Hamilelikte ruhsal değişimler, bebeği etkiler mi sorusu anne adayları tarafından sıkça merak ediliyor. Anne ve Bebek Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 3. Anne Bebek Ruh Sağlığı Sempozyumunda anne ve bebek ruh sağlığı ilişkisi değerlendirildi. Anne ve bebek ruh sağlığı alanında çalışmalar yürüten Psikiyatrist Dr. Alain Gregoire, dünyada yaklaşık 13 milyon kadının perinatal depresyondan muzdarip olduğunu belirterek, hamilelikte ruhsal değişimlerin kötü olması durumunda çocuğun ruh sağlığının olumsuz etkilendiğini vurguladı.
Hamilelikte ruh sağlığı değişimlerin çocuklara geçebildiğini belirten Gregoire, çocukların ruh sağlığı için ebeveyn ruh sağlığına yatırımın önemine dikkat çekti. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, hamilelikte ruhsal değişimler yüzünden ortaya çıkabilen ve erken dönemde yaşanan bağlanma sorunlarının gelecekte çocukta önemli sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunarak “Yeni doğanla bağ kurma güçlüğü sonucunda bebeğin fiziksel ve nöropsikiyatrik gelişim sorunları olabilir” dedi.
Hamilelikte ruhsal değişimler çocukların ruh sağlığını olumsuz etkiliyor
Dr. Alain Gregoire, hamilelikte ruhsal değişimlerin anneler kadar babaları da etkilediğini söyledi. Dr. Alain Gregoire, hem hamilelik döneminde hem de doğum sonrasında annenin ruh sağlığının kötü olmasının çocukların ruh sağlığını da kötü etkilediğini kaydetti. Dr. Alain Gregoire, “Hamilelikte ruhsal değişimlerin çocuğa da geçtiğini görebiliyoruz. Annenin ruh sağlığının yeterli düzeyde olması çok önemli. Çocukların ruh sağlığı için ebeveyn ruh sağlığına yatırım yapılmalıdır. Bebek ve çocuk ruh sağlığı için ebeveynin ruh sağlığı önemli” dedi. Dr. Alain Gregoire, doğum öncesi dönemde ruh sağlığına yatırım yapılmasının hem çocukların hem de ailenin ekonomik kalkınması için de ciddi bir pozitif etki yaratacağını kaydetti.
Dünyada 13 milyon kadın perinatal depresyondan muzdarip
Dr. Alain Gregoire, dünyada 196 ülkede her yıl ortalama 131 milyon doğum olduğunu belirterek “Yaklaşık olarak yıl içerisinde her bir 131 bin, ruh sağlığı alanında en ciddi hastalıklar arasında yer alan postpartum psikozdan muzdaripler. Dünyada yaklaşık 13 milyon kadın, perinatal depresyondan muzdarip. Depresyondan muzdarip olan bu kadınların maalesef bu hastalıkları göz ardı ediliyor, teşhis edilemeyebiliyor. Bu kadınlar düşük ve orta gelirli ülkelerde karşımıza çıkıyor” dedi. Hamilelik döneminde ortaya çıkan perinatal depresyonun en sık karşılaşılan sorunlardan biri olduğunu kaydeden Dr. Alain Gregoire, kadınların gerektiği kadar ruh sağlığı desteği alamadığına dikkat çekti. Dr. Alain Gregoire, yapılan araştırmaların kadınların 3’te birinin prenetal dönemde muhakkak psikolojik bir problem yaşadığını gösterdiğini ifade etti.
Çocukluk döneminde kötü duygusal durumlara ve travmalara maruz kalınması sonucu post travmatik stres bozukluğu ortaya çıktığını ifade eden Dr. Alain Gregoire, “Çok yaygın görülen hastalık durumlarından bir tanesi. Özellikle perinatal ruh sağlığı bağlamında bizim için önem arz ediyor.”dedi.
Annenin ruh sağlığı bebeğin gelişimini etkiliyor
İki oturumdan oluşan sempozyumun ilk oturumunda “Anneye/Bebeğe Tıbbi Destek” ele alındı. Birinci oturumda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Anne Ruh Sağlığı Neden Önemlidir?” başlıklı sunumunda dünyada ve Türkiye’de anne ruh sağlığı destek çalışmalarından örnekler verdi.
Perinatal dönemin gebelikten başlayarak doğumdan sonraki iki yıla kadar uzayabilen dönem olduğunu kaydeden Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, annenin ruh sağlığı sorununun kadının her açıdan çok önemli olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Anne ruh sağlığı annenin kendisi, çocuklar, toplum ve evlilik için çok önemli. Annenin ruh sağlığında bir sorun olduğu zaman yeni doğanla bağ kurmada güçlük yaşayabilir.
Yenidoğanla bağ kurma güçlüğü sonucunda bebeğin fiziksel ve nöropsikiyatrik gelişim sorunları olabilir ve bunun sonunda annenin ruh sağlığı sorunu daha çok artacaktır.” diye konuştu. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, annenin ruh sağlığındaki sorunların da evlilik uyumunda bozulmaya, eşin verdiği desteğin kalitesinin bozulmasına ya da evlilikteki ilişkide hiyerarşinin değişmesine ve evlilik sorunlarının ortaya çıkmasına yol açabileceğini ifade etti.
Erken dönemde bağlanma sorunları gelecekte problemlere yol açabilir
Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, bağlanma sisteminin bebeğin gelişimi üzerindeki etkilerine de değinerek “Bağlanma sistemi, çocukta var olan ve annedeki tamamlayıcı bakım verici sistemle etkileşim halindeki bir düzenleyici sistemdir. Bebek annesine yakınlaşarak, güvenlik, koruma ve emniyet bulmayı umar. Bu yakınlık arayışı anneyle göz teması kurarak veya beden teması yoluyla olabilir” dedi. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, erken dönemde yaşanan bağlanma sorunlarının gelecekte çocukta önemli sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu. Ünsalver, erken dönem bağlanma sorunlarının yansımalarının ise erken çocuklukta tepkisel bağlanma bozukluğu gelişimi, yetişkinlikte sınırda kişilik yapılanması, yetişkinde madde kullanım sorunları, anksiyete bozuklukları, depresif bozukluk gibi sorunlar olduğunu ifade etti.
NOT: Bu haberin ardından hafta hafta gebelik rehberini okumayı da unutmayın. Okumak için tıklayın!
Kaynaklar:
Psikiyatrist Dr. Alain Gregoire
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver
“Hamilelikte ruhsal değişimler bebeği etkiler mi?” başlıklı haberimizin yanı sıra Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: