Kemik tümörü bunlardan biri ama her zaman kansere denk gelmediğini, iyi huylu tümörlerin de olabileceğini unutmamak gerek.
Ekseriyetle ergenlik ve çocukluk çağında görülen kemik tümöründe en tipik belirti ağrı. Bu ağrı “büyüme ağrısı” gibi algılanıp es geçilebiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak, bilhassa akşamları ve gece vakitlerinde şiddeti artan tek taraflı ağrılara dikkat çekiyor. Bu tip ağrılar vuku bulduğunda vakit kaybetmeden bir doktora baş başvurulması gerekiyor.
Tek taraflı ağrılar gece uyandıracak kadar çoksa…
Kemik tümörlerinin ilk aşamaları çok da fark edilmeyecek sinsi özelliklerde olabilir. Mesela tümör büyüyüp dışarıdan da fark edilecek bir boyuta ulaşıncaya kadar hiçbir ağrı göstermeyebiliyor. Ağrı varsa da mütemadiyen ve hafif bir ağrı olarak varlığını sürdürebiliyor.
Üstelik hareketliliğin veya aktivitenin artmasıyla da şiddetini artırmıyor. Dinlenirken bile kendini hissettiren ağrı, akşam veya gece kötüleşebiliyor. Doç. Dr. Selami Çakmak, akşamları ve gece vakitlerinde şiddeti artan tek taraflı ağrıların, kemik tümörünün sinyali olabileceğini söylüyor. Tümörün çevresindeki sinir dokusuna baskı yapıp o sinirin etki alanında uyuşma, kas güçsüzlüğü ve karıncalanma şeklinde kendini hissettirdiğini belirtiyor. Ayrıca ateş ve gece terlemesinin de tümörün belirtileri arasında yer alabileceğine dikkat çekiyor.
Kemik tümörüne ergen ve çocuklarda daha sık rastlanıyor
Her yaşta görülebilen kemik tümörünün ergen ve çocuklarda daha sık gözlendiğini belirten Doç. Dr. Selami Çakmak, görülme yaş aralığına dair şu bilgileri veriyor: “Çocuklardaki büyüme daha ziyade dizin çevresinde gerçekleştiği için bu tümörler bilhassa bu bölgelerde sıkça yerleşiyor. Osteosarkom büyümenin en yoğun olduğu çocukluk döneminde yaygın bir şekilde görülürken Ewing Sarkom vb kötü huylu tümörler 5 ila 20 yaş arasında daha yoğunluklu olarak görülüyor. Multipl myelom veya kondrosarkom gibi sıkça karşılaşılan diğer kemik tümörleri ise bilhassa 50-70 yaş aralığında görülüyor.

Kötü huylusu da iyi huylusu da…
Her tümör dokusunun kanser olmayacağına dikkat çeken Doç. Dr. Selami Çakmak, kemik tümörlerinin asli oluşum nedeninin hala bilinmediğini belirtiyor. Çakmak, radyoterapi tedavisi gören hastalarda ve genetik yatkınlığı olanlarda rastlanma riskinin daha çok olduğunu belirtip diğer faktörleri şöyle aktarıyor: “En çok rastlanan iyi huylu kemik tümörü vakaları, kemikteki basit kistin yanında non-ossfiye fibrom, enkondrom, osteokondrom ve fibröz displazi hastalıklardan ileri geliyor. Öte yandan kötü huylu kemik tümörleri de direkt kemiğin kendinden oluşabiliyor. Veya daha sıklıkla böbrek, akciğer, prostat ve meme kanseri gibi kanserlerin kemiğe yayılmasıyla görülebiliyor. Multipl myelom, osteosarkom, Ewing sarkomu ve kondrosarkom kemiğin kendisinden kaynaklanan kötü huylu tümörler arasındaki en yaygın türler olarak sıralanabilir.”
Şişlik gördüğünüzde ihmal etmeyin
Kol ve bacaklarda ağrılı veya ağrısız şişlikler, kemik tümörünün habercisi olabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında vakit kaybetmeden doktora başvurmak şart. Doç. Dr. Selami Çakmak iyi huylu olsa dahi kemiği aşırı derecede zayıflatan bir tümörün kemik kırılmalarına sebep olabileceğini ve buna patolojik kırık adı verildiğini söylüyor.
Çevredeki dokular zarar görebiliyor
Kemiklerdeki çoğu tümörün iyi huylu tümör çıkıyor. Çoğunlukla fark edilebilir büyüklüğe gelinceye kadar belirti göstermedikleri için sıkça başka nedenlerle çekilen MR, tomografi veya röntgen tetkiklerinde şans eseri tespit ediliyor. Vücuda yayılma olasılıkları nispeten düşük olsa da iyi huylu tümörlerin bulundukları bölgedeki sağlıklı kemikle yumuşak dokularda baskı ve tahribat yarattığını biliniyor. Tam da bu nedenle ekseriyetle tedavi gerektirmeseler bile takip edilmeleri önemli. Tanı aşamasında doğru muayene, tümörün tipi ve adını belirlemeye dönük biyopsi ve uygun tetkikler büyük önem taşıyor. Tedavinin başarılı olabilmesi ise ancak ve ancak doğru planlama ve doğru yaklaşımla mümkün.
Hangi aşamada ameliyat gerekli?
İyi huylu kemik ve yumuşak doku tümörlerinin her durumda cerrahi müdahale ile çıkarılmadığına ama takip edilmelerinin önemli olduğuna dikkat çeken Çakmak, ameliyatın gerekli olduğu zamanları şöyle anlatıyor: “Tümörün olduğu kemikte büyümeye devam etmesi kemikte zayıflamaya sebep olup kırılmasına yol açacaksa ve etrafındaki damar ve sinirler gibi dokuları baskılayıp fonksiyon bozukluğuna yol açtığında ameliyat gerekebilir. Ameliyat gerektiren iyi huylu tümörlerin tedavisinde ise çoğunlukla yalnızca cerrahi yöntem yeterli. Kötü huylu tümörlerde de ameliyatın yanında kemoterapi ve radyoterapi yöntemine de başvurulabiliyor.”
Kaynaklar:
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak