Böbrek yetmezliği hem yetişkinler hem de çocuklar için ciddi bir sağlık sorunu. Peki neden olur, nasıl fark edilir? Tedavi yöntemleri nelerdir?
Böbrek yetmezliği nedir?
Böbrek yetmezliği, çeşitli nedenlerle böbreklerin kandaki toksinleri yeterince filtreleyememesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalık aniden gelişebilmesinin yanı sıra yıllar içinde geliştiği de görülür.
Böbrek yetmezliğinin nedenleri nelerdir?
Böbrekler görevlerini yerine getiremediğinde vücutta aşırı toksin yüklemesi olur. Toksik maddeye maruz kalmadan kaynaklı görülen aşırı sıvı kaybı, böbrek yaralanmaları, birbirinden farklı tıbbi rahatsızlıklar gibi birçok neden ise böbrek yetmezliğine yol açabilir. Diğer nedenler ise şöyle sıralanabilir:
- Diyabet
- Hipertansiyon
- Glomerülonefrit
- İnterstisyel nefrit
- Polikistik böbrek hastalığı
- Prostat vb idrar yollarından tıkanmaya yol açan problemler
- Böbreğe giden kan akışında bozulmalar
- Ağır metallerden toksinlere aşırı maruziyet
- Alkol ve uyuşturucu
- Kan damarlarının iltihabı
- Lupus hastalığı
- Kimi kanser türleri ya da kemoterapi ilaçları
- Gereksiz ilaç kullanımı
Böbrek yetmezliğinin belirtileri nelerdir?
Böbrek yetmezliğinin belirtileri olarak başlıca şu semptomlar sayılabilir:
- Normalden daha az idrara çıkma
- Ayak, ayak bileği ve bacaklarının şişmesinin yanı sıra vücutta oluşabilecek ödemler
- Aniden görülen nefes darlığı
- Ziyadesiyle uyuşukluk ve yorgunluk hali
- Devamlı mide bulantısı
- Zihinde bulanma
- Göğüste ağrı ya da baskı
- Koma
Kalıtsal böbrek hastalıkları oranı yüzde 10-15!
Önemli bir sosyoekonomik etkiye sahip olduğu bilinen kronik böbrek hastalıklarının önde gelen nedenleri arasında kalıtsal böbrek hastalıkları gelir. Son dönemde böbrek yetmezliği hastalarının tedavisinde kullanılan diyaliz ve böbrek transplantasyonu vakalarının en az yüzde 10-15’inde kalıtsal böbrek hastalıkları bulunduğuna işaret eden Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, “Bu hastaların önemli bir kısmı, spesifik olmayan/yanlış bir tanı veya etiyolojisi bilinmeyen KBH tanısı alabiliyor. Bu da doğru tedaviyi, hastanın takibini ve genetik danışmanlığı etkileyebiliyor” dedi.
Aile öyküsü riski artırıyor
“Böbrek hastalıkları ile başvuran hastalarımızda, öncelikle yakınlarının arasında böbrek hastalığı öyküsünün varlığı, özellikle de hemodiyaliz hastasının olması durumunda kalıtsal böbrek hastalığının varlığını düşünürüz” diyen Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, “Yakınlarında bir böbrek hastalığı olması bile böbrek hastalığı için bir risk faktörüdür. Ancak böbrek hastalığının nedeninin kalıtsal olmasının kanıtı değildir” dedi.
Kalıtımla geçen tüm hastalıklat doğumdan itibaren vardır
“Kalıtsal hastalıklar doğumdan itibaren bulgu verebileceği gibi ileri yaşlarda ve erken çocukluk yaşında da ortaya çıkabilir. Dolayısıyla klinik bulgu verme dönemine göre iki formu vardır” diyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Aslında kalıtımla geçen tüm hastalıklar doğumdan itibaren vardır. Ancak klinik bulguların başlangıç yaşına göre ikiye ayırmak her böbrek hastalığı için doğru değildir. Bazıları her iki yaş grubunda başlayabileceği gibi adölesan yaş grubunda ortaya çıkabilir.
Çocukluk tipi polikistik böbrek hastalığı gibi kalıtsal geçiş yapan bazı hastalıklar, hastanın hem anne hem de babasında aynı genin olmasıyla gelişir. Oldukça nadir görülen bu hastalıklar klinik olarak da çok ağır seyrettiği gibi daha erken yaşlarda ortaya çıkar. Bazı hastalarda ise ebeveynlerden sadece birinde hastalık yapan genin olması yeterlidir. Yetişkin tipi polikistik böbrek hastalığı bu şekilde kalıtsal geçiş yapan hastalıklardan biridir.”
Kalıtsal böbrek hastalıklarına başka hastalıklar da eşlik edebilir
Bazı kalıtımsal böbrek hastalıklarının ise cinsiyete göre geçiş yaptığının bilgisini veren Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, bununla birlikte böbrek hastalıklarında işitme azlığı veya kulak sayvanlarında anormallik ve bazı göz hastalıklarının eşlik ettiği kalıtımsal hastalıklarının da bulunduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Gülçin Kantarcı sözlerine şöyle devam etti: “İdrar kesesi ve idrar yollarının işlevsel veya şekilsel sorunları da böbrek hastalıklarına neden olabileceği gibi böbreğin yerleşim sorunları nedeniyle böbrek hastalıkları gelişebilir. Bunların her biri kalıtımsal veya sadece o bireyi etkileyen doğuştan var olan böbrek sorunlarıdır. Her biri için doğru tedavi için nedenin doğru tespit edilmesi çok önem taşır.”
Erken tanıyla böbrek yetmezliğinin önüne geçilebilir
Kalıtsal böbrek hastalıklarının zamanında ve doğru tanı konulamaması durumunda pek çok soruna neden olabileceğinin altını çizen Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bazı kalıtsal böbrek hastalıkları da protein kaçağına neden olur ve ilerleyici böbrek yetmezliği ile sonuçlanır. İdrarda kanama yapan Alport Sendromu gibi kalıtsal hastalıklardan bazıları ilerleyici böbrek yetmezliğine neden olabilirken, benzer klinik bulgularla başlayan ince bazal membran hastalığının da içinde bulunduğu bir grup hastalık ise daha hafif seyirli bir klinik seyir izler. Böbrek ve idrar yolu taşlarına neden olan hastalıklar çoğunlukla kalıtsal hastalıklardır. Bu hastalıkları erken tanınıp genetik tespiti ile böbrek yetmezliği gelişimine engel olmak mümkün. Bu hastalıkla ilgili çocuk sahibi olmadan önce genetik bilgi sahibi olmak ve erken dönemde nefroloji takibine başlamak hastalıkların görülme sıklığını ve ileri böbrek yetmezliğine gidişini azaltabilir.”
Çocuklarda böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği büyükler kadar çocukları da tehdit ediyor. Çocuk sağlığı, bilinçsiz yeme-içme alışkanlıklarından olumsuz etkilenebiliyor. Doğuştan gelen böbrek hastalıkları da dahil olmak üzere çocuklarda pek çok böbrek sorununun görüldüğünün altını çizen Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı şöyle konuştu:
“Çocuklarda bazı yeme içme alışkanlıkları, pek çok böbrek hastalığına davetiye çıkarabiliyor. Hazır içecekler ve paketli gıdaların sık tüketimi, idrara çıkmanın ertelenmesi ve gün içinde az su tüketilmesi böbrek sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Böbrek sağlığı için sağlıklı beslenme oldukça önemli.”
İdrar yolu enfeksiyonunun, böbrek taşı ve doğumsal böbrek hastalıklarının tüm yaş gruplarında görülebildiğini belirten Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, idrar yolu enfeksiyonunun geç ya da yetersiz tedavi edilirse, tekrarlanırsa ve böbrek iltihabı yaratılırsa çok tehlikeli durumlara neden olabileceğini belirtti ve ekledi:
“Böbrekte hasar bırakan iltihap ileri yaşlarda hipertansiyona, böbrek yetersizliğine, büyüme geriliğine, kansızlığa, gebelikte albuminüri ve gebelik zehirlenmesine kadar gidebiliyor. Obezite ve diyabet ise çocuklarda protein yükselmesi ve hipertansiyona bağlı böbrek fonksiyonlarında bozulma ve böbrek taşları gibi sorunları beraberinde getirebiliyor.”
Kronik böbrek yetmezliği olan çocuklar
Böbrekler kandaki toksinleri filtreleme yeteneğini kaybettiğinde böbrek yetmezliği ortaya çıktığını ve bu durumun üç aydan uzun süre ile geri dönüşümsüz ve ilerleyici olarak bozulması halinde kronik böbrek hastalığı olarak tanımlandığını hatırlatan Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, şu kolara dikkat çekti:
“Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da görülen bu durumun Türkiye’deki sıklığı, Credit-C çalışmasına göre 5-12 yaş aralığında 3079 çocukta 4 olarak bildiriliyor. Çocuklarda böbrek sorunlarının nedenleri arasında; doğumsal böbrek hastalıklarını, (vezikoüreteral reflü, idrar kanalı darlıkları, idrar kanalı genişlikleri, tek böbrek, yapışık böbrek, mesane hastalıkları gibi), kistik böbrek hastalıklarını, böbrek hasarlarını, iltihap durumlarını, böbrek taşlarını, ailesel hastalık öykülerini ve damar hastalıklarını sayabiliriz.”
Kronik böbrek hastalığı olan çocukların düzenli aralıklarla takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, “Bu takipler sırasında büyüme gelişmeleri, kan basıncı, idrar tahlili ve idrar protein seviyeleri, kan tahlilleri ile böbrek fonksiyonları, mineral dengesi, kansızlık, vitamin düzeyleri değerlendirilerek ilaç tedavileri uygulanmalı. Böbrek fonksiyonlarının en son aşamaya geldiği, idrar miktarının çok az seviyeye indiği ya da idrarın hiç olmadığı, beslenmenin bozulduğu durumlarda, kalp ve diğer organları da etkileyen bozukluklar ortaya çıktığında ise diyaliz tedavisi ya da böbrek nakli tedavisi gerekiyor” dedi.
Çocuk sağlığı için doğru beslenme seçimi
Sağlıklı beslenme alışkanlığının bebeklikte başladığını vurgulayan Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, “Ebeveynler çocukları ilk ek besinlerle tanıştırdıkları dönemden itibaren mevsiminde, doğal, besinler sunmaya özen göstermeli. Anne ve babalar besin tercihleri ile çocuklara örnek olduklarını da unutmamalılar. Sebze yemeyen bir annenin ya da hazır içecekler tüketen bir babanın çocuğunun tencere yemeklerini sevmesini beklemek gerçekçi olmaz” şeklinde konuştu.
İşte Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı’dan, çocukların böbrek sağlığını korumak için anne-babalara önerileri:
- Çocuklarınızı işlenmiş ve tuzlu gıdalardan mümkün olduğunca uzak tutun. Tuz, şeker ve işlenmiş gıdalardan kısıtlı, dengeli protein, yağ ve karbonhidrat içeriğine sahip meyve, sebze ve süt grubu besinleri tüketmelerine özen gösterin. Çocuklarınızı ilk 1 yaşta tuz, ilk 3 yaşta şeker ile tanıştırmayın.
- Şeker oranı düşük portakal, mandalina, nar gibi kış meyveleri ile salatalık, çilek gibi yaz besinleri çocuklara ara öğün olarak günde 1-2 porsiyon verilebilir. Kuru yemiş (kavrulmamış), kuru meyve, meyve pestilleri, kaşar peyniri, dondurma, tahin-pekmez, ev yapımı kekler de porsiyon miktarına dikkat edilerek tüketilebilir. Çikolata, gofret, hazır dondurma gibi ürünler ise haftada birden daha sık olmamak kaydıyla ufak porsiyonlar şeklinde verilebilir.
- Yemek yanında salata, yoğurt bulundurun, ara öğünlerde meyve, çiğ sebze, kuru yemiş-kuru meyve, süt tüketimini özendirin. Ayaküstü atıştırmaları engelleyin, çocuklarınızın televizyon ve bilgisayar karşısında yemek yemelerine izin vermeyin.
- Gün içinde yeterli su tüketmelerine destek olun. Yaşa göre değişmekle birlikte günde 1-1,5 litre su tüketilmelidir.
- İdrarın ertelenmesinin yararlı olmadığını anlatın. 3 saat ara ile, günlük ortalama 6 kez tuvalete gidilmesi idealdir.
- Doktora danışmadan ağrı kesici, ateş düşürücü, antibiyotik ya da başka ilaç / bitkisel ürün kullanmayın.
- Haftada en az 3 gün fizik aktivite yapmalarını sağlayın. Ailece yürüyüşler yapabilir, çocuklarınızın erken yaşta sevdikleri bir spor ile uğraşmalarını destekleyebilirsiniz.
Böbrek yetmezliği belirtileri işitme kaybını tetikliyor
Böbrek yetmezliği belirtileri, işitme kaybını tetikleyebiliyor. Çünkü vücudun farklı bölümlerindeki organlar birbirini etkileyebiliyor. Kronik böbrek rahatsızlığı ile işitme kaybı arasında bir ilişki olduğunu belirten Odyoloji Doktoru Bahtiyar Çelikgün, “İç kulak ile böbrek yapıları birbirine benziyor. Yapılan araştırmalar kronik böbrek yetmezliği yaşayan hastaların iç kulak yapılarının etkilendiğini ve bunun da işitme kaybına neden olduğunu ortaya koyuyor. Pediatrik dönemde böbrek yetmezliği yaşayan çocuklarda ilerleyen dönemlerde işitme kaybı da görülebiliyor. Düzenli periyodik işitme testlerinin yapılması ve işitme kaybıyla karşılaşılan durumlarda mutlaka bir uzmana danışılması çok önemli” açıklamasında bulundu.
Böbrek yetmezliği belirtileri yaşayan kişilerde işitme kaybı riskinin sağlıklı bir bireye göre daha yüksek olduğunu söyleyen Odyoloji Doktoru Bahtiyar Çelikgün, “Kronik böbrek rahatsızlığı yaşayan ve diyaliz merkezine giden kişiler arasında yapılan araştırmada hastaların iç kulak yapılarının etkilendiği, bu sebeple de işitme kaybı görüldüğü sonucuna ulaşıldı. Yine başka bir araştırmada ise böbrek yetmezliği tedavisinde kullanılan ilaçların ilerleyen dönemlerde işitme kaybına neden olabileceği vurgulandı. Dolasıyla bu ilaçların dikkatli kullanılması ve periyodik olarak işitme testi yapılarak etkisinin değerlendirilmesi gerekiyor.” dedi.
Böbrek yetmezliği belirtileri olan çocuklara işitme testi yaptırılmalı
Pediatrik dönemde böbrek yetmezliği yaşayan çocukların ilerleyen dönemlerde işitme kaybı riski ile karşılaşabileceğinin altını çizen Odyoloji Doktoru Bahtiyar Çelikgün, “Gelişim döneminde olup böbrek yetmezliği yaşayan çocuklar arasında yapılan araştırmada işitsel beyin sapı cevaplarının farklı değerlerde olduğu ve bu farklılığın ileride işitme kaybına neden olabileceği görüldü (3). Özellikle gelişim dönemindeki çocukların dil, sosyal ve akademik başarıda büyük rol oynayan işitme yeteneğinin eksiksiz bir şekilde devam etmesi için böbrek yetmezliği yaşayan çocukların periyodik işitme testlerinin yapılması ve işitme kaybıyla karşılaşılan durumlarda ise bir uzmana başvurulması çok önemli” hatırlatmasında bulundu.
Böbrek yetmezliği tedavisi nedir?
Böbrek yetmezliği için kullanılan bazı yöntemler mevcut. Uygulanacak tedavi türü ise böbrek yetmezliğinin sebebine bağlı olarak değişir. Bu yöntemlerden biri diyalizdir. Bir diğeri ise böbrek naklidir.
Böbrek nakli sonrası ilaç kullanımına dikkat!
Son dönem böbrek yetmezliği için en iyi tedavi seçeneği olan böbrek nakli sonrasında hastanın tedaviye uyumunun çok önemli olduğunun altını çizen Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Bakan “İlaçlarını düzgün kullanmayan hastalarda böbreğin reddi açısından risk oluşabiliyor” dedi.
Bugün ülkemizde de sayısı 60 bini bulan son dönem böbrek yetmezliği yaşayan hastalar için hem yaşam süresi hem de yaşam kalitesi açısından en iyi tedavi seçeneği böbrek nakli. İstatistiklere göre ülkemizde her yıl yaklaşık 3500 civarında böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirildiğini hatırlatan Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Bakan, börek nakli sonrasında istenilen sonuca ulaşabilmek için hasta uyumunun çok önemli olduğuna işaret etti.
Hastaların kurallara uyması şart
Böbrek nakli tedavisinin ameliyat öncesi ve sonrasını da kapsayacak şekilde ömür boyu devam eden bir süreç olduğunun altının çizen Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Balkan, bu süreçte tedavinin merkezinde yer alan hastanın, kurallara uymasının önemine dikkat çekti.
Böbrek nakli sonrası başarıyı etkileyen faktörler
Böbrek nakli sonrasındaki bir yılda böbrek fonksiyonlarının yüzde 90-95 aralığında olmasının naklin başarılı olduğunun göstergesi olduğunu belirten Doç. Dr. Ali Bakan, “Bu rakam 5 yıllık süre için yüzde 70-80 aralığındadır” dedi. Böbrek nakli sonrası başarıda hastanın durumundan nefreloğun ve cerrahi ekibin deneyimine kadar birçok faktörün de etkili olduğunun altının çizen Doç. Dr. Ali Bakan sözlerine şöyle devam etti:
“Örneğin çok hızlı böbrek yetmezliğine götüren Fokal segmantel glomerulonefrit olarak tanımladığımız hastalıkta, hasta böbrek nakili olsa bile hastalık tekrarlayabiliyor. Dolayısıyla mutlaka altta yatan hastalığın kesin tanısının konması gerekir. Buna göre de strateji oluşturulmalı. Bununla birlikte nakilin planlamasından cerrahisine ve sonraki tedavi sürecini planlayan nakil ekibinin deneyimi de çok büyük önem taşır.”
Organ reddini önlemek için ilaç doğru kullanılmalı
Böbrek nakli yapılan hastaların ilk yılda yüzde 5-10’unda farklı nedenlerle organ reddiyle karşılaşıldığını hatırlatan Doç. Dr. Ali Bakan, “Bağışıklık sistemi organı reddedebildiği gibi hastanın nakil sonrasında ilaç kullanımı ya da beslenme düzeni gibi unsurlar da bu sonuca etki edebilir. Bu nedenle böbrek nakli sonrasında hastaların mutlaka dikkat etmesi gereken konuların başında, düzenli hekim kontrolleri ve ilaçlarını düzenli kullanmaları geliyor. İlaçlarını düzgün kullanmayan hastalarda böbreğin reddi açısından risk oluşuyor. İlk bir yıl, her ay daha sonraki dönemde de 3 ayda bir olmak üzere hastalarımızı görmek istiyoruz. İlaçları da ömür boyu kullanılmak zorunlu.”
Nakil öncesinde hastalar psikolojik yönden değerlendirilmeli
Hastaların çok büyük bölümünün ilaca uyum konusunda dikkatli olduğunu ancak uzun süreli bir tedavi olduğu için bazen şaşmaların yaşanabileceğini hatırlatan Doç. Dr. Ali Bakan “Uzun soluklu bu tedavide bazen hastaların da psikolojileri bozulabiliyor, bazı dalgalanmalar yaşayabiliyor. Bu durumda ilk yaptıkları ilaçlarını bırakmak oluyor. Bazen de ben tamamen iyileştim diyerek hastalar ilacı bırakabiliyor.
Bu nedenle nakil öncesinde hastaların tedaviye uyumları için genel bir psikolojik değerlendirmeden geçmeleri çok önemli. Çünkü nedeni ne olursa olsun ilacı kullanmamak organ reddi riskini geliştirebiliyor. Bu ilaçların etkileri bazen birkaç gün sürebildiği için elbette 1-2 günlük doz atlaması bu kadar büyük bir risk doğurmaz. Ama doğurmayacağı anlamına da gelmesi ilaçlarını çok düzenli kullanmaları gereklidir Ancak daha uzun süreli ilaçlar ihmal edilirse organ reddi açısından çok daha büyük risktir.”
Kilo kontrolü sağlanmalı
Böbrek Nakili sonrasında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktanın hastaya ait diğer hastalıklarının tedavisi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ali Bakan, “Örneğin diyabete bağlı böbrek yetmezliği gelişen bir hastanın kan şekeri kontrolü sağlanamazsa nakil böbreği de etkilenebilir. Hipertansiyon hastaları için de aynı durum söz konusu. Dolayısıyla böbrek nakli sonrasında hastanın gerçekten da hayatını düzene sokması, düzenli beslenmesi, su tüketimine dikkat etmesi ve tuzu hayatından çıkarması çok önemli” diye konuştu.
Böbrek nakli sonrası dönemde de hastanın kilo kontrolünün de çok önemli olduğunu anlatan Doç. Dr. Ali Bakan, “Obezite inflamatuvar bir süreçtir ve tüm vücutta damarları etkiler ve yangı yapar. Böbrekte bir damar yumağı olduğuna göre obezite de böbreğin bozulmasına neden olabilir. Dolayısıyla hastanın kilo almasını istemiyoruz ve kilo aldıysa zayıflamasını sağlıyoruz.”
Kadeverik bağış oranları artırılmalı
Türkiye’de 60.000 civarında diyalize giren hasta bulunduğunu ve bu havuzun içinden yılda ortalama 3500 civarı nakil yapılabildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Bakan, ‘’Kadeverik bağış oranlarının artırılmasıyla birlikte birçok sorunun çözülebileceği unutulmamalı. Böbrek nakli tedavisinin hemodiyalizle karşılaştırıldığında hem tıbbi, hem sosyal hem de ekonomik açıdan çok daha uygun bir çözüm yöntemi. Türkiye’de yapılan nakillerin sadece yüzde 10 kadarı kadavradan yapılırken bu oran dünyada tam tersi. Dolayısıyla toplumun her katmanında organ bağışını artırmak gerekiyor” dedi.
Böbrek nakli anne-baba olmaya engel değil!
Prof. Dr. İbrahim Berber ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, üç çiftin de yaşam öykülerinin ‘böbrek naklinin anne-baba olmaya engel olmadığının’ en güzel kanıtları olduğunu belirtirken, böbrek nakliyle hayata tutunan ya da böbrek bağışlayan kadınların sağlıklı bir hamilelik süreci yaşayarak anne olabildiklerini vurguladı.
Böbrek nakilli, 31 yaşındaki Esma Dere ikiz çocuk annesi olmanın mutluluğunu yaşıyor. 20 yaşında böbrek nakli olan Esma Dere, 7 yıl önce evlenip anne olmak istediğinde ilk başvurduğu hekimden “Nakilli olduğun için hamile kalman çok zor, hamile kalsan bile engelli veya hastalıklı doğabilir” cevabı aldığında dünyasının yıkıldığını söylüyor. Ancak vazgeçmeyip doğru takip ve doğru tedavi sayesinde, üstelik hiçbir tedaviye ihtiyaç duymadan normal yollarla bugün 4 yaşında ikiz çocuk annesi.
30 yaşındaki Şahika Merve Acar ise, kronik böbrek yetmezliği hastası olan eşi Cem Acar’a böbreğini vererek, onu yaşama döndürmüştü… Ve şimdi de 8.5 aylık hamile. Acar çifti, ikinci kez anne-baba olmanın mutluluğunu yaşıyorlar.
40 yaşındaki Ozan Göztepe de 3 yıl önce babasının böbreğiyle hayata dönmüştü. Ozan-Başak Göztepe çiftinin 6 aylık bebekleri Uraz ile mutlulukları gözlerinden okunuyor.
“Diyaliz tedavisi bana çok ağır geldi”
İstanbul’da yaşayan 31 yaşındaki ikiz çocuk annesi Esma Dere’nin nakil sürecine kadar giden hikayesi henüz 19 yaşında iken başlamış. Ellerinde ve ayaklarında aniden ödem oluşan, tansiyonu bir anda 15-16’ lara çıkan Esma Dere’ye böbrek yetmezliği teşhisi konulup hemen hastaneye yatması gerektiği söylenmiş. İlaç tedavisi uygulanan genç kadın, hekimlerin kendisine “kesinlikle böyle bir şey yapmayın!” demelerine rağmen, bitkisel ilaçlar da kullanmış! Bir yıl sonra ise aşırı mide bulantısı, kusma, aşırı halsizlik ve hızlı kilo kaybı sorunları baş göstermiş. Hemen diyalize alındığını ve 2.5 ay düzenli olarak diyalize girdiğini belirten Esma Dere “Diyaliz tedavisi bana çok ağır geldi, kaldıramadım. Ateşlenme, üşüme, titreme, mide bulantısı gibi pek çok sorunla baş etmek zorunda kaldım” diyor.
Annesi böbreğini vermek istedi ama…
Annesi kızına böbreğini vermek istemiş ama o dönem başvurdukları merkezde annesinin böbreğinin uygun olmadığı belirtilmiş. “Başka bağışçımız da yoktu! Günden güne eridiğimi gören ailem ellerinden bir şey gelmediği için kahroluyorlardı adeta. Ta ki bir gün diyaliz merkezinde karşılaştığımız bir hasta bize, bir hastaneyi önerene dek!”
“Hemen hastaneye başvurduk ve yapılan detaylı tetkikler sonrasında annemin böbreğinin bana uyduğu ve annemden böbrek nakli yapılabileceğini öğrendik. Nasıl sevindik anlatamam. Sadece iki hafta içerisinde tüm işlemler hızla ve başarıyla halledilerek naklim gerçekleşti” diyen Esma Dere, 7 yıl önce evlendikten birkaç yıl sonra da anne olmanın hayaliyle hekime başvurmuş.
4 yaşında ikiz çocukları var
Böbrek naklinden sonra sağlığıyla ilgili hiçbir problem yaşamamasının verdiği mutlulukla ama ‘ya bebeğim sağlıklı olmazsa’ kaygısıyla başvurduğu hekimden aldığı yanıt ise Dere çiftinin hayallerinin yıkılmasına ve derin bir üzüntüye kapılmalarına neden olmuş. Genç kadın o dönem yaşadıklarını şöyle anlatıyor; “‘Acaba hamile kalabilir miyim, benim de sağlıklı bir çocuğum olur mu?’ diyerek başvurduğumuz hekim “Böbrek nakli olduğun için hamile kalman çok zor. Hamilelik oluşsa dahi bebeğin büyük olasılıkla engelli veya hastalıklı bir bebek olarak dünyaya gelecek” deyince yıkıldık. Ancak sonrasında görüştüğümüz başka hekimler ‘korkulacak bir şey olmadığını, sağlıklı bir hamilelik geçirip, yine sağlıklı bir bebek dünyaya getirebileceğimi söylediklerinde yüreğimize su serpildi. Çok geçmeden de ikiz bebeklerimi sağlıkla kucağıma aldım.”
“Böbrek nakli olmam, anne olmamı engellemedi”
Esma ve Bayram Dere çifti bugün 4 yaşında ve son derece sağlıklı olan çocukları Fatih ve Yusuf ile anne -baba olmanın mutluluğunu yaşıyor. Esma Dere, böbrek nakli olan hastaların çocuk sahibi olmaktan korkmamaları gerektiğini belirtirken “Annem bana böbrek vererek, aslında anne olmamı da sağladı. Zira, diyaliz sürecinde anne olunamıyor” diyor.
Eşine böbreğiyle ‘hayat’ verdi, hamileliği son derece sağlıklı ilerliyor
İstanbul’da yaşayan Acar çifti de, böbrek naklinin ve böbrek bağışının anne-baba olmaya engel olmadığını gösteren en güzel kanıtlarından! Acar çifti evlendiklerinde, şu an 40 yaşında olan Cem Acar o dönem 6 aylık diyaliz tedavisi görüyormuş. Aynı yıl yani 2012’de annesinin bağışladığı böbrek ile hayata tutunmuş. Nakil sonrasında da, 2014 yılında oğulları Yunus Çınar katılmış Acar ailesine. Ancak annesinin bağışladığı böbrekler zamanla yıpranmaya başlamış ve 2018 yılında, hekimler çok uğraşsalar da böbreği iflas etmiş.”dedi.
Yaklaşık 4 ay boyunca yeniden diyaliz tedavisi görürken, eşi Şahika Merve Acar ile dokularının uyması sayesinde ikinci kez böbrek nakli şansını yakalamış Cem Acar. “Bu büyük bir şanstı benim için. Eşimin böbreği nakledildikten sonra sağlığıma yeniden kavuşmuştum” diyor. Eşi Şahika Merve’nin şimdi ikinci çocuklarına 8.5 aylık hamile olduğunu söyleyen Cem Acar, “Toplumda böbrek bağışlayan kişilerin anne baba olamayacaklarına dair yaygın bir kanı var. Oysa eşim bana böbreğini bağışladıktan sonra hiçbir sorun yaşamadan hamile kaldı. İki hafta sonra oğlumuzu kucağımıza alabileceğiz” diyor.
“6 aylık bebeğimizle çok mutluyuz”
40 yaşındaki Ozan Göztepe, mesanesinde doğuştan kaynaklanan sorunlar nedeniyle böbreklerinin çalışmadığını, 2019 yılında son dönem böbrek yetmezliği hastası olarak Prof. Dr. İbrahim Berber’in nakil yaptığını belirterek, babalık yolunda yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “2019 yılında babam Turgay Göztepe’nin bağışıyla böbrek nakli oldum. Hiçbir sağlık sorunu yaşamıyorum. Kullanılan bazı bağışıklık baskılayıcı ilaçlar spermleri de baskılıyormuş. Bende de sperm olmadığı tespit edilince, ilaçlarım değiştirildi. Ancak eşim Başak ve ben daha garanti olsun diye tüp bebek tedavisinden faydalandık. Şu an Uraz adında 6 aylık bir bebeğimiz var ve çok mutluyuz.”
“Yeter ki nakil ve takibi başarıyla yapılsın!”
Böbrek naklinden sonra anne-baba olmanın; başarılı bir operasyon ve yakın takip ile mümkün olduğunu belirten Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır “Bugün bir araya geldiğimiz nakilli anne ve babaların bebekleriyle sağlıklı bir şekilde mutluluklarına şahit olmak bizleri de son derece mutlu ediyor. Buradaki anne ya da babalar son dönem böbrek yetmezliği hastasıydı. Böbrek nakliyle hayata tutundular. Daha sonra da anne ve baba oldular.
Hem kendilerinin hayatlarının sağlıklı ve uzun olması hem de ebeveyn olmaları hepimizi çok duygulandırıyor. Bu çocuklar tam da bu yüzden mucize çocuklar. Böbrek nakli olmasalardı büyük olasılıkla ebeveyn olamayacaklardı, çünkü vücuttan atılamayan üre gibi zehirli maddeler sağlıklı üreme fonksiyonu için engel oluşturuyor. Böbrek nakliyle birlikte hem sağlıklarına kavuştular hem de anne-baba olmanın mutluluğunu yaşıyorlar” diyor.
Böbrek nakli hayat kurtardığı gibi anne-baba olmayı da sağlıyor!
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber, son dönem böbrek yetmezliği hastalarının anne-baba olmalarına uzanan süreç hakkında şöyle konuşuyor: “Haftada üç kez diyalize giderek çocuk sahibi olmak çok zor ama nakilden sonra kadının hamile kalma şansı artıyor. Babalar için de aynı şey geçerli. Babalar sanki etkilenmiyorlarmış gibi görünüyor ama aslında öyle değil. Çünkü vücuttaki üre eksikliği sperm fonksiyonlarını, dolayısıyla hamileliğin gerçekleşmesini olumsuz etkiliyor. Yani böbrek bağışının önemi burada bu boyutuyla da ortaya çıkıyor.”
“Kişi bir böbrekle yaşamını sorunsuz şekilde devam ettirirken, diğer böbreğini bağışladığı kişinin anne ya da baba olmasının sevincine de ortak olabiliyor. Örneğin; Esma Dere böbrek nakli sonrası sağlıkla anne olan bir hastamız. Şahika Merve Acar da bir böbreğini eşine verip onu yaşama döndürürken, şimdi de sağlıklı bir hamilelik sürecini devam ettiren, 8,5 aylık hamile bir hastamız. Yani böbrek bağışı yaptıktan sonra sağlıklı bir hayat da, sağlıklı bir hamilelik de mümkün!”
Kaynaklar:
Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı
Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı
Odyoloji Doktoru Bahtiyar Çelikgün
Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Bakan
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. İbrahim Berber
Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır
“Çocuklarda böbrek yetmezliği neden olur?” başlıklı haberimizin yanı sıra Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: