İmmünoterapi son dönemde kanser tedavisinde öne çıkmaya başlayan bir yöntem. Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar, immunoterapi tedavisi hakkında önemli bilgiler paylaştı.
İmmunoterapi, kişinin kendi bağışıklık sisteminin kanser hücreleriyle savaşmasını sağlayacak bir tedavi türü olmaktadır. 2011 senesinden sonra, kanser tedavisi için çığır açan immün kontrol noktası düzenleyicileri, tedavide kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca bu immün kontrol noktalarının keşfindeki başarıya ulaşım sayesinde 2018 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’ne layık görülmüştür.
Birçok kanser tedavisinde kullanılıyor
İmmunoterapiler, başta böbrek kanseri olmak üzere günümüzde akciğer kanseri, baş ve boyun tümörleri, Haptasellüler kanser, Gastrointestinal kanserler, rahim ve rahim ağzı kanseri, mesane kanseri, üçlü negatif meme kanseri gibi hastalıklarda kullanılmaktadır. Bununla birlikte tümör hangi dokudan çıkarsa çıksın genetik olarak MSI – high olan tüm kanserlerde de kullanılmaktadır.
Bazen ciddi yan etkilere neden olabiliyor
İmminoterapilerin yan etkileri kemoterapiye kıyasla daha hafiftir denilemez. Bu ilaçlarda geneli hafif şiddetli olan fakat bazı dönemlerde ciddi yan etkiler oluşturabilecek durumlar da söz konusu. İlk kullanımında alerji, anafilaksi gibi yan etkiler nadir de olsa görülebilir. Biraz daha geç dönemde ise tüm organları etkileyecek ve özellikle deri, bağırsak ve akciğerlere ulaşacak yan etkiler oluşturabilir. Uygulama aralığı ise 14 ya da 21 günde bir olarak ayarlanabilir. Bu süreler hekim kontrolünde belirlenerek uygulama düzenine dahil edilmiş olacaktır.
İmmunoterapilerde başlangıç olarak hastanın görüntülemelerinde sanki tümörü büyümüş gibi bir görsel ortaya çıkabilir. Fakat bunun ismi yalancı ilerleme yani psödoprogresyon olmaktadır. Halbuki bu kişinin bağışıklık sisteminin tümör etrafında bir ağ örmesiyle kaynaklanan bir durumdur.
Gerçek yanıtı değerlendirmek amacıyla bir süre daha beklemeye geçilmesi gerekir. Bu sayede de daha donanımlı bir sağlık süreci ve kontrol düzeni de oluşturma şansı bulabilirsiniz. Bu süreçte sabırlı hareket etmek de tedaviye yanıt verme düzeninde çok daha iyi sonuçları beraberinde getirmiş olacaktır zaten. Bu tarz bir tedavi süreci boyunca da daha iyi bir sağlıklı yaşama ulaşım da mümkün hale gelebilecektir.
Hastalar için yeni bir yaşam sunuyor
Kanser tedavisinin her geçen dönem çok daha gelişim sürecinde bir düzen oluşturduğu da söylenebilir. Özellikle de son 10 sene içerisinde en çok gelişme immunoterapilerde gerçekleşmeye başladı. Metatatik yani 4. evre kanseri bulunan bir hastada immunoterapiler bazı dönem tam kür yani iyileşme şansı sağlayabilmesi açısından hastalara yepyeni bir yaşam imkanının kapılarını aşmaktadır.
Bahar dönemlerinde güneş ve su ile açılan çiçekler misali kanser tedavisinde immunoterapi ile hastalara yeni bir yaşam şansı da sunulabilir. Tabii bu süreç dahilinde de tedavi düzeninin aksatılmadan devam ettirilmesi de çok önemlidir.
Moral olarak iyi olacak hastaların immunoterapiye de çok daha olumlu yanıtlar verme olasılığı yüksek. Unutmamak gerekir ki kanser sürecinde moral çok önemli bir rol üstlenmenizi sağlar. Dolayısıyla tedavi dönemlerinde hastanın ve çevresindekilerin moralinin yüksek olması demek, iyileşme evrelerine geçişin de çok daha çabuk gerçekleşmesi anlamını oluşturur. Bu sebepten dolayı da immunoterapi dönemi boyunca moral olarak olabildiğince inançlı ve uygulamalara gönüllü olmalısınız ki hastalık süreciniz çok daha çabuk bir biçimde ortadan kalkmış olsun.
İleri evre kanser tedavinde umut!
Vücudun bağışıklık sistemi hücrelerini uykudan uyandırıp, tümöre karşı savaşmasını sağlayan bu tedavinin giderek daha fazla kanser hastası için umut haline geldiğini söyleyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Serkan Çelik, bu konuda son gelişmelerle ilgili önemli bilgiler verdi.
“2010 yılından beri uygulanan bir tedavi olan immünoterapi, ilk olarak kötü huylu cilt kanseri olan melanomda kullanılmaya başlandı ve bugün de cilt kanserlerinin tedavisinde tek başına kullanılabiliyor. Ayrıca böbrek kanserleri, akciğer kanserlerinin çoğunluğunu oluşturan küçük hücreli dışı akciğer kanserinde de tek başına immünoterapiyi kullanabiliyoruz” diye konuştu.
Yan etkileri daha az
Bu tedavinin damardan uygulanan bir tedavi olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Çelik, hasta açısından sağladığı yararlarla ilgili şu bilgileri verdi: “Hastalığın evresi ve tipine göre değişmekle birlikte, immünoterapi, kemoterapi ile beraber ya da tek başına kullanılabilir. İmmunoterapinin etki mekanizması daha farklıdır. Bilindiği üzere kemoterapi kanser hücrelerinin yanında vücuttaki diğer normal hücrelere de etki gösterebilen bir tedavi şeklidir. İmmünoterapi ise bağışıklık sistemi hücreleri üzerinden etkisini gösterir. Bu nedenle kemoterapide sık görülen saç dökülmesi, bulantı, kusma gibi yan etkileri bu tedavi sonrasında görmeyiz. Bu yöntemle hastaların tedavi süresince yaşam kaliteleri kemoterapiye göre daha iyi olur.
Bu tedavide daha farklı yan etkiler olur. Deri döküntüsü, kaşıntı, ishal, karaciğer enzimlerinde yükselme, tiroid hormon fonksiyonlarında değişiklikler gibi yan etkiler daha az sıklıkla görülebilir ve kolaylıkla kontrol altına alınır böylece hastanın yaşam kalitesi de olumsuz yönde etkilenmemiş olur.”
Çoğu kanserde ilk tedavi seçeneği
İmmünoterapinin son yıllarda artan oranda kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk olarak sadece kötü huylu cilt kanserinde uygulanmaya başlanan bu tedavi yöntemi, şu an neredeyse tüm kanser türlerinde, ileri evre hastalıklarda diğer tedavilere kıyasla daha etkin bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle de böbrek, akciğer, mide, yemek borusu, karaciğer kanserlerinin tedavisinde ilk tercih haline gelmiştir. Hastanın tümör dokusundan bazı özel testler yapılarak bu tedavinin hangi hastada, ne zaman uygun olabileceğini belirleyebilmekteyiz.”
Yaşam süresini uzatıyor
Doç. Dr. Serkan Çelik, bu tedavinin artık çoğu kanserde yaşam süresini kemoterapiye kıyasla daha fazla uzattığını belirtti. Doç. Dr. Serkan Çelik, küçük hücreli dışı akciğer kanserinden örnek vererek, “Eğer hasta bu tedaviye uygunsa, normalde kemoterapi ile ortalama 1 sene olan yaşam süresi, bu alt grupta 3 senenin üzerine çıkmaktadır. Öyle ki 5 sene üzerinde yaşayan hastalarımızın sayısı artmaktadır. En son düzenlenen Amerikan Kanser Derneği, immünoterapiye uzun süre yanıt veren ileri evre akciğer kanserli hastalarda yaşam beklentisinin yüzde 99’a çıktığı açıklandı. İmmünoterapiyi kullanarak bazı hastalarda neredeyse kanseri kronik hastalık olarak takip edebilmekteyiz” diye konuştu.
Rahim ağzı kanserinde de etkili
Son 10 senedeki gelişmelerle, tedavi sonuçlarında büyük farklar görüldüğünü ifade eden Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Serkan Çelik, Avrupa Kanser Kongresi (ESMO)’nde duyurulan çalışma verileri hakkında şu bilgileri verdi:
“Özellikle melanomun erken evresinde immünoterapi kullanıldığında, hastalığın geri gelme riskinin belirgin şekilde azaldığı gösterildi. Bununla birlikte ileri evre rahim ağzı kanserinde de kemoterapiye immünoterapi ekleyerek yaşam süresinde yüzde 35-40 oranın iyileşme sağlanabildiği açıklandı. Akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş hastalarda da immünoterapi ile, hastalığın geri gelme riskini azaldığı kanıtlandı. Sonuç olarak immünoterapi günümüzde geleneksel kullanılan kemoterapilere göre hem hastanın yaşam süresini uzattığı hem de yaşam kalitesini artırdığı için neredeyse tüm kanser türlerinde umut vadeden bir tedavi seçeneği haline gelmiştir.”
Kaynaklar:
Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Serkan Çelik
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: