aşısı tedavisi yanında bitkisel tedaviler de tamamlayıcı tedavi olarak faydalı olmaktadır.

Astım öldürür mü?

Astım tetikli ölümlerin çoğu önlenebilir ölümlerdir aslında. Ölüm sebepleri medikal yetersizlik ve eksik tedaviden kaynaklanabilir. Dünya genelinde çoğu hasta astım ilaçlarına ve sağlık merkezlerine ulaşmada zorluk çekmektedir. Kontrol edici ilaçların olmaması da ölüm oranlarını arttırmakta.

Kilo vererek astım kontrolü sağlanabilir

Vücudumuzda artan yağ dokusunun astımın şiddetini arttırdığı ve astım kontrolünü bozduğu ifade eden Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Üyesi Doç. Dr. Zeynep Çelebi Sözener “Diyet müdahalesi obez hastalarda astım kontrolünü sağlıyor ve yaşam kalitesini iyileştiriyor” dedi.

Vücudumuzda artan yağ dokusunun astımın şiddetini artırdığını ve astım kontrolünü bozduğunu biliyor muydunuz? Akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığı olan astım, obezitesi olan hastaların doktor ve diyetisyen gözetiminde kilo vermeleri ile kontrol altına alınabiliyor.

Tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı / hışıltı / ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren hastalığın dünyada yaklaşık 300 milyon kişide bulunduğu tahmin ediliyor.  Ülkemizde de yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastası. Astımın görülme sıklığı ise yıllar içinde giderek artıyor.

Diyet sayesinde obez olan astım hastalarının yaşam kalitesi yükseliyor

Astım tedavisi sürecinde sağlıklı beslenme, hastalığın seyrini olumlu etkiliyor. Ankara Üniversite’sinin diyete bağlı kilo kaybının astım üzerindeki etkilerini değerlendiren araştırmasına göre, diyet yapan astımlı hastaların öksürük ve nefes darlığı yakınmaları azalıyor. Araştırmanın sonuçları hakkında bilgi veren Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi (AİD) Doç. Dr. Zeynep Çelebi Sözener şunları söyledi:

“Araştırmamızda astımlı toplam 55 obez hastayı değerlendirdik. Bir gruba kilo verdirici diyet uygularken diğer gruba normal beslenme uyguladık. Diyet grubuna 3 ana öğün ve 3 ara öğünden oluşan 10 haftalık bir diyet programı verdik ve katılımcıların solunum fonksiyonlarını ölçtük. Bu enerjiyi sınırlayıcı diyetin ardından, katılımcılarda toplam vücut ağırlığı, toplam vücut yağı, bel çevresi gibi bulgular diğer gruba göre önemli ölçüde azaldı. Kaydedilen düşüşle de bağlantılı olarak, astımlı hastalarda önemli gelişmeler kaydedildiği gördük.”

Diyet yapan astımlı hastaların öksürük ve nefes darlığı yakınmalarının seyrekleştiği belirten Doç. Dr. Zeynep Çelebi Sözener, “Hastaların gece uyanmalarının eskiye göre azaldığını, solunum kapasitelerinin arttığını, yaşam kalitelerinin düzeldiği saptadık. Diyet müdahalesi obez hastalarda astım kontrolünü ve yaşam kalitesini iyileştirdi” dedi.

Astım tedavisinde bu noktalar çok kritik!

Astım tedavisinde kritik noktalara dikkat edildiğinde hastaların normal bir hayat sürdürmesi mümkün! Türkiye’de her 100 erişkinden 5 ila 6’sında görülen bir hastalık olan astım hakkında Türk Toraks Derneği tarafından düzenlenen kongre özelinde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gülfem Çelik astımda erken tanı, düzenli ilaç tedavisi ve kontrolün önemini vurgularken; astımlı hastaların doğru tedavi ile normal bir hayat sürdürebileceklerinin de üzerinde durdu.

Astım tedavisinde erken tanı büyük önem taşıyor

Astım her ne kadar kalıtsal bir hastalık olsa da özellikle çocukluk döneminde sigara dumanı, hava kirliliği, solunum yolu enfeksiyonu gibi çevresel uyaranların bu hastalığın ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirten Prof. Dr Gülfem Elif Çelik, “Eğer hastalar nefes darlığı, öksürük ve hırıltı şikayetlerinden biri veya birkaçını birlikte görüyor; sigara dumanı, toz, koku ve stres gibi uyaranlarda nefes darlığı hissediyor, öksürüyorsa ve bu şikayetler tekrar ediyorsa bu astım olabilir. Bu hastalığın tedavisinde erken tanı son derece önemli olduğu için bu belirtileri taşıyan kişilerin bir uzmana başvurmasını tavsiye ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Adsiz tasarim 2022 06 04T121429.257 - Astım nedir? Astım öksürüğü için ne yapılabilir? - Sağlık Haberleri - Sağlıkla İlgili Güncel Bilgi - Astım nedir? sorusunun cevabını konunun uzmanından almak gerekiyor. Bunun temel sebebi astım hakkında, doğru bilinen yanlışların kafa karıştırıyor olması. Hava yollarında daralmayla kendini gösteren ve ataklarla seyreden ‘astım’ dünyada ve ülkemizde oldukça sık görülen bir hastalık. Öyle ki ülkemizde yaklaşık 4 milyon kişi astım hastalığıyla mücadele ediyor. Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, astım hakkında önemli bilgiler verdi.  

Hastalar şikayetleri varsa doktora başvurmalı

Yapılan çalışmalara göre ülkemizde her 100 erişkinden 5 ila 6’sında astım olduğu söyleyen Çelik: “Toplumda astıma dair negatif bir algı var ancak yıllar içindeki gelişmeler astım tedavisini çok iyi bir noktaya getirdi. Astımın az bilinen bir tarafı uygun tedaviyle hastaların yaşam kalitesinin yükseltilebiliyor olması. Uygun astım tedavisine başlandığında hastalık tamamen kontrol altına alınabiliyor, normal insanlar gibi sosyal aktivitelerini yapabiliyor, doğum yapabiliyor, seyahat edebiliyor, spor yapabiliyor.  Bunun tam tersi olarak şikayeti olup doktora gitmeyen veya yeterli tedavi almayan hastalarda hastalık ilerleyebiliyor. Fakat bu az bir hasta grubunda çıkan bir tablo. Uygun tedaviye ulaşan hastalarımızın büyük çoğunluğu hastalıklarını iyi şekilde atlatıyor, yaşamlarına etkisi az oluyor.”

Astımı olumsuz etkileyen dış faktörlerden uzak durulması çok önemli

Astım tedavisi denince akla ilk ilaç tedavisi geliyor olsa da bunun yanında hastaların bir takım çevresel faktörlerden de uzak durması gerektiğini vurgulayan Çelik: “Örneğin sigaraya maruziyet astımda çok ciddi bir risk faktörü. Günümüzde ebeveynler daha dikkatli ve bilinçli. Ancak yine de bebeklerin, çocukların ve hamilelerin yanında da sigara içilmemesi gerekiyor. Bununla beraber aile fertleri evlerde astımlı bireylerin yanında da asla sigara içmemeli. Hastaların astımını olumsuz etkileyen dış faktörleri bilip bunlardan uzak durmaları ilaç tedavisi kadar önem taşıyor.”

Düzgün ilaç tedavisi ile astım atakları belirgin oranda düşüyor

Toplumda panik yaratan bir durum olan astım krizleri hakkında da konuşan Çelik: “Astım krizlerinde rahatsızlık verici semptomlar artabiliyor, daha az olan nefes darlığı daha belirgin hissedilmeye başlanabiliyor, gece uykuları bozuluyor. Fakat bunun da bir tedavisi var. Örneğin nefes darlığında olağan dışı bir artış görülürse hemen doktorla temasa geçilirse atakların ilerlemesi önlenebiliyor. Özellikle düzgün ilaç tedavisi kullanan hastalarda ataklar belirgin oranda düşüyor” dedi.

Astım tedavisinde düzgün ilaç kullanımı çok önemli
Astım tedavisinde düzgün ilaç kullanımı çok önemli

Astım tedavi altına alındığında hastalar istediği tüm aktiviteleri yapabilir

Her hastanın astımının kendine özgü olduğunu söyleyen Çelik, hastaların kendilerine özel dozda ve düzeyde ilaç tedavisi alması, doktorları ne söylüyorsa onu yapmaları gerektiğini vurguluyor.

Astım kronik bir hastalık olduğu için uzun dönemde tedavi alınması zorlaşabiliyor. Genelde hastalarımız tedavi mantığını anladıklarında tedaviye uyumlarının yüksek olduğunu görüyoruz. Bu yüzden tedavi sürecinde iyi iletişim önemli. Hastalarımızın bunun uzun soluklu fakat kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu bilmesi gerekiyor. Düzenli doktor kontrolü, doğru ilaç kullanımı, hastalık konusunda farkındalık sahibi olmak ve en önemlisi hayatın içinde kalmak büyük önem taşıyor. Düzenli tedavi edilip kontrol edildiği takdirde astım hastaları günlük hayatta istediği aktiviteleri yapabilir. Örneğin bir olimpiyat esnasında Amerika Birleşik Devletleri takımının yüzde 30’u astım hastası idi. Bu da bize mevcut tedavilerin ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.”

Hastaların astım hakkında bilgiye doğru kaynaklardan ulaşması önemli

Hastaların astım hastalığının ne olduğu, ne için tedavi edildiği, ne zaman doktora başvurulması gerektiği gibi konularda bilgilendirilmesinde oldukça fayda olduğunun özellikle üstünde duran Çelik: “Hastaların doktorun yanında kaldığı sürenin dışında da bilgilenmesi çok önemli. Bu sebeple hastaların doktorlardan sağlıklı bilgi kaynaklarını öğrenmelerini tavsiye ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Astımın ülkemizde erişkinlerin yaklaşık yüzde 3 ila 6’sında; çocukların ise yüzde 10’nda görüldüğünü ekleyen Prof. Dr. Gülfem Elif Çelik “Bu hastalık Türkiye’de erişkinler arasında kadınlarda daha sık görülürken; çocuk yaş grubunda ise erkek çocuklarında daha sık rastlanıyor.” Astım denilince akla alerji gelse de astım ve alerjik astımın aynı şey olmadığını söyleyen Çelik, alerjik astımın yetişkinlerin yüzde 50’sinde görülürken; çocuklarda yüzde 80-85 gibi bir oranda görüldüğünü belirtiyor.

Astımla alakalı doğru bilinen yanlışlar

Astım hastalığıyla alakalı birçok yanlış bilgi bulunur. Bu bilgileri göz önüne almak hastalık etkilerini daha rahat kavrayabilmenizi sağlar.

Astım hakkındaki doğrular

Astımı olanlara kış önerileri

Hava yollarının mikrobik olmayan bir tür iltihapla aşırı duyarlı hale gelmesi sorunucu ataklar halinde gelişen kronik bir hastalık astım. Kışın astım hastalarını bekleyen tehlikeler ve alınması gerekenler önlemler neler? Erişkin Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhat Çelikel, bu mevsimde astım hastalarını tehdit eden etkenleri anlatıp önemli uyarılarda bulunuyor.

Dünyada ortalama 300 milyon, Türkiye’de ise ortalama 5 milyon kişide bulunan astım, bilhassa kışın hastaları zorluyor. Çünkü soğuk hava astımlı hastaların hava yollarının aniden daralmasına neden oluyor. Ardından bronşların daralması şiddetli öksürüğe, hırıltıya ve nefes darlığına sebep oluyor ve hastanelere başvurular artırıyor. Tedavi edilmeyen ve düzenli ilaç kullanmayan hastalar için yaşam kalitesi düştüğü gibi hayati tehlikeye bile varan astım atakları görülebiliyor. Ancak tüm bunlardan korunmak mümkün.

Kışın astımda bu 10 kuralı aklınızda tutun! 

Kış mevsiminde astım hastalarının dikkatli olması gereken 10 önemli kuralı  Prof. Dr. Serhat Çelikel şöyle özetliyor:

 

 

Kaynaklar:

Prof. Dr. Özge Soyer

Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof Dr. Ahmet Akçay

Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol

Göğüs Hastalıkları ve Erişkin Alerji Uzmanı Prof. Dr. Serhat Çelikel

Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu

Doç. Dr. Zeynep Çelebi Sözener

Prof. Dr. Gülfem Elif Çelik

Türkiye Alerji Astım Derneği

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) 

“Astım nedir? Astım öksürüğü için ne yapılabilir?” başlıklı haberimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: 

YouTube video player

Exit mobile version