“Çikolata kisti nedir?” sorusuna verilecek cevaplar hastalığın teşhisi için ışık tutuyor. Tıbbi adıyla endometriozis, halk arasında bilinen adıyla çikolata kisti, “Rahim içini oluşturan ve endometrium olarak adlandırılan dokunun bu bölge dışında bulunması durumu olarak” tanımlanabilir. Çikolata kisti, Türkiye’de üreme çağındaki her 10 kadından 1’inde, bir başka deyişle 2 milyon kadında görülebiliyor. Pek çok hastalıkla ortak belirtilere sahip olması, kimi hastalarda sinsi ilerlemesi ve yıllık rutin kontrollerin ihmal edilmesi nedeniyle tanı konulması 7 yılı bulabiliyor.
Çikolata kisti nedir?
“Çikolata kisti nedir?” ve “Çikolata kisti belirtisi nedir?” sorularına zamanında cevap vermek gerekiyor. Geç teşhis edilmesi hastaların yıllarca yaşam kalitelerini bozacak şiddette seyredebilen ağrılarla yaşamak zorunda kalmalarına, dahası infertilite sorununa neden olabiliyor. Pek çok organda tutulum yapabilen ve karın zarından 5 mm’den daha fazla derine ilerlemiş olan ‘derin endometriozis’ tablosunda ise tedavide geç kalındığında organlarda ciddi kalıcı hasar oluşabiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, çikolata kisti (derin endometriozis) tedavisinden başarılı sonuç alınmasında erken tanının kilit role sahip olduğuna dikkat çekerek, “Erken tanı organlarda fonksiyon kaybı ve daha ağır ameliyatlardan hastayı kurtarabiliyor. Tedavi ile ağrılardan kurtulmak ve normal bir hayat sürmek mümkün oluyor. Hastanın ağrılarının ve fonksiyon kaybının düzelmesi sayesinde iş, özel ve sosyal hayatı olumlu yönde etkileniyor” diyor.
Üreme çağındaki her 10 kadından birinin sorunu: Çikolata kisti
Halk arasında çikolata kisti adıyla bilinen rahim iç duvarındaki dokunun rahim dışında büyümesi ile oluşan bir hastalık olan endometriosis nedir? Hastalık hakkında bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Özgü; üreme çağındaki kadınların yüzde 10 kadarında endometriosis görülebildiğini belirtti.
”En sık yumurtalıklar, tüpler, barsak duvarında gözlenirler. Bu hücrelerin olması gerektiği yerden başka bir yerde büyümesine bağlı olarak hastalarda belirtiler ortaya çıkar. En sık gözlenen belirti ağrıdır. Ağrı özellikle adet döneminde kasık bölgesinde gözlenebilir, cinsel ilişki sırasında, idrar yaparken ya da dışkılama esnasında ağrı oluşabilir” dedi.
Hastaların yüzde 40’ında infertilite gözleniyor
Bir diğer önemli belirtinin ise çocuk sahibi olmada zorluk olduğunu söyleyen Doç. Dr. Emre Özgü ”Rahim dışına yerleşmiş dokunun yarattığı yapışıklıklar hem ağrıya sebep olurken hem de tüplerde ve yumurtalıklarda yarattığı hastalar çocuk sahibi olma kapasitesinde azalmaya yol açabilmektedir. Endometriosis tanısı almış hastaların yüzde 30-40 kadarında kısırlık gözlenir” açıklamasında bulundu.
Çikolata kisti rahime zarar veriyor
Adı güzel kendisi kadınların kabusu olabilen çikolata kistleri, tüp ve yumurtalıklarda yapışıklıklara yol açması nedeniyle rahim iç duvarının gebeliğe uygunluğunu bozar, yumurtalık rezervinin azalmasına ve dolayısıyla da kısırlığa yol açar.
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, ismi ile tatlıyı çağrıştıran ancak hiç de öyle olmayan, dünyada yaklaşık 190 milyon kadında gözlemlenen, ülkemizde her 10 kadından 1’inde görülen çikolata kistleri hakkında bilgi verdi…
“Endometriozis, her ay kalınlaşıp eğer gebelik oluşmaz ise adet kanaması ile atılan rahim içi duvar tabakasının rahim dışı bölgelerde yerleşmesiyle oluşan kronik bir hastalıktır. Daha basit şekliyle anlatmak gerekirse, rahim duvarındaki kanayan hücrelerin adet döngüsünde dışarı atılmak yerine tüplerden geçerek iç kısma dökülmesi durumudur. Tüplerin ağız kısmında yumurtalıklar olduğu için kanayan hücreler sıklıkla yumurtalığa yapışır. Yumurtalığa yerleşen bu hücreler hormonlarında etkisiyle her ay düzenli olarak kanamaya başlar. Biriken kan koyu kahverengi kıvamda olduğu yani çikolata rengini aldığı için çikolata kisti olarak da tanımlanmıştır.
