Horlama tedavisi ve horlama nedenleri, sıkça araştırılan konuların başında geliyor. Erişkinlerin yüzde 45’inde ara sıra, yüzde 30’unda ise devamlı olarak horlama sorunu görülüyor. Özellikle erkeklerin, kadınlardan daha çok horladığı da bilinmektedir. İdealin üzerinde kiloya sahip olan erkekler daha çok horlama sorunu yaşıyor ve yaşlarının ilerlemesi ile birlikte bu problem daha da büyüyor. Bu nedenle horlama sorununu yenmek için atılması gereken ilk adımların kiloluysanız kilo vermek, kullanıyorsanız tütün ve tütün ürünlerini bırakmak olduğunu unutmamak gerekir.
Horlama nedenleri nelerdir?
Peki horlama neden olur? Horlamaya neden olabilecek durumlar arasında şu nedenler sayılabilir:
- Genetik yapı
- Kilo alımı
- Yaşlanma
- Tütün ürünleri kullanımı
- Hormonal değişimler
- Mide rahatsızlıkları
- İlaç kullanımı
Fakat bu durumu yaşayan hastaların yüzde 15-20’si kadarının horlama probleminin burundan kaynaklı olduğu biliniyor.
Direkt ameliyata yönlendirmek doğru değil
Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, “Burun tıkanıklığı, horlama nedenleri kaynaklar arasında gösterilebilir. Burun tıkanıklığını gidererek horlama problemini ortadan kaldırmak amacıyla ilaç kullanımı veya cerrahi operasyon gerekebilir. Fakat bazı durumlarda bu ameliyat bile sorunu çözmeyebilir. Bu aşamada boğazda veya dil kökünde bir problem olup olmadığı araştırılır. İşte bu sebeplerle horlama tedavisi için hastanın direkt ameliyata yönlendirilmesi doğru olmayacaktır” dedi.
Uyku apnesini hafife almayın!
Kişilere yapılan uyku testi ile “uyku apnesi” yani “polisomnografi” tanısı kolaylıkla konabilir. Bu kişiler kalitesiz uyku durumu nedeniyle geceleri uykularını alamazlar ve gündüz uykululuk sebebiyle iş ve trafik kazalarına daha müsait hale gelirler. Uyku apnesi problemini yaşayan hastalarda; kalp, tansiyon, şeker, damar tıkanıklığı gibi hastalıklara daha fazla rastlanır. Bu nedenlerle horlama sorununu, uyku apnesinin sinyali olarak algılamak ve ciddiye almak şarttır. Horlama tedavisini kesinlikle geciktirmemek gerekir.
Horlama hakkında merak edilenler
Horlama tedavisi sıkça başvurulan horlama sorununa kalıcı çözüm bulmak amacıyla uygulanıyor. ,Sosyal bir sorun gibi gözükse de insan sağlığını da önemli derecede tehdit ediyor, tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesinde de ciddi kayıplara neden oluyor. Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal konu ile ilgili soruları yanıtladı.
Soru: Horlama neden olur? Erkeklerde neden daha sık görülür?
“Horlama, solunum esnasında havanın herhangi bir nedenle daralmış olan yutak ve geniz boşluğundan geçmesi ve çevredeki yumuşak dokuları titreştirmesiyle ortaya çıkan gürültülü sestir. Kadınlarda yağlanma daha çok kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın çevresindedir. Dolayısıyla bu durum erkeklerde horlamaya meyli artırır. Tabi kadınların kas yapısındaki farklılıklarda horlama da kadınlar için avantaj teşkil ediyor.”
Soru: Horlama bir hastalık mıdır? Ne zaman hastalık olduğu düşünülmelidir? Horlama nasıl geçer?
“Uykuda nefes kesilmesinin olmadığı horlama kişiye herhangi bir zarar vermez. Eğer horlamayla birlikte uykusuzluk, güne sarkan sersemlik hissi, yorgunluk, konsantrasyon kaybı gibi şikayetler varsa bir hastalık
olarak görülmelidir. Basit horlamanın tedavisi nedene yöneliktir. Kilo verme, sigara ve alkolü bırakma, egzersiz ve yüksek yastıkla yatma gibi basit önlemler başlangıçta denenebilir. Ama burun tıkanıklığı ya da yumuşak damak-dil kökünden kaynaklanan bir sorun varsa bunu mutlaka ayrı olarak ele almak ve tedavi etmek gerekir.”
Soru: Horlama ve uyku apnesinin (bir de hipoapne var galiba değil mi?) erkeğin bedenine nasıl olumsuz etkileri olur?
“Uyku kalitesi bozuktur. Kişi sabah hiçbir şekilde dinlenmiş kalkamaz. Kendini yorgun ve halsiz hisseder. Gün içinde fırsat buldukça uyuklamalar vardır. Sabah şiddetli ağız kuruluğu ve baş ağrısı, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, gece terlemeleri ve cinsel istekte azalma, (erkekte) iktidarsızlık belirtilerden bazılarıdır. Bunların dışında hayati organlara (kalp-beyin gibi) daha az oksijen gitmesine bağlı olarak kalp krizi ve özellikle gece gelişen inme (felç) riski artmaktadır. Ayrıca uykudaki nefes durmaları sırasında veya sonunda kalp atımında düzensizlikler hatta ilerlemiş olgularda kısa sureli durmalar nabız hızında ve kan basıncında yükselmeler olabilir.”
Soru: Horlama ameliyatı ne zaman önerilir? Tedavide neler yapılır, sonuçları nasıldır?
“Cerrahi tedavinin başarısı doğru hastada doğru ameliyatı yaptığınız zaman vardır. Eğer burun da ileri derecede tıkanıklık varsa; burun kemiği eğriliği ve burun eti büyümesi ameliyatla düzeltilmelidir. Dil kökü ve yumuşak damak problemi olanlar da daha dikkatli bir yaklaşım gerekir. Cerrahi yöntemler arasında en sık uygulananı UPPP ameliyatıdır (uvulo-palato-farengo-plasti). Bu ameliyat ile bademcikler, küçük dil ve yumuşak damak başta olmak üzere üst solunum yolundaki yumuşak doku fazlalıklarını azaltmayı ve dokuları gerginleştirmeyi amaçlıyoruz . Bu yöntem her zaman kesin sonuç vermeyebilir, yıllar sonra horlama ve apne ortaya çıkabilir. Bu nedenle seçilmiş hastalarda yapılması uygundur. Bunların yanı sıra dili askıya alma, dil köküne radyofrekans uygulaması ve çene ilerletme ameliyatları da uygun hastalarda uygulanmaktadır.”
Horlama tedavisi için kullanılan tıbbi yöntemler
Horlamayı ve çeşitli nedenlerini tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan tıbbi tedaviler şunlardır:
1. Kronik alerjileri tedavi etmek
Alerjiler, burnunuzdaki hava akışını azaltabilir ve bu da sizi ağzınızdan nefes almaya zorlar. Bu, horlama olasılığınızı artırır. Reçeteli veya reçetesiz satılan alerji ilaçlarının size faydası olup olmayacağı konusundan mutlaka doktorunuza başvurun. Burun spreyleri, sıvılar ve haplar gibi çeşitli formlarda bulunurlar.
2. Burnundaki anatomik yapısal sorunları düzeltmek
Bazı kişiler çeşitli nedenlerle burnunda yapısal sorunlar yaşayabilir. Deviasyon denilen bu durumda burnun her iki tarafını ayıran ve hava akışını kısıtlayan duvarın yanlış hizalanması şeklinde görülebilir. Bu da uyku sırasında ağız solunumuna neden olarak horlamaya neden olabilir. Deviasyon ameliyatıyla bu sorun giderilebilir.
3. Sürekli pozitif hava yolu basıncı (CPAP) cihazı kullanmak
CPAP cihazı OSA için standart tedavidir. Uyurken burnunuza, ağzınıza veya her ikisine de basınçlı hava maskesi takmanızı gerektirir. Bu, solunum yollarınızın açık kalmasına yardımcı olabilir. Gözlüklü veya uyku sırasında ağızdan nefes alan kişiler için daha rahat olanlar da dahil olmak üzere farklı maske türleri mevcuttur.
4. Oral cihaz kullanmak
Oral cihazlar, diş hekimleri tarafından reçete edilen ve takılan özelleştirilmiş cihazlardır. Bu cihazlar uyku sırasında üst solunum yolunun boyutunu artırarak horlamayı azaltır.
5. Damak implantları kullanmak
Pillar prosedürü olarak da adlandırılan bu ameliyat, horlamayı azaltmak veya durdurmak ve OSA’yı iyileştirmek için tasarlanmıştır. Bu işlem sırasında doku titreşimini azaltmak için yumuşak damağa küçük implantlar yerleştirilir. Damak implantları, horlamayı durdurmanıza yardımcı olmak için yumuşak damağınızı sertleştirmek üzere tasarlanmıştır. Bu tedavi, hafif ila orta derecede uyku apnesi olan kişiler için uygundur. Şiddetli uyku apnesi olan veya aşırı kilolu kişiler için önerilmez.
6. Uvulopalatofaringoplasti (UPPP) yani horlama ameliyatı olmak
UPPP, hava yolunu genişletmek için boğazınızdaki fazla dokuyu çıkarmak için kullanılan bir operasyondur. Bu bazen nefes aldığınızda havanın boğazdan daha kolay geçmesine izin vererek horlamayı azaltır. Geleneksel cerrahi teknikler veya ayaktan tedaviye izin veren lazer destekli yapılabilir.
7. Radyofrekans ablasyonunu (RFA) uygulamak
Bu minimal invaziv tedavi, yumuşak damaktaki dokuyu küçültmek için düşük yoğunluklu radyo dalgaları kullanır. Radyofrekans ablasyonu, yüksek frekansla akımın dokudan geçirilip hedeflenen bölgelerde hızla ısınma sağlanması ve iyileşme döneminde oku hacminin küçültülmesi prensibine dayanan bir elektro cerrahi tekniği şeklinde açıklanabilir.
Horlama tedavisine yardımcı 8 yaşam tarzı değişikliği
Peki horlama tedavisi evde nasıl yapılır? Aşağıdaki basit önerilerle yaşam tarzınızda değişiklikler yaparak horlama tedavisini hızlandırabilirsiniz.
1. Yan yatın
Sırt üstü uyumak bazen dilinizin boğazınızın arkasına doğru hareket etmesine neden olur ve bu da boğazınızdaki hava akışını kısmen engeller. Havanın kolayca akmasını sağlamak ve horlamanızı azaltmak veya durdurmak için tek yapmanız gereken yan yatmak olabilir.
2. Yeterli uyku önemli
Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi ve Uyku Araştırmaları Derneği‘nin ortak tavsiyelerine göre yetişkinlerin her gece ihtiyaç duyduğu 7-9 saatlik uykuyu uyuduğunuzdan emin olun. Uyku yoksunluğu horlama riskinizi artırabilir. Bunun nedeni, boğaz kaslarınızın gevşemesine neden olarak sizi hava yolu tıkanıklığına karşı daha duyarlı hale getirmesidir. Horlama, uykunun kesintiye uğramasına neden olduğu için uyku yoksunluğu riskinizi de artırabilir.
3. Yatağınızın başını kaldırın
Yatağınızın başını birkaç santim yükseltmek, solunum yollarınızı açık tutarak horlamayı azaltmaya yardımcı olabilir. Biraz ekstra yükseklik elde etmek için baza veya yastık gibi ürünleri kullanabilirsiniz.
4. Burun bandı veya burun dilatörü kullanın
Burun geçişindeki boşluğu artırmaya yardımcı olmak için burun köprüsünde yapışkanlı burun bandı kullanabilirsiniz. Bu sayede nefesiniz daha etkili hale gelebilir ve bu da horlamayı azaltabilir, hatta ortadan kaldırabilir. Öte yandan burun dilatörünü de deneyebilirsiniz. Dilatör hava akımı direncini azaltarak nefes almayı kolaylaştırabilir.
5. Yatmadan önce alkol almayın
Yatmadan önce en az üç saat alkol tüketimini durdurun. Alkol boğaz kaslarını gevşeterek horlamaya neden olabilir. Ayrıca uykunuzu farklı şekillerde de bozabilir. Örneğin, 2020 araştırmasına göre alkol tüketimi daha kısa REM uykusuyla ilişkilidir. REM uykusu kısmen önemlidir çünkü hafıza oluşumu ve rüya bu aşamada gerçekleşir.
6. Yatmadan önce sakinleştirici kullanmayın
Sakinleştirici alıyorsanız, seçeneklerinizin neler olduğunu görmek için doktorunuza başvurun. Yatmadan önce sakinleştirici almak horlamanızı kolaylaştırabilir. Alkol gibi sakinleştiriciler de boğaz kaslarınız gibi kasların gevşemesine neden olabilir.
7. Sigarayı bırakmaya çalışın
Sigara içmek horlamanızı kötüleştirebilecek bir alışkanlıktır. Bunun olası bir nedeni, 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre sigara içmenin OSA riskinizi artırabilmesi veya durumu kötüleştirebilmesidir. Daha kesin araştırmalara ihtiyaç vardır. Bırakmanıza yardımcı olabilecek terapiler – sakız veya yamalar gibi – hakkında bir doktorla konuşun.
8. Orta kiloda kalın
Fazla kilonuz varsa, kilo vermek boğazdaki doku miktarını azaltmaya yardımcı olacaktır. Fazla doku horlamanıza neden olabilir. Daha küçük porsiyonlar ve daha besin açısından zengin gıdalar yiyerek genel kalori alımınızı azaltarak kilo verebilirsiniz. Günlük düzenli egzersiz yapmaya çalışın. Ayrıca yardım için bir doktora veya beslenme uzmanına ulaşmayı da düşünebilirsiniz.
Su diyetiyle horlama tedavisi
Horlama şikayeti olan kişilerin sabahları fazlasıyla yorgun, halsiz ve kalitesiz uykuyla güne başladıklarını belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik, bu rahatsızlığın su diyeti ile kişinin kilosuna bağlı olarak 1 – 4 aylık süre içinde ve yüzde 95’in üzerinde başarı oranıyla tedavi edilebileceğini ifade ediyor. 30 günde horlama sorunundan kurtulmak artık mümkün su diyeti ile 30 günde horlamadan kurtulmak mümkün…
İlk 15 günde horlama azalmaya başlıyor
Horlama, uyku ve yaşam kalitesini engelleyen sorunların başında geliyor. Horlama şikayeti olan kişilerin sabahları fazlasıyla yorgun, halsiz ve kalitesiz uykuyla güne başladıklarını belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik, bu rahatsızlığın su diyeti ile kişinin kilosuna bağlı olarak 1 – 4 aylık süre içinde ve yüzde 95’in üzerinde başarı oranıyla tedavi edilebileceğini ifade ediyor.
Dr. Hamit Çelik, su diyetinde en önemli kriterin vücudun yeme alışkanlığının resetlemesi olduğunu vurgulayarak kişinin susadığı kadar suyun yanında bal, pekmez, portakal, roka gibi besinler ile vücuttaki ağır metallerinden arınmasını sağlayan vitamin ve minerallerin tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.
Çelik, “Hastalarda ilk 15 günde horlama şikayeti azalıyor, diyet sonunda tamamen horlamadan kurtulmuş oluyorlar. Diyetin ardından da kişiye özel besin programı uygulanması son derece önemli” dedi. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik, sık karşılaşılan horlama sorununa karşı uygulanan su diyeti hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Horlama ilişkilere de zarar veriyor
Horlamanın Türkiye’de ve dünyada tedavisinin olmadığını vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik, “Horlama rahatsızlığı olan bireyler genelde 7 – 15 yıl süresince şikayetleri devam ediyor, doktora başvursalar dahi bu probleme çare bulamıyorlar. Sabah da fazlasıyla yorgun, halsiz ve kalitesiz bir uykuyla güne başlıyorlar. Genelde bu kişiler ikili ilişkilerinde de sorun yaşıyor. Aynı evde, uyudukları odayı da ayırmak zorunda kalıyorlar.
Normalde en faydalı tedavi gece uyumadan önce cpap cihazı kullanımı olarak kabul ediliyor, hastalar gece cihaz kullanarak uyuyorlar ancak onunla uyumak da çok zor oluyor” dedi.
Su diyeti ile horlamadan kurtulmak mümkün
Horlama rahatsızlığına çözüm bulmak için araştırmalar yaptığını belirten Çelik, “Hangi kiloda olursa olsun su diyeti uyguladığımız her hasta, sadece bir aylık süreç içinde horlama sorunundan yüzde 95’in üzerinde kurtulabiliyor. Bu diyette kişiye susadığı kadar su içmesini tavsiye ediyoruz. Yanında da diyete devamlılık sağlaması için tek bir besin öneriyoruz. Bu besin bal, pekmez, maydanoz, roka, portakal, elma veya meyve suyu olabiliyor. Yalnız hasta bunların hepsini değil aralarından sadece birini kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Diyet süresi hastanın kilosuna bağlı değişiyor Hastanın kilosuna bağlı olarak diyetin en az 30 gün sürdüğünü ifade eden Çelik, “Bu süre 60, 90 ve 120 güne kadar çıkabiliyor. Diyete başladıktan sonra hasta sürekli olarak kontrolümüz altında oluyor. 3 ve 4 günde bir sürekli iletişim halinde oluyoruz. Bu diyette asıl amacımız hastanın yeme alışkanlığını resetleyerek öncelikle vücudundaki bütün ağır metallerden kurtarıyoruz, toksinler, artık maddeler, bakteri, parazit ve mantarlar temizleniyor. Dolayısıyla vücut, bu artık maddelerden arındığı için toparlanıyor, organlar dinlenmiş oluyor, organ yetmezliği ortadan kalkmış oluyor ve fabrika ayarlarına geri dönmüş oluyor” diye konuştu.
Bu içerik ilginizi çekebilir: Su diyeti nedir? 1 haftada 7 kilo verdiren su diyeti nasıl yapılır? Su diyeti yorumları neler?
Kardiyoloji Uzmanı Op. Dr. Hamit Çelik kimdir?
Su diyetinin en önemli kriteri ‘açlık’
Uzman Dr. Hamit Çelik, ‘Boğaz bölgesindeki toksinler, bakteriler, mantarlar ve ağır metallerin birikimine bağlı soluk borusu ve ses tellerinin etrafındaki mukoza yapısı kendini salıyor’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Su diyetiyle vücuttaki bütün toksinler, ağır metaller atıldığı zaman boğaz kısmı kendini toparlıyor ve horlama rahatsızlığı da ortadan kalkmış oluyor. Su diyetinde en önemli kriter açlıktır. Yanında verdiğimiz besinler de açlığı sürdürebilmesini sağlıyor. Kişinin kan, böbrek ve tiroid değerleri yüksek olsa bile su diyeti ile bu değerler normal seviyesine dönmüş oluyor.”
Bu besinlere dikkat!
Su diyetinde 15’nci güne yaklaşıldığında yavaş yavaş horlamanın azaldığını belirten Çelik, “Hastalar genelde bir anda horlamanın kesildiğini söylüyor. Diyet bittiğinde de hastaya beslenme programı veriliyor. Örneğin içinde un olan, rafine şeker katılan ve kızartma şeklinde hazırlanmış tüm gıdalar program dışında kalıyor. Mangalda etin üzerinde yanmadan dolayı siyah kalmış tüm yerler aslında toksindir. Bunların vücuda girmesini istemiyoruz. Bunların dışında olan her şey tüketime serbest oluyor.” ifadelerini kullandı.
Uykuya yardımcı 6 beslenme önerisi
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker “Dengeli beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek ve hastalık riskini azaltmak için en önemli yaşam tarzı faktörlerinden biri. Hem beslenme hem de uyku ihtiyaçları, bireyden bireye değişmekte olup, bazı besinler ve bireylerin beslenme alışkanlıkları uyku üzerinde önemli etki gösterir” diyor. Peki uykuya dalmayı kolaylaştırmak için nasıl bir beslenme alışkanlığı edinmeliyiz? Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker, iyi bir uyku için 6 etkili beslenme önerisini sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Uyku dostu meyvelerden faydalanın
Muz, potasyum ve magnezyum içeriği sayesinde kasların gevşemesine katkı sağlayarak uykuya dalmayı kolaylaştırabilir. Kivi, yüksek konsantrasyonlarda antioksidanlar ve folat içeriği sayesinde uykuyu teşvik edebilecek başka bir meyvedir. Kızılcık ve vişne, uykuyu teşvik eden bir hormon olan melatonini yüksek miktarda içerir ve uykusuzlukla mücadeleye yardımcı olabilir. Yatmadan 2-3 saat önce 1-2 kivi, 1 küçük boy muz veya 1 su bardağı vişne veya kızılcık kompostosu tüketmek daha hızlı uykuya dalmaya, uyku sırasında daha az uyanmaya ve daha uzun süre uykuda kalmaya yardımcı olabilir.
Yatmadan önce kafein tüketiminden kaçının
Kahve, çay, çikolata ve enerji içecekleri uyarıcı etki gösteren kafein içerirler. Kafein alımı gün boyunca enerji artışı sağlamaya ve uyanık kalmaya yardımcı olur. Bireyden bireye tolerasyon değişmekle birlikte günün çok geç saatlerinde kafein alımı uykuyu olumsuz etkileyebilir. Uykudan en az 6 saat önce kafein tüketiminden kaçınılmasının, uykuyu düzenlemeye yardımcı olabileceği gösterilmiştir.
Çiğ badem ve ceviz tüketin
Çiğ badem ve ceviz; melatonin, serotonin ve magnezyum dahil olmak üzere uykuyu teşvik eden ve düzenleyen bileşik içerirler. Yatmadan 2-3 saat önce tüketilecek 2 tam ceviz, 10 badem veya yarım su bardağı badem sütü kasların gevşemesine ve uykuyu teşvik etmeye yardımcı olabilir.
Beyaz et ve kefiri ihmal etmeyin
L-triptofan olarak da adlandırılan triptofan; hindi, tavuk, balık gibi hayvansal protein kaynaklarının yanı sıra yoğurt, peynir, kefir gibi süt ürünlerinde bulunan bir amino asittir. Triptofan alımının depresyonu azalttığı ve uyku süresini uzattığı gösterilmiştir. Erken bir akşam yemeğinde az yağlı proteinden zengin bu besinlerin tüketimi uyku süresini ve kalitesini arttırmaya yardımcı olabilir.
Alkolden kaçının
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker “Alkol uyku kalitesini düşürebilir ve uykunun gece sıkça bölünmesine neden olabilir. Alkol ayrıca horlamaya neden olabilir, mevcut uyku apnesini kötüleştirebilir ve diğer uyku bozukluklarının semptomlarını artırabilir. Alkolden uzak durmak, yatmadan en az 4 saat önce ise hiçbir şekilde alkol almamak uyku kalitesini korumaya yardımcı olacaktır” diyor.
Gece atıştırmalıklarından uzak durun
Yatma saatine yakın sindirimi zor, yağlı ve şekerli besinlerin tüketimi uykunun bölünmesi olasılığını artırabilir. Yemek saatleri ve uyku kalitesi arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmada, uykudan önceki 3 saat içinde yemek yiyen bireylerin gece yemeyenlere göre daha sık uyandığı gösterilmiştir. Bu nedenle gece yemeleri ve atıştırmalarından uzak durun.
Kaynaklar
Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik
“Horlama nedenleri nelerdir? Horlama tedavisi nasıl yapılır? İşte 8 etkili öneri” başlıklı yazımızın yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: