Bozulması durumunda sağlığın gidişatını ve hayat kalitesini ciddi oranda etkileyen böbrek sağlığını korumak mümkün. Önlemler arasında yeterli miktarda su ve dengeli tuz tüketimi, kan basıncı kontrolü ve hareketli bir yaşam gibi konulara dikkat edilmesi öneriliyor.
Vücutta oldukça küçük yer kaplayan böbrekler, büyük işler başarıyor. Vücudun arıtma sistemi olarak da tanımlanabilecek böbrekler, vücut ağırlığının yalnızca binde dördü kadardır. Bir günde yaklaşık 200 litre kanı filtre eden böbrekler, metabolik, zararlı madde ve ilaç gibi maddelerin kalıntılarının vücuttan atılmasını sağlar. Ayrıca böbrekler vücudun asit baz dengesini, kan hacmini ve kan basıncını da düzenler. Yanı sıra, D vitamininin aktifleşmesini de sağlayarak kemik sağlığını korur.
İlk aşamalarda belirti vermiyor
Böbrek hastalıklarının ilk aşamalarında ne yazık ki genellikle herhangi bir belirti görülmüyor. Ancak, hastalık ilerlediğinde el, yüz ve bacaklarda şişme, yorgunluk, iştahsızlık, bulantı ve kusma, idrar miktarında azalma, nefes darlığı, yüksek kan basıncı, uykusuzluk, kas krampları gibi sorunlar görülmeye başlar. Böbrek hastalıklarına yakalanmamak için böbrek sağlığına çocukluk çağından itibaren özen gösterilmesi gerekir.
Halk arasında “idrar yolları enfeksiyonu” olarak da bilinen, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemlerine yol açabilen böbrek iltihabı genellikle bakteri ve virüs kaynaklı olabiliyor.
Böbrek enfeksiyonun gelişme riski
İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, böbrek enfeksiyonuna yol açan bakterilerin büyük bir bölümünün bağırsaklarda bulunan ve sindirime yardımcı olan mikroorganizmalar olduğunu belirterek ekliyor: “Vezikoüreteral reflü, yani mesanedeki idrarın böbreklere doğru geri kaçmasına yol açan anomali, böbrek taşları, at nalı böbrek, gelişmemiş küçük böbrek, polikistik böbrek gibi böbreklerinde doğumsal anomaliler bulunanlar, az su içen, kabızlık çeken, idrarını tutan kişilerde de böbrek enfeksiyonun gelişme riski oldukça yüksek.”
Böbrek iltihaplarının pek çoğunun idrar yollarının alt kısmında, mesane veya üretrada başladığını, daha sonra enfeksiyonun ilerlediğini ve enfeksiyon gelişen böbrek sağlığının bozulduğunu söyleyen İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Hastalığın başlangıcındaki ağrı, idrar değişikliği, idrar yaparken yanma, yüksek ateş, üşüme, titreme, bulantı ve kusma gibi belirtiler dikkate alınıp takip edilmeli. Eğer belirtiler önemsenmez ve tedavi edilmezse enfeksiyon böbreğe doğru ilerleyerek daha şiddetli bir tablonun gelişmesine yol açabilir. Böbrek enfeksiyonları tedavi edilmezse böbrekte hasar, böbrek absesi, böbrek yetmezliği ve hipertansiyon gibi ciddi durumların gelişmesine neden olabilir” dedi.
Kadınların böbrek sağlığını koruması daha da önemli
Bakteri ve virüs kaynaklı olan enfeksiyonların büyük bir bölümünün bağırsaklarda bulunduğunu ve sindirime yardımcı olduğunu belirten İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Özellikle kadınlarda ilerleyen genital enfeksiyonlar, idrar yollarına geçerek enfeksiyon oluşmasına neden olabiliyor. Risk grubunda olan kişilerin hastalık başlangıcındaki belirtileri olduğunda bir uzmana gözükerek gerekli tahlilleri yaptırması ve uygun antibiyotik tedavisi ile sıvı desteği alması gerekir. Sık idrara çıkma, idrarda koku, halsizlik ve kasıklarda ağrı gibi belirtiler olduğunda mutlaka bir uzmana başvurulmalı” uyarısında bulundu.
Altın önerilere dikkat
Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, böbrek enfeksiyonundan korunmak ve böbrek sağlığını korumak için alınması gereken 7 önlemi ise şu şekilde sıraladı:
- Yeterli su tüketin: Avustralya ve Kanadalı araştırmacılara göre, yeterli sıvı tüketimi kronik böbrek hastalığı gelişimi riskini azaltıyor. Geleneksel bilimsel görüşe göre günlük 1.5- 2 litre su tüketmeniz sağlığınız için ideal ancak en doğru miktar için doktorunuza danışın.
- Hareketli bir yaşam benimseyin: Düzenli olarak yürüyüş, hafif koşu, bisiklete binmek gibi egzersizleri yaparak hem dinç bir bedene sahip olur hem de varsa fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz.
- Kan şekerinizi düzenli kontrol edin: Diyabet, kronik böbrek hastalığına neden olan hastalıklar içinde ilk sırada. Diyabete bağlı böbrek hasarının (diyabetik nefropati) erken dönemde tanınması sonrasında uygulanacak tedaviler sayesinde böbreklerdeki hasar geri döndürülebiliyor veya hızı düşürülebiliyor.
- Kan basıncınızı ölçtürün: Hipertansiyon, kronik böbrek hastalığına yol açan bir faktör olabileceği gibi, böbrek hastalığının sonucu olarak da gelişebilir ve tansiyon yüksek seyrettikçe hastalığın ilerlemesi de hızlanır.
- Tuz tüketimine dikkat: Dünya Sağlık Örgütü bir günde alınması gereken tuz miktarının 5 gr. olduğunu söylüyor. Ancak ülkemizde günlük ortalama tuz tüketimi 18 gr. civarındadır. Yemek masalarınızda tuzluk bulundurmayın ve yemeklerinizi baharat ve bitkiler (nane, kekik vb.) ile tatlandırın.
- Tütün mamullerinden uzak durun: Sigara içimi böbrek kan akımında azalmaya neden olur. Böylece böbrekler yeterince süzme yapamaz ve atık maddeler vücutta birikir. Sigara içen kişilerde böbrek kanseri gelişme riski de yüksektir: yüzde 50.
- Gelişigüzel ilaç kullanmayın: Doktor reçetesi olmadan ağrı kesici ilaçlar kullanmayın. Bu ilaçlar bazen kullanıldıkları doz ve süreyle ilişkili olarak bazen de bunlardan bağımsız olarak böbrek hasarı oluşturabiliyor.
Kaynak:
Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu
“Böbrek sağlığını korumak için 7 önlem” başlıklı haberimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: