Uzak Doğu ülkelerinde ve özellikle Japonya’da gittikçe artış gösteren “Hikikomori”, yüzyılın hastalığı olarak kabul ediliyor. Japonca bir sözcük olan ve “içeri çekilme ve hapsedilmiş olma” anlamına gelen Hikikomori, bireyin kendini sosyal hayattan izole etmesi şeklinde de ifade edilebiliyor. Ayrıca aşırı derecede koruyucu olan ailelerin de bireyde bu sorunu tetiklediği söyleniyor.
Hikikomorili bireyler insanlardan kaçıyor!
Bu hastalık, insanlardan kaçma, tek yaşamı benimseme, benimsenilen tek yaşamda güvende hissetme ve kişinin sosyal hayattan izole olması şeklinde seyrediyor. Bu hastalıktan muzdarip bireyler, temel ihtiyaçları dışındaki tüm zamanlarını odalarında hayattan elini eteğini çekmiş bir şekilde geçiriyor. Aşırı koruyucu ailelerin davranışları ve teknoloji bağımlılığının hastalığı tetiklediğine dikkat çekiliyor. Çoğu uzman ise bu hastalığa karşı sosyal etkileşimin ve aile bağlarının güçlendirilmesindeki önemi vurguluyor.
Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Çağdaş, günümüzde giderek artan Hikikomori hastalığı konusunda dikkat çekici bilgilendirmelerde bulundu.
Hikokomoride toplumsal rollere tepki var
Hikokomori hastalığına sahip olan bireylerin toplumsal yaşamı bir kenarda bırakıp temel ihtiyaçları haricinde zamanını evinde ya da odasında geçirdiği biliniyor. Hikikomori, özellikle zaman kullanımı ve toplumsal roller ile sorumluluklara karşı gösterilen bir tepki olarak da kabul görülebiliyor.
Aşırı koruyucu aileler tehlike oluşturuyor
Hikokomori’de teknoloji bağımlılığı ve aşırı koruyucu aile tutumları önemli olduğunu söylemiştik. Hastalığın tetiklenmemesi adına bu sorunlardan uzak durmak önem arz ediyor. Öyle ki teknoloji kullanımı ve teknoloji bağımlılığı, Hikikomori için başlangıcı tetikleyen en önemli unsurların başında geliyor.
4 temel özelliği bulunuyor
Hikikomori’nin dört özelliği bulunuyor. Bu özellikler sırasıyla sınırlanma, insanlardan kaçma, aniden artan stres ve eşlik eden diğer psikolojik bozukluklar olarak ortaya çıkıyor. Uzak Doğu ülkelerinde özellikle Japonya’da, Hikikomori’ye sahip bireylerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Hikikomorili bireyler içinde bulundukları sosyal izolasyon ile kendilerini depresyon, yalnızlık, kaygı bozuklukları, öfke, obezite, stres, iletişim problemleri gibi sorunların içerisinde buluyorlar.
Aileler çocuklarının davranışlarını doğru yorumlamalı
Hikikomori’nin tedavisinde erken tanı önemli. Bu hususta da ailelerin çocuklarının davranışlarını doğru yorumlaması ve o doğrultuda hareket etmesi gerekiyor.
Sosyal etkileşimin güçlendirilmesi çok önemli
Aileler, bireylerle çatışma içerisinde değil, çözüm odaklı iletişim halinde olmalı. Bu iletişim biçimi, Hikikomori’nin iyileşmesinde çok önemli. Bireylerle her zaman sağlıklı iletişim kurulmalı. Birey ayrıca, sosyal etkileşimi güçlendirecek aktivitelere ve uygulamalara da yönlendirilmeli. Aile bağları güçlenmeye başladıkça zaten olumlu sonuçlar, iki katı daha ulaşılabilir bir yapıda olacak. Bu tarz bir yapı düzeni değerlendirilmeye başlandığında da ortaya çıkacak olan sonuçlar çok daha sıkı ve kalıcı olacaktır.
Uzman görüş ve takibi önemli
Bireylerin yaşanılan problemler ile alakalı bağlantıları ise uzman görüşleri kapsamında incelenmeli ve yorumlanmalı. Bu gibi durumlarda kişilerin yalnız olmadığı da hissettirmeli. Önemli olan bireyin sosyal izolasyonunu kırması adına destek ve teşviktir. Unutmayın ki empati ile bireylerin tercihleri göz önüne alındırılarak ilerlemek önemlidir. Her aşamada verimli bir ilerleyiş ve tedavi edilebilir bir sistem sayesinde sosyal destek ile sağlanacak bir oluşum da kurabilirsiniz.
Şunu da unutmamak lazım: Bu hastalık üzerine gidilip bireye destek olunduğu zaman sonuca ulaşılabilecek bir hastalık. Bunun için özverili davranarak ilerlemek her zaman artı puanları beraberinde getirmiş olacak.
Kaynaklar:
Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Çağdaş
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: