Çocuklarda takıntı sorunu pandemi süreciyle birlikte ivme kazandı. Zamanla kişinin hayat kalitesini düşüren bu durumdan çocukları nasıl koruyabiliriz?
Genellikle takıntı olarak bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hemen hemen her yaşta görülebilen ciddi bir psikiyatrik rahatsızlık. Öyle ki 3 yaş takıntılı davranışlar veya 8 yaş takıntıları gibi yaşlara özel sorunlar dahi duymuş olabilirsiniz. Dünya üzerinde yıkıcı etkiler bırakan pandemi süreci özellikle takıntıların artmasına yol açtı.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. Nigar Aliyeva’nın belirttiğine göre yaşadığımız bu zorlu pandemi süreci çocuk ve ergenlerde OKB belirtilerinin artmasına sebep oldu. Öyle ki son araştırmalar, en sık rastlanan takıntılardan birinin çocuklarda temizlik takıntısı davranışı olduğunu gösteriyor. Uzman Dr. Nigar Aliyeva, çocuklarda obsesyonun ebeveynlerin alabileceği birkaç önlemle daha sağlıklı yönetilebilceğini söylüyor.
Çocuklarda takıntı nasıl fark edilir?
Doğru ve mantıklı olmadığı bilinmesine rağmen istemsizce akla takılan rahatsız edici düşüncelere obsesyon; obsesyon sonucu oluşan kaygı ve korkuyu gidermek için yapılan tekrarlayan davranış ve düşüncelere ise kompulsiyon deniyor.
Her insanın takıntısı olabilir. Bu takıntılar hayat kalitesini etkilemiyor ve normal işlevlerini engellemiyorsa hastalık durumunda bahsetmek doğru olmaz. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Nigar Aliyeva, bu takıntılar çocuğun işlevselliğini bozduğunda, okul hayatını, derlerini, arkadaş ilişkilerini, sosyal yaşantısını ve aile ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında Obsesif Kompulsif Bozukluk yani OKB’den bahsedilebileceğini dile getiriyor.
Kirlenme korkusu, aşırı temizlik takıntıları, kendinin veya başkalarının zarar görmesinden korkmak, devamlı kontrol etme ihtiyacı, simetri takıntısı ve kompulsif olarak belli kalıplarda sayma gibi durumlar çocuklarda takıntı bozuklukları arasında en yaygın görüleni diyebiliriz.
OKB fark edilmeden ilerliyor
Yaklaşık iki yıldır yediden yetmişe herkesi kötü etkileyen pandemi özelliklerde çocuklarda kaygı ve korkuların artmasına buna bağlı olarak da takıntıların artmasına yol açtı.
Çocuklar arasında obsesif temizlik davranışlarının arttığını belirten Dr. Nigar Aliyeva yapılan çalışmaların çocuk ve ergenlerde pandemi sürecinin OKB belirtilerinin artmasına risk oluşturduğunu belirtiyor.
Çocuk döneminde OKB tanısı koymak ise ne yazık ki zor. Bunun en önemli nedenleri arasında OKB hastalığının sinsi bir şekilde başlaması ve bu başlangıç döneminin aileler tarafından fark edilmemesi. Üstelik çocukluk döneminde başlayan OKB prognoz açısından gelişimsel süreç içinde daha ağır ve uzun seyrediyor. Bu sebeple çocukluk döneminde OKB belirtileri varsa bir an önce müdahale etmek gerekiyor.
Bu tavsiyeleri dikkate alın
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Nigar Aliyeva, bu zorlu süreçte anne ve babaların çocuklarına destek olabileceği bazı önerileri bazı ve davranış kurallarını şöyle sıralıyor;
- Çocuklara temizlik konusunda tavsiye verilirken bilimsel makale ve kılavuzlardaki yazılara dikkate almak yeterli. Bunun dışında sürekli elleri yıkama ve ateş ölme gibi tavisyeler kaygıyı artırabilir.
- ‘Ellerim temiz, değil mi? Hastalanmam, değil mi? Virüs olan yerlere dokunmadım, değil mi? gibi çocuklar tarafından tekrarlanan sorularına sadece bir kez cevap vererek kaygı ve obsesif düşüncelerini pekiştirmekten kaçınmak gerekiyor.
- Çocukların konuya dair bilgilendirilmeleri ve merak ettikleri soruların net bir şekilde cevaplandırılması kaygılarını giderme bakımından büyük önem taşıyor. Bu sorular cevaplanırken çocuğun yaşı da dikkate alınarak somut örnekler kullanılabilir.
- El yıkama, sosyal mesafenin korunmasının önemi ve make takma gibi konuları çocuklara oyunlaştırarak ya da hikayeleştirerek anlatmakta fayda var.
- Bu stresli dönemde COVID- 19 virüsüne dair haberleri çocukların yanında takip etmek veya tartışmak doğru bir hareket olmayabilir.
Çocuğun yaşına göre tedavi farklılık gösterebilir
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Nigar Aliyeva OKB tedavisinin çocuğun yaşına bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini belirtiyor. Küçük çocuklarda oyun terapisi, destekleyici terapiler, ailelerle iş birlikçi tavır işe yararken daha büyük çocuklarda OKB’de özellikle obsesif düşüncelerin ve kompulsiyon davranışlarını ortadan kaldırmakiçin ilaç kullanma ihtiyacı ortaya çıkabilir.
Çocukluk döneminde OKB’de bir taraftan kullanımları son derece güvenli ve kontrollü olan ilaçlar seçilerek tedavi edilirken diğer taraftan da çocuğun yaşına uygun terapi yöntemi yapılması en etkin tedavi seçeneği. Çocuğun, hekimi tarafından önerilen ilaçlarını düzenli bir biçimde, önerilen doz ve süre boyunca almasına özen gösterilmeli. Bu süreçte çocuğa her adımda destek olup başarılarına olumlu geri bildirimde bulunulmalı.
Çocukların hem mental hem de fiziksel sağlığını korumak önemli
Siz de oğlum veya kızım çok takıntılı diye düşünebilirsiniz. Çocuklarda takıntı oluşturmamak adına yapılması gerekenler belli. Lakin bir yandan da çocukları COVID-19 enfeksiyonundan korumak için ekstra tedbirler almak gerekebiliyor. Böylesi durumlarda ebeveynlerin çocuğa yaklaşımı çok önemli. Onları kaygılandırmadan COVID-19 virüsünden korunmak için bilgilendirmeleri gerekiyor.
COVID-19 temaslı ya da bu hastalığı geçirmiş her çocukta MIS-C gelişebilir
Çocuk Kardiyolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Gülendam Koçak MIS-C denilen bir rahatsızlığın COVID-19 enfeksiyonu geçiren bazı çocuklarda iki-dört hafta sonra ortaya çıkabildiğini belirtiyor. Ağır bir hastalık olan MIS-C, her çocukta görülmediği gibi bulgu vermeden ya da hafif bulgularla kendini gösterebiliyor.
COVID-19 temaslı, bu hastalığı belirtili ya da belirtisiz geçirmiş her çocukta MIS-C gelişme riski bulunuyor. Çoğunlukla 3-12 yaş arasındaki çocuklarda rastlanan bu hastalık, daha küçük çocuk ve bebeklerde ya da daha büyük çocuklarda da görülebilir. MIS-C oluşumunun hangi çocuklarda neye göre ortaya çıktığı henüz bilinmiyor.
Ne kadar nadir rastlansa da hastalık hakkında yeterli bilgiye sahip olmak ve bulguları bilmek erken tanı ve etkili bir tedavi için önemli.
Bu belirtileri gözden kaçırmayın
İki veya dört hafta önce geçirilmiş, ya da bu hastalığı halen geçirmekte olan veya temaslı olan çocuklarda görülen bu hastalığın birçok belirtisi mevcut. Prof. Koçak, çocuklarda dirençli ateş başta olmak üzere, aşağıdaki bulguların bir kısmının olması durumunda çocuklarda takıntıdan şüphelenilerek hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğinin altını çiziyor:
- 24 saatten daha uzun süren ateş (özellikle 38 derecenin üzerinde ise)
- Kas, eklem ağrıları
- El-ayak cildinde soyulma
- Çarpıntı
- Yorgunluk, halsizlik
- Gözlerde çapaklanma olmadan gelişen kızarıklık
- Hızlı soluk alıp verme
- Dudak ve dilde kızarıklık, çatlamalar, şişlik
- El ve ayaklarda kızarıklık ve şişlik
- Ciltte döküntü
- Baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik hissi
- Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi mide-bağırsak sistemini ilgilendiren bulgular
Ne kadar çok bulgu bir aradaysa hastalık riskinin o kadar yüksek olduğunu belirten Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Gülendam Koçak, şiddetli karın ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, cilt/dudak/tırnak yatağında solukluk, morarma benzeri renk değişikliği, bilinç değişikliği ve uykuya eğilim gibi bulguların varlığında ise acilen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerektiğini ifade ediyor.
Bağışıklık kazanana kadar geçerli korunma yöntemleri
Prof. Dr. Gülendam Koçak, aşının COVID-19 enfeksiyonundan koruduğu ve daha hafif bir hastalık geçirmesini sağladığının bilindiğinin altını çiziyor ve “Günümüzde henüz ülkemizde 12 yaş altı çocukların aşılanması söz konusu değil ama erişkinlerin aşılanması ile çocukların da kısmen korunmasının sağlanacağı aşikâr” diye belirtiyor.
Prof. Dr. Gülendam Koçak, aşılanma ile toplum bağışıklığı kazanana kadar aşağıdaki korunma yöntemlerine uymanının günümüzde geçerli olan tek korunma yöntemi olduğunu dile getirerek şu önerilerde bulundu:
- Ellerinizi en az 20 saniye su ve sabunla yıkayın. Su ve sabun bulunmayan ortamlarda en az yüzde 60 alkol içeren el dezenfektanları temizlikte kullanılabilir.
- İnsanların büyük kısmının hastalığı ‘asemptomatik’ (bulgu göstermeden) geçirdiği için yalnızca hasta kişilerden uzak durmak yeterli değil. COVID-19 bulguları olan kişilerden uzak durmayı tercih edin. Ayrıca salgın yatışına kadar kalabalık ortamlardan uzak durmakta fayda var.
- Sosyal mesafeye dikkat edilmeli ve kişiler arasındaki mesafe iki metrenin altına inmemeli.
- Kalabalık ve temas riskinin yüksek olduğu ortamlarda maske takılmalıdı. İki yaşından büyük çocukların maske takması öneriliyor.
- Çocukların yüzlerine dokunmasından kaçının.
- Öksürürken veya hapşırırken yüzünüzü dirsekle veya bir örtüyle kapatmaya dikkat edin. Bunu çevrenizdekilerin de uyguladığından emin olun.
Kaynaklar:
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. Nigar Aliyeva
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:
Pandemide çocuklarda takıntı konulu yazımızı beğendiyseniz bu içerik de ilginizi çekebilir:
Çocuklarda kalp üfürümü nedir? Ebeveynlerin bilmesi gerekenler