Ben, çikolata kistlerini elmanın içindeki kurda benzetirim. Nasıl ki elma içindeki kurt zamanla elmanın içine zarar veriyorsa, çikolata kistleri de zamanla benzer şekilde yumurtalık dokusuna zarar verir ve yumurta kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bu kistler kendini ciddi adet sancıları ile göstermeye başlar. Bunun dışında ilişki sırasında ağrı, idrar yaparken ağrı, idrarı boşaltamama hissi, idrarda kan görülmesi, omuz ağrısı, yorgunluk, infertilite gibi bulgulara da rastlamak mümkündür. Bu ağrılar menopoza kadar devam eder.”
Bu etkenler endometriozis riskini artırıyor
Prof. Dr. Mete Güngör, hastalık riskinin ailesinde endometriozis olanlarda diğerlerine göre 6 kat daha fazla görüldüğünü vurgulayarak, diğer risk unsurlarını şöyle sıralıyor: “İlk adet kanamasının 11 yaşından önce olması, 27 günden kısa aralıklarla adet olmak, adetin 7 günden uzun sürmesi, hiç gebe kalmamış ve doğurmamış olmak, yüksek düzeyde östrojene maruz kalmak, normal adet döngüsünü engelleyen yapısal anomalilerin varlığı, yakın akrabalarda görülmesi, sağlıksız beslenme, özellikle et ağırlıklı, sebzeden yoksun ve yağlı beslenme, aşırı kafein tüketimi endometriozis için diğer risk faktörleri olarak kabul edilmektedir.”
Başka hastalıklarla karışabiliyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, “Halk arasında ‘çikolata kisti’ olarak bilinen bu hastalık, pek çok hastalıkla benzer şikayetlere yol açabildiği için hastalar çoğunlukla bu ağrıların endometriozisten kaynaklandığını bilmiyor ve farklı branşlarda bir çok doktora başvurarak zaman kaybedebiliyor. Örneğin; toplumda çok sık görülen bel ve sırt ağrıları, sürekli yorgunluk, karın ağrısı, karında şişkinlik ve gaz gibi sorunlar bu hastalıktan kaynaklanabiliyor.” dedi.
Bu sinyallere dikkat!
Prof. Dr. Mete Güngör, “Rahmin iç duvarını döşeyen dokunun rahim dışında bulunması olarak tanımlanan endometriozis, bazı hastalarda hiçbir belirti vermeden sinsice ilerlerken çoğu hastada ise kronik karın ağrısı başta olmak üzere, özellikle adet döneminde şiddetli ağrı ve aşırı kanamaya, ağrılı ilişkiye neden oluyor. Endometriozis bağırsakları etkilemişse ağrılı dışkılama, mesaneyi etkilemişse kanlı idrar ve yanma şikayeti görülüyor. Üreme organlarında meydana getirdiği hasarlar ise kısırlığa yol açabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Organlarda kalıcı hasar oluşturabilir!
Endometriozis vücutta bulunduğu bölgelere göre; peritoneal endometriozis, endometrioma, karın duvarı endometriozisi ve derin endometriozis olarak sınıflandırılabiliyor. Karın zarından 5 mm’den daha fazla derine ilerlemiş olan endemotriozis, ‘derin endometriozis’ olarak tanımlanıyor. Derin endometriozis kalın bağırsak (özellikle kalın bağırsağın son kısmı olan rektum), appendiks, idrar kesesi ve üreter (böbrekten idrarı mesaneye ileten tüpler), siyatik sinir, diyafram ve akciğer gibi organlarda görülüyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, endometriozis hastalarının yüzde 10-20’sinde oluşan derin endometriozisin şiddetli ağrının yanı sıra başta bağırsaklar, yumurtalıklar ve böbrekler olmak üzere tutulum yaptığı organlarda önemli hasarlar oluşturabildiği uyarısında bulunarak, “Tutulan organa göre sorunlar değişiyor. Örneğin bağırsak tutulumunda karın hamile gibi şişerken, dışkılama sırasında şiddetli ağrı gelişebiliyor. Siyatik sinirleri tutmuş ise yürümede güçlük ve düşük ayak sorunları oluşabiliyor. Mesane endometriozisinde kasık ağrısı ve kanlı idrar sorunları yaşanırken, diyafram endometriozisinde ise şiddetli sağ omuz ağrısı görülüyor. Tedavide geç kalındığında bu tür önemli sorunlar kalıcı hale dönüşerek hastanın yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebiliyor” diyor.
Kansere neden olabiliyor
Yapılan bilimsel çalışmalar yumurtalık (Over) kanserinin, endometriozisi olan hastalarda daha sık görüldüğünü ortaya koyuyor. Prof. Dr. Mete Güngör “Her çikolata kistini ameliyat etmiyoruz. Hastanın şikayeti yoksa, kist 5 cm’den küçükse ve hasta genç ise bu kistleri bir süre takip edebiliriz. Çünkü bu hastalık yüzde 10-30 oranında tekrarlayabilir. Bu nedenle ameliyat edeceksek önemli bir nedenimiz olmalıdır” derken, ameliyat gerektiren durumları ise şöyle açıklıyor: “Şiddetli ağrı, tedaviye rağmen gebe kalamamak ve kanser açısından şüpheli görüntü durumunda ameliyat gerekir. Özellikle 40-50 yaş arasında ortaya çıkan kistleri kanserin habercisi olabildiğinden ameliyat edilerek patolojik incelemelesi yapılmalıdır.”
Bu üç sinyal çikolata kisti belirtisi
Derin çikolata kistinin belirtisi arasında en yaygın, yani birincil semptomu, özellikle adet dönemlerinde yaşanan yoğun pelvik ağrısı (kalça-bel) oluyor. Ancak adet döneminde gelişen ağrılar hastalar tarafından olağan bir durum olarak görüldüğü için genellikle ihmal ediliyor ve hekime başvurulmakta gecikiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, erken tanı için derin çikolata kisti belirtisinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, “Özellikle sancılı adet görme, adet sırasında sancılı dışkılama ve ağrılı cinsel ilişki sorunları derin endometriozisin üç önemli belirtisini oluşturuyor. Bu sorunlar ihmal edilmeden mutlaka endometriozis tedavi merkezine başvurulmalıdır” diyor.
Çikolata kisti belirtileri neler?
Aşağıda yer alan belirtilerden 5’i varsa, sorununuzun nedeni derin endometriozis olabilir!
- Pelvik bölgesinde (kalça-bel) sürekli ağrı
- Adet döneminde aşırı kanama
- Adet döneminde şiddetli ağrı
- Ara lekelenme kanamaları
- Dışkı yaparken zorlanma, şiddetli ağrı, kabızlık ile gaz sorunları
- Ağrılı cinsel ilişki
- Karında şişkinlik
- İdrar yaparken ağrı ve yanma, kanlı idrar
- Özellikle adet döneminde migren sorunu yaşamak
- Hamile kalamamak
- Sürekli yorgun hissetmek
Endometriozis sorunu anneliğe engel olabilir mi?
Endometriozis sorunu, rahmin içini döşeyen hücrelerin çeşitli etkenlerle rahim dışında yerleşerek büyümeleri sonucunda oluşuyor ve toplumdaki bilinen adıyla ‘çikolata kisti’ olarak tanımlanıyor. Kadınlık hormonu östrojene bağımlı bir hastalık olduğu için genellikle 25-45 yaşları arasındaki üreme çağındaki kadınlarda görülen çikolata kisti, her 10 kadından birini etkileyen, yaygın bir hastalık.
Çeşitli teoriler öne sürülse de oluşum nedeni henüz bilinmeyen endometriozis sorunu; adet döneminde sancı, ilişki esnasında ağrı ve kronik kasık ağrısı gibi sorunlara yol açarak yaşam kalitesini oldukça düşürebiliyor. Dahası üreme sağlığında problemler oluşturarak hamile kalmayı önleyebiliyor, hamilelik oluşsa bile düşüğe neden olabiliyor. Bu durum, çikolata kisti gebeliğe engel mi sorusunu sıklıkla gündeme getirir.
Öyle ki çikolat kisti tanısı konulan kadınların yüzde 30-50’sinde infertilite, toplumdaki bilinen adıyla kısırlık tespit ediliyor. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hale Göksever Çelik, günümüzde yardımcı üreme tedavileri ile endometriozis hastalarının anne olma şansını yakaladıklarını belirterek “Endometriozis infertilitenin başlıca nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak ülkemizde kadınların çoğu adet döneminde yaşanan ağrıları olağan kabul ettikleri için hastalık sinsince ilerleyerek anne olmayı önleyecek noktaya ulaşabiliyor. Dolayısıyla her kadının düzenli jinekolojik muayenesini aksatmaması ve adet döneminde yaşanan ağrılarda hekime başvurması hem yaşam kalitesi hem üreme sağlığı için çok önemlidir.” diyor.
Tanı konulması 7-10 yılı bulabiliyor
Endometriozis hastalığına özgü spesifik bir belirti olmadığı için erken tanı özellikle adet döneminde yaşanan ağrı gibi şikayetlerin dikkate alınması ve hekime başvurulması ile mümkün oluyor. Doç. Dr. Hale Göksever Çelik, endometrizisin başka hastalıklarla ortak belirtilere sahip olması, adet sancılarının hastalar tarafından çok önemsenmemesi ve endometriozissorunu farkındalığının az olması nedeniyle tanıda ortalama 7-10 yıllık gecikmeler yaşandığına dikkat çekiyor.
Endometriozis sorunu anne olma şansını etkiliyor
Kadınlarda ovülasyon, yani yumurtlama sorunları, tüplere ve rahme ait problemler infertilite sorununa yol açabiliyor. Ayrıca bazı kadınlarda hamileliği önleyecek herhangi bir problem olmadan da infertilite görülebiliyor. Endometriozis sorunu; tüplerde oluşan yapışıklıklar, tüplerin hareketliliğinde bozulmalar ve yumurtalık kalitesinde düşme gibi mekanizmalarla infertiliteye neden olabiliyor. Endometriozisi olan kadınların bir kısmında hiçbir belirti ve bulgu görülmez iken adet döneminde sancı, ilişki esnasında ağrı, kronik kasık ağrısı ve hamile kalamamak, hekime en sık başvuru nedenlerini oluşturuyor.
Her çikolata kisti kısırlık yapmaz
Kronik bir hastalık olan çikolata kistinin rahmin iç tarafını kaplayan astar dokunun yumurtalıklarda, karın boşluğunda, karın içi zarlarda, tüplerde veya rahmi tutan bağlarda gelişmesiyle ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Yücel Karaman, “Endometrioma (Çikolata Kisti) hastalarında temel problem, her adet döneminde çikolata kistinin yerleştiği yerlerde kanamanın olmasıdır. Çünkü kist yumurtalığa yerleşirse bu durum fallop tüplerini de etkileyerek doğal yolla üreme şansını büyük oranda düşürür. Yumurtalıkta oluşan tüpler aynı şekilde yumurta hücre rezervini de önemli ölçüde azaltır. Her çikolata kisti için kısırlık yapar diyemesek de infertilite olan kadınların yüzde 40’ında çikolata kisti olduğunu söyleyebiliriz. Ancak ileri evre bir kistten bahsediyorsak bunu kısırlıkla ilişkilendirmek mümkündür” dedi.
Doğru tedavi hamilelik şansını artırıyor!
İnfertilite sorununda hamileliğin nasıl planlanacağına hasta bazında karar veriliyor ve tedavi kişiye özgü planlanıyor. Kadının yaşı, yumurtalık rezervi, tüplerin açık olup olmaması, rahimde yer kaplayan bir oluşumun (polip, myom, vs) varlığı ve eşin sağlık durumu, hamilelik şansını etkileyen faktörleri oluşturuyor. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hale Göksever Çelik, tüm bu etkenlerin değerlendirilip hamileliğin kendiliğinden oluşma şansının görüldüğü hastalara belirli bir süre tanındığını belirterek, “Hamilelik başarısı olmayan durumlarda ise aşılama ve tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme tedavileri ile çikolata kisti türünden farklı infertilite sorunu olan kadınlar kadar hamilelik başarısı elde edebiliyoruz. Endometriozis sorunu yaşayan hastaların da tedavi sonrasında hamile kalma şansı yaşa bağlı olarak değişmekle birlikte yüzde 50-60’lara kadar yükselebiliyor.” diyor.
Tedavide ilk adım ağrıları azaltmak
Endometriosis hastalığının tedavisinin, medikal (ilaç) ve cerrahi tedavi olarak iki ana gruba ayrılabildiğini belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Özgü, tedavinin kişiye özel olduğunun altını çizdi. ”Her endometriozis hastasının şikayeti, tedaviden beklentisi, çocuk isteme durumu, ağrı şiddeti aynı olmadığından endometriozis hastalığında kişiye özel tedavi planlaması önemlidir“ dedi.
Tedavide amacın öncelikle hastanın ağrı şikayetini azaltmak olması gerektiğini; bu amaçla hormonal ya da hormonal olmayan birçok tedavi kullanılabileceğini söyleyen Doç. Dr. Emre Özgü ”İlaç tedavisinden yeterli cevabı alamayan ya da ilaç tedavisinin fayda edemeyeceği ileri evre endometriosisi bulunan hastalarda ise cerrahi tedavi seçeneği bulunuyor” açıklamasında bulundu.
”Cerrahi tedavide esas amaç; oluşmuş yapışıklıkların açılıp normal hale getirilmesi ve mümkünse hastalığın tekrarı ihtimalini azaltmak için tüm endometriosis odaklarının ortadan kaldırılması olmalıdır. Ameliyat şekli olarak laparoskopik (kapalı) yöntemin seçilmesi ameliyat başarısını arttırırken, hastalığın tekrarı ihtimalini azaltır“ ifadelerini kullanan Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Özgü ”Çocuk sahibi olamama şikayetleri ile başvuran endometriosis hastalarında ise cerrahi sonrası yardımcı üreme tekniklerinin kullanılması ile çocuk sahibi olabilme şansı sağlanabilmektedir“ dedi.
Ameliyat kritik önem taşıyor
Endometriozisin tedavi protokolü; hastalığın seviyesine, yol açtığı sorunlara ve hastanın çocuk sahibi olmak isteyip istemediğine göre belirleniyor. Hastalık ilaç tedavisi, cerrahi yöntem veya her iki yöntemin birlikte uygulanmasıyla tedavi ediliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, ancak derin endometrioziste ilaç tedavisi uygulansa dahi organlardaki tıkanıklıkların ve yapışıklıkların ortadan kaldırılması için cerrahi yönteme başvurmak gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam ediyor:
”Ekipte endometriozis cerrahının yanı sıra, kolorektal cerrah, ürolog ve bazı nadir durumlarda göğüs cerrahı ile sinir cerrahının bulunması son derece önem taşıyor. Tutulan organa göre, o organla ilgilenen branş ile endometriozis cerrahı tedaviyi ortak olarak yönetiyor. Geride hastalıklı doku bırakılmadan, hangi doku hangi organ olursa olsun, lezyonlar tamamen çıkartılıyor. Tanının erken konulmasının yanı sıra tedavinin başarıyla yürütülmesi için endometriozis konusunda deneyimli bir ekip tarafından endometriozis tedavi merkezinde yönetilmesi son derece önem taşıyor.”
Kapalı yöntem başarıyı artırıyor
Derin endometriozis tedavisinde, sağladığı önemli avantajlar nedeniyle, genellikle, kapalı yöntemler olan laparoskopik veya robotik cerrahi tercih ediliyor. Kapalı cerrahinin en önemli faydası, ameliyat sırasında aynı giriş yerinden genel cerrah, ürolog ile kadın hastalıkları ve doğum uzmanının birlikte çalışabilmelerine imkan tanıması. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, kapalı yöntem sayesinde bağırsak, rahim, yumurtalık, böbrek veya idrar torbasıyla ilgili sorunlara aynı kesi yerinden müdahale edilebildiğine işaret ederek, “Ayrıca kapalı cerrahide vücut anatomisinin daha net görülmesi sayesinde ameliyattan daha başarılı sonuçlar alınırken, daha az ağrı ve daha az kanama sayesinde hastalar günlük yaşamlarına daha hızlı dönebiliyorlar” diyor.
Çocuk istenmiyorsa tedavi ona göre planlanır
Çikolata kistlerin tedavisini belirleyen çocuk isteği olup olmadığıdır. Eğer kadında çocuk isteği yok ise ve ağrı şikayeti ile gelmişse öncelikle ilaç tedavisine başlanır ve sonra laparoskopik (kapalı) cerrahi ile bu kistler çıkarılır. Daha sonra da bu kistlerin tekrarlanmaması amaçlı ilaç tedavisine devam edilir.
Çocuk isteniyorsa tüp bebek tedavisi önerilir
“Çocuk isteği ile bizlere başvuran çiftlerin yüzde 30’unda bu kistleri görmekteyiz. Yani infertilite açısından en sık gördüğümüz sebeplerden bir tanesi de bu pek de tatlı olmayan çikolata kistleridir. Ama tabi ki çiftlerimize ve bu kistlere gerekli tedaviyi uygulayarak başarılı sonuçlar aldık, alıyoruz, almaya da devam edeceğiz” diyen Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner,
“Öncelikle bu teşhisi koyduğumuz çiftlerimizden rahim filmi istemekteyiz. Eğer rahim filminde tüpler açık ve erkek faktörümüz de normal yani sperm sayımız yeterli ise yapacağımız işlem aşılamadır. Kadına uyguladığımız aşılama ile olumlu sonuçlar almaktayız. Çünkü amacımız ne kadar az cerrahi işlem, o kadar sağlık. Eğer kadında çikolata kistine bağlı rezerv azlığı ve dokuda bozulma tespit etmişsek ve erkek faktörü de işin içinde ise yani sperm sayısı ve harekette azlık durumu varsa, bu durumda aşılamadan olumsuz sonuç alma durumumuz oldukça yüksektir. Böyle bir durumda da direkt tüp bebeğe yönelmek bizler için faydalı olur.
Tüp bebek tedavisi için baskılama tedavisi dediğimiz durum kistlerin baskılanması yani ilaçlarla bu kistlerin aktive olmasını önlemektir. Bizler baskılama tedavisini yumurtalarımızı toplayıp, embriyolarımızı oluşturup dondurduktan sonra yaparız. Çikolata kistleri sadece yumurtalığı değil, bebeğin tutunmasını da olumsuz yönde etkiler. Bu kistlerin rahme gönderdiği olumsuz sinyaller bebeğin tutunmasına büyük ölçüde engel olmaktadır. Bu yüzden baskılama tedavisini rahim ve yumurtalıklar hazır olduktan yapmak, anne adayları için daha sağlıklı olacaktır” dedi.
Kilo almayın sigara ve alkolden uzak durun
Çikolata kisti olan kadınlarda yumurtalık kanseri, meme kanseri ve tiroid kanseri oranları artış gösterdiği için bu kadınların kilo almamaları, sigaradan uzak durmaları, yeşil sebze ve taze meyve ağırlıklı beslenmeleri, alkol almamaları ve güneşten korunmaları gerekmektedir.
Türkiye’den yurt dışına bilgi paylaşımı
Hastaların sağlıklarını ciddi boyutlarda tehdit etmesi nedeniyle endometriozisin özellikle de derin endometriozisin tanı ve tedavisinde yaşanan güçlükleri aşmak için dünyanın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de bilim insanlarının çalışmaları hızla devam ediyor. Ülkemizde endometriozis alanında uzmanlaşmış olan hekimler, bu konuda önemli ilerlemeler sağlayarak, bu bilgileri bilimsel konferanslarda meslektaşlarıyla paylaşıyorlar. Dubai’de düzenlenen uluslararası “7. Endometriozis ve rahim sorunları” kongresinde, Türk hekimler meslektaşlarına rehberlik etmek amacıyla, Türkiye’den yurt dışına ilk kez canlı derin endometriozis cerrahisi yaptılar.
Bu canlı cerrahiyi dünyanın pek çok ülkesinden hekimlerin online olarak izlediklerini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, “Özellikle ciddi ağrılara neden olabilecek endometriozis hastalığı kapalı yöntemle ve titizlikle yapılan ameliyat sonrasında geride kalıyor; hastalar ağrılarından kurtarabiliyor ve ilaçsız yaşama şansına sahip olabiliyorlar. Biz de endometriozis konusunda bilgi birikimimizi, uluslararası konferansta canlı cerrahi yaparak, meslektaşlarımızla paylaştık” diyor.
Kaynak:
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Özgü
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner
Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hale Göksever Çelik
Prof. Dr. Yücel Karaman
Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği
“Çikolata kisti nedir? Bu belirtilere dikkat!” başlıklı haberimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: