Deprem travması ülkemiz için pek sık duyduğumuz bir kavram zira deprem bölgesinde yer alan Türkiye’de zaman zaman şiddeti yüksek depremler görülüyor. Söz konusu depremlerin çocukların psikolojisi üzerinde yarattığı etki ise en az diğer kayıplar kadar önemli. Uzmanlara göre depremi yaşayan veya sadece basın aracılığıyla deprem bölgesindeki travmaya maruz kalan çocuklar, depremin nasıl gerçekleştiğini akıllarında tam oturtamıyor. Bu durum da çocuklarda endişe yaratabileceği gibi kalıcı hasarlara da yol açabiliyor. Peki deprem psikolojisi nasıl atlatılır?
Bitti demek çözüm değil
ÖzÜÇAM Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Selenga Gürmen, çocukların deprem hakkında duygu ve düşüncelerini kendi ifadeleriyle anlatmaları için ebeveynlerin olanak yaratması gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Çocukların yaşadığı panik ve korkuların doğal birer duygu olduğunu anlatmamız lazım onlara. Yaşlarına göre depremin tekrarlanması mümkün bir doğal afet olduğunu anlatmak oldukça önemli. Kimi zaman çocukları geçiştirip “Bitti, geçti artık” demek pratik ve faydalı bir fikir gibi gözükebilir. Ancak bu hem gerçekçi değil hem de çocukların işlemesi gereken duyguları bir kenara itmemize neden olabilir.”
Depremi hisseden çocuklara uzmanların yönlendirmesiyle aileleri ve öğretmenleri tarafından özel destek verilmesi gerektiğini söyleyen Gürmen, çocukların hazırlıklı olabilmesi adına aynı travmayı yaşamak uğruna bile olsa bu desteğin verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca şöyle devam ediyor:
“Ebeveynler çocuğun travmadan önceki düzenini olabildiğince tekrar kurmaya özen göstermeliler. Travma sonrası – hele ki büyükse- çocuklar sorumluluklarını bir kenara atar ve altını ıslatma veya parmak emme gibi davranışlarına geri dönebilirler. Böyle bir durumda ebeveynler çocuklarına küçük sorumluluklar verilebilir. Çocuk kendi hayatı veya ailesi hakkında karar bildirmeye teşvik edilebilir.
Ancak çocuk tüm bunlara rağmen geçmeyen endişe ve korkuya sahipse bebeklik davranışlarına dönüş, uyku bozukluğu, okulda / evde davranış bozuklukları, şiddete yatkınlık varsa bir uzmanla görüşülmesi şart. Çocuklarda veya ergenlerde bu tip davranışlar tedavi edilmezse (veya geç müdahale olursa) çocuğun ileride yetişkinliğine yansıyan duygu durum bozuklukları olabilir.”
Aile kadar öğretmenlerin de sorumluluğu var
Depremi doğrudan yaşamayıp medya aracılığıyla depremzedelerin acılarına tanıklık etmiş çocuklar için hem aile hem de öğretmenlerin uygulaması gereken davranışlar var. Gürmen’e göre çocuklara güvende olduklarını hatırlatırken ebeveynler ve öğretmenler deprem vb. afetle her daim karşılaşabileceklerini anlatmaları gerekiyor.
“Çocuklara depremin gerçekliğini ve hazırlık yapmalarının önemini açıkça anlatmakta fayda var. Bilinçlendirme açısından depremden önce, deprem sırasında ve deprem sonrasında yapılması gereken tüm ayrıntılar uygulamalı şekilde anlatımalı. Ebeveynler bunu bir birlikte zaman geçirme etkinliğine dönüştürebilirler. Öyle ki çocuklarla birlikte deprem çantası hazırlayabilir, evdeki büyük eşyaları onların yardımıyla sabitleyebilirler.
Öte yandan yardımlaşma duygusunu desteklemek için afet alanına yardım paketleri hazırlama görevi yine çocuklarla paylaşılabilir. Eğer çocuklar gördükleri görüntüler yüzünden yoğun korku, aile bireylerinden uzaklaştıklarında rahatsızlık, evden çıkmayı istememe vb. sorunlar yaşıyorsa muhakkak bir psikolog ile görüşülmeli. Bu görüşmelerin ardından terapinin gerekliliğine karar verilirse bu süreç hemen başlatılmalı. Hatta bu sürece çocuğun öğretmeni ve ailesi de dahil olmalı.”
Deprem travmasının seyri için iki haftalık gözlem süresi şart
Çocuklara destek olabilmek için her şeyden önce yetişkinlerin endişe ve panik gibi duyguları doğru yönetilmesi önemli. Gürmen, ailelerin olabildiğince sakinliğini koruması gerektiğini, depremle birlikte artan stres seviyesi sonrası oluşan kalp çarpıntısı, yeme ve uyku bozukluğu gibi sorunların vuku bulabileceğini söylüyor. Ancak bu paniğin normal olduğunun da altını çizen Gürmen, “Yetişkinler kendilerini iki hafta boyunca gözlemlesinler fakat iki haftanın sonunda aşırı endişe, uyku bozukluğu, yeme bozukluğu ve kalp çarpıntısı gibi semptomlar devam ediyorsa ve kendilerini umutsuz hissediyorlarsa mutlaka bir uzmandan yardım almalılar” diyor.
Psikolojisi bozuk çocuğun belirtileri
Doç. Dr. Murat Erdem’in paylaşımlarına göre deprem travması olsun olmasın psikolojisi bozuk olan bir çocuğun saptanabilmesi için aşağıdaki davranışlar gözlemlenmeli. “Bir çocuğun psikolojisi nasıl düzelir?” sorusunun cevabını da uzman bir doktordan başkasının verebileceği unutulmamalı.
- Çocuğun iki hafta veya daha uzun süre boyunca fazlasıyla üzgün ya da içe kapanık hissetmesi
- Tırnaklarını yeme veya parmak kenarındaki deriyi soyma gibi davranışların ortaya çıkması
- Geceleri ve kimi durumlarda gündüzleri altını ıslatmaya başlaması
- Kaygı ve korkularının günlük aktivitelerini engelleyecek kadar ön plana çıkmış olması
- Göz teması kuramama ve bazı tiklerin gelişmesi
- Yalnız uyuyamama, anne baba ile uyuma isteği duymaya başlamış olması
- Suçluluk duygusu hissediyor olması ve anne babası ölecek diye endişesi yaşaması
- Akranlarına nazaran öğrenmede güçlük çekmesi
- Ders dinleyememesi ve sürekli odaklanma sorunu yaşaması
- İlişkilerinde sorunlara neden olan ani ruh hali değişimlerinin baş göstermesi
- Konuşma bozukluklarının ortaya çıkması, ortaya çıkan bu takılma ve tutulmaların sosyal hayatını etkileyecek boyutlara ulaşması.
Kaynaklar:
Dr. Öğretim Üyesi Selenga Gürmen
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği
Doç. Dr. Murat Erdem
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için Youtube hesabımızı da takip edebilirsiniz: