Kolon kanseri belirtileri, tedavisi, nedenleri ve önlemleri hakkında merak edilenleri ve bilinmesi gerekenleri, Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın anlattı.
Kolon kanserinin (bağırsak kanseri) erkeklerde akciğer ve prostat kanserlerinden, kadınlarda ise meme ve akciğer kanserlerinden sonra en sık görülen üçüncü kanser türü olduğuna dikkat çeken Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın “Kolon kanseri Türkiye’de her yeni görülen 100 kanser vakasının 9’unu oluşturmaktadır.
Kolon kanseri nedir?
Kolon veya bağırsak kanseri Türkiye’de kadın ve erkeklerde kanserden ölümlerinde üçüncü sırada yer alıyor. Fakat kurallara uyulduğunda önlenen ve kolonoskopi sayesinde erken tanı konulduğunda tedavisinden olumlu sonuçlar oluşturan bir kanser türüdür. Çünkü bu kanser yüzde 98 oranında polip zemininde gelişmektedir. Kolonoskopi sayesinde poliplerin alınması da kanseri engellemektedir.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, kolon kanserinin kolonoskopi ile büyük ölçüde önlenebileceğini vurguladı. Kolon kanserine dair doğru bilinen birçok yanlışın olduğunu da belirten Tözün, bu noktada da doğru bilinen 6 yanlışa değinerek uyarı ve önerilerde bulundu.
Kolon kanseri belirtileri neler?
Prof. Dr. Şuayib Yalçın, kolon kanseri belirtilerinden bahsederken “Genellikle bu kanserde erken evrede belirgin bir yakınma olmayabilir. Bu belirtiler genellikle tümörün yer aldığı noktayla ilintilidir. Sağ kolon dediğimiz kalın bağırsağın başladığı yerde oluşan tümörlerde küçük miktarda fakat uzun süreli kan kaybına bağlı halsizlik, yorgunluk ve çarpıntı gibi durumlar söz konusu olabilir. İleri yaşta ve erkeklerde demir eksikliği anemisi, dışkıda gizli kan tespiti durumunda mutlaka kolon kanseri ihtimali araştırılmalıdır.
Sol kolonda ise dışkılama alışkanlığında değişiklikler olabilir ki bunlar oldukça önemlidir. Ayrıca sol tarafta daha ziyade karın ağrısı, gaz gibi yakınmalar, ağrılı dışkılama ve dışkıda kan gözükmesi gibi durumlar söz konusudur. Rektum dediğimiz kalın barsağın bitimi olan bölgede gelişen tümörlerde ise ağrı ve makattan kanama sık olarak görülür. İleri evrede ise sarılık, karında şişlik, kilo kaybı gibi yakınmalar da söz konusu olabiliyor” bilgilerini verdi.
Kolon kanserinin 10 risk faktörüne dikkat!
Kolon kanserinin risk faktörlerinden önce bu kanser türüyle ilgili bilgilere göz atmakta fayda var. Kolon, kalın bağırsak sindirim sisteminin son bölümünü oluşturuyor. Kolon kanseri ülkemizde en sık görülen kanserler arasında 3. sırada yer alıyor. Dünyada her yıl 2 milyon, ülkemizde de yaklaşık 20 bin kişi kolon kanseri tanısı alıyor. Dahası hatalı beslenme alışkanlıklarının ve obezitenin giderek yaygınlaşması nedeniyle son yıllarda görülme sıklığı 50 yaş altındaki kişilerde giderek artıyor.
Erken dönemde hemen hiçbir belirti vermemesi nedeniyle en çok yaşam kaybına neden olan kanser türlerinden biri olan kolon kanseri aslında düzenli yapılan kolonoskopi taramasıyla önlenebiliyor. Ayrıca kanser oluşsa dahi erken tanı sayesinde hastada tamamen iyileşme sağlanabiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Oğuz Önder, risk faktörü olmayan kişilerin hiçbir yakınması olmasa bile 45 yaşından itibaren her 5-10 yılda bir kolonoskopi yaptırmaları gerektiğini belirterek, “Ailesinde kolon kanseri öyküsü olan kişilerin ise tarama programına daha erken yaşlarda başlamaları gerekebiliyor. Yakın akrabalarında kolon kanseri tespit edilen kişiler, akrabasının tanı aldığı yaştan 10 yıl çıkartarak kendilerinin kolon kanseri taramasına başlama yaşını tespit edebilirler” diyor.
Kolon kanserinin risk faktörleri neler?
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Oğuz Önder, Kolon Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, kolon kanseri riskini artıran 10 etkeni anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Aile öyküsü
Aile öyküsü kolon kanserinin risk faktörleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kolon kanseri teşhisi konulan hastaların yüzde 20’sinde genetik geçiş söz konusu oluyor. Bu nedenle ailesinde kolon kanseri hastası olanlar kendi tarama programları konusunda çok daha özenli olmalılar.
İleri yaş
İleri yaş kolon kanserinin önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Öyle ki kolon kanseri tanısı konulan hastaların yüzde 90’ından fazlası 40 yaş üzerinde oluyor ve bu yaştan itibaren kolon kanserine yakalanma riski her 10 yılda bir ikiye katlanarak artıyor.
Kolon polipleri
Kolonu örten tabakanın büyüyerek bağırsak kanalına çıkıntı yapması ‘kolon polipleri’ olarak adlandırılıyor. Yapılan çok sayıda çalışmaya göre kolon kanserinin yüzde 90-95’inden, ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artan kolon polipleri sorumlu oluyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Oğuz Önder, iyi huylu tümörler olan poliplerin yüzde 10-20’sinin yaklaşık 10 yılda kansere dönüştüğü uyarısında bulunarak, “Genellikle kanserleşmeden önce herhangi bir yakınmaya yol açmadıkları için ‘gizli tehlike’ olarak adlandırdığımız polipler düzenli yapılan kolonoskopi taramaları sayesinde tespit edilip, çıkartılabiliyor. Böylece kansere dönüşmeleri önlenebiliyor” diyor.
Liften fakir beslenmek
Hatalı beslenme alışkanlığı kolon kanseri oluşumunda önemli bir risk faktörü. Özellikle lif yönünden zengin olan sebze ve meyve gibi besinlerin az tüketilmesi kolon kanserine adeta davetiye çıkartıyor. Bol meyve ve sebze içeren diyet sayesinde kabızlık önleniyor ve kolon hücrelerinin kanserojenlere maruziyeti azalıyor. Bunun yanı sıra yüksek fiberli diyetler bağırsak içindeki yararlı bakterilerin birtakım kimyasallar üretmelerine yardımcı olarak kanserin gelişme riskini azaltıyor. Dolayısıyla kolon kanserinden korunmak için liften zengin besinler sofrada düzenli olarak yer almalı.
Mangal alışkanlığı
Uzmanlar her fırsatta mangalda pişen etin kolon kanseri riskini arttırdığı konusunda uyarıda bulunuyorlar. Bunun nedeni ise ateşe doğrudan maruz kalan etlerde heterosiklik amin ve polisiklik aromatik hidrokarbon denilen kimyasalların açığa çıkması. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Oğuz Önder, bu kimyasalların kolon kanseri riskini artırdığını hatırlatarak, “Bu nedenle etin ateşe en az 15 cm’den uzak mesafede olmasına dikkat edilmeli. Ayrıca etin dumanla temas etmesi de kanser riskini arttırıyor”
Sigara ve alkol
Yapılan bilimsel çalışmalar, sigara ve alkol kullanımının pek çok kanserin yanı sıra kolon kanseri açısından da ciddi bir risk faktörü olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan bir araştırmada; sigara içenlerin kolon kanserine yakalanma risklerinin içmeyenlere göre 18 kat daha fazla olduğu ortaya kondu. Yapılan çok sayıda araştırma da günde 50 ml veya daha fazla alkol tüketen kişilerde kolon kanserinin hiç içmeyenlerle kıyaslandığında 1.5 kat arttığı tespit edildi.
Obezite
Çağımızın önemli bir problemi olan obezite pek çok hastalığın yanı sıra kolon kanseri riskini yüzde 50 oranında yükseltiyor. Obezite, insülin/IGF-1 ve kandaki iltihap hormonlarını arttırarak kanserin gelişmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca obezite hastalarında kötü beslenme alışkanlığı daha fazla görülüyor.
İşlenmiş et ürünleri
Salam, sucuk, sosis ve pastırma gibi işlenmiş et ürünleri kanserojen besinler arasında yer alıyor. Bunların yanı sıra kırmızı et tüketiminde aşırıya kaçmak da özellikle kolon kanseri riskini artırıyor.
Bazı iltihabi hastalıklar
İltihaplı bağırsak hastalıkları olan ülseratif kolit ve Crohn hastalığı kolon kanseri riskini arttıran etkenlerden. Hastalık tanısından 5 yıl sonra kanser riskindeki artış belirgin düzeye ulaşıyor. Bu nedenle iltihabın baskılanması ve durdurulması büyük önem taşıyor.
Hareketsiz yaşam
Hareketsiz yaşam; obezite ve birçok kanserle birlikte kolon kanseri riskini arttırıyor. Öyle ki kolon kanseri riski yüzde 30 oranında yükseliyor. Yaşınıza uygun bir programla haftada 2 gün egzersiz yapmanız, kalp-damar hastalıklarıyla birlikte kanser riskini de azaltıyor.
Mangal severler dikkat! Kolon kanseri belirtisine karşı önleminizi alın!
Kolon kanseri belirtisi konusunda endişelenenlerin pişirme yöntemlerine çok dikkat etmesi gerekiyor. “Kalın bağırsak kanserinden korunmada, beslenme kadar yiyecekleri pişirme biçimi de önemli. Mangal ateşinde yanan et; mide, pankreas ve kalın bağırsak (kolon) kanserine neden oluyor” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan, açıkladı!
Kolon kanseri belirtisi yaşamamak için pişirme yöntemi önemli!
Kolon kanseri belirtilerini önlemek için pişirme yöntemi de çok önemlidir. Özellikle; mangal gibi pişirme yöntemlerinde etin yanması sonucu kanserojenler oluşabilir. Bu kanserojenler; mide, pankreas ve kolon kanseri belirtisi gelişmesini tetikleyebilir.
Bu nedenle etin ateşe 15 cm’den yakın mesafede olmamasına dikkat edilmelidir. Etin mangalda kalma süresi uzadıkça kanserojen madde oluşma riski de artar.
Kanserden korunmada sağlıklı beslenmek önem arz ediyor
Kalın bağırsak kanserlerinden korunmada, tarama yöntemlerinin yanı sıra riski azaltıcı bazı basamaklar da mevcuttur. Örneğin; fiziksel egzersiz, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara ve alkol kullanmamak, yüksek lifli, düşük yağ içerikli gıdaları tüketmek; bunlardan birkaçıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO); 2015 yılında salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına dahil etmiştir. Aşırı kırmızı et tüketilmesinin de özelikle kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı aynı duyuruda belirtilmektedir.
Kolon kanseri kanser ölümlerinde 3. sırada
Kolorektal kanserler, kanser ölümlerinde de 3. sırada yer alır. Bu kanser insanlarda yaklaşık ince barsak ile anus arsında yer alan sindirim ve boşaltım sistemimizin son 1,5-2 m2’lik kısmını oluşturan sindirim sistemimizin boşaltım ve sıvı emiliminden sorumlu olan kalın bağırsağın iç epitelinden köken alan bir kanser türüdür. Bu kanserin yüzde 90’ı 40 yaşından sonra görülür. Erkeklerde kadınlara göre biraz daha fazla görülür. Klinik araştırmalarda ortalama 61 yaş civarında görüldüğü tespit edilse de, gerçek hayatta en sık görülme yaşına baktığımızda bu ortalama 70 yaş civarındadır.” dedi.
Kolon kanserinin en sık görünen tipinin kolon adeno kanser olduğunu vurgulayan Yalçın; “Kalın bağırsakta özellikle dışkının yoğunlaşmasıyla birlikte bu bölgede oluşan inflamasyon sonucu kolon kanseri gelişiyor. Önce polipler oluşuyor ve çoğunlukla kolon kanserleri uzun yıllar içinde bu polipler zemininde gelişiyor. Oluşan polipler zamanla hücrelerin şekil değiştirmesiyle kansere dönüşüyor. Bu ortalama 10 yıl kadar sürüyor.
Bu nedenle kişilerde kolonoskopiyle, polipleri erkenden tanımak, daha kanser gelişmeden polipektomiyle yok etmek mümkün oluyor. Polip zemininde kanser gelişmişse bile belirti vermeden yapılacak kolonoskopi ile erken tanı ve daha etkin tedavi yöntemleri uygulanabiliyor. Erken yakalanan hastalarada tedavi başarısı yüzde 90’lara kadar çıkabiliyor. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önem taşıyor” diye sözlerine devam etti.
Türkiye’de erkeklerde daha sık rastlanıyor
Kolon kanseri sıklığının 70’li yaşlarda zirveye ulaştığını ve 80’li yaşlardan sonra ise bir miktar azalma görülmeye başladığını söyleyen Sn.Yalçın; ”Son yıllarda erken yaşlarda özellikle 35 yaş sonrası sol kolondaki kanserlerde artış var. Bunun sebebi yanlış beslenme, sigara kullanımı ve hareketsizlik olabilceği gibi, çağımızın getirdiği henüz tam tespit edilmemiş risk faktörleri de söz konusu olabilir. Mide, pankreas, yemek borusu ve karaciğer gibi kanserler de istatistiki olarak önemli olsa da sindirim sisteminin en sık gözüken kanseri kolon kanseridir” diyerek bu kanser türünün ülkemizde de sık görüldüğüne dikkat çekti.
Lenf bezleri başta olmak üzere bütün organlara yayılabilir
Kalın bağırsak kanserleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi sağlık sorunları oluşturuyor. Her yaşta görülebilmesine rağmen, en sık 50 yaşından sonra gözlenir. Ortalama görülme yaşı genellikle 63’tür. Kadın erkek arasında görüme sıklığı açısından pek bir fark yoktur. Kalın bağırsak kanseri; bağırsak duvarının dışına çıktığında önce çevresindeki lenf bezlerine, daha sonra da karaciğer başta olmak üzere diğer organlara da yayılabilir. Tedavinin başarısı için 50 yaşından sonra, düzenli aralıklarla bağırsakların incelenmesi gerekir. Erken evrelerde hastalıktan kurtulmak mümkün olduğu halde geç kalındığında maalesef yaşamı tehdit eden sorunlarla da karşılaşılabilir.
Kolon kanseri önlenebilir bir hastalık
Kolon kanseri, kalın bağırsağın en sonundaki rektum bölümü dışında kalan diğer alanlarda gelişen kanserlere deniyor ve kalın bağırsak kanseri olarak da biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılı verilerine göre; kolon kanserinin içinde bulunduğu kolorektal kanserler dünyada erkeklerde ve kadınlarda en sık görülen 3. kanser türü olarak yerine koruyor.
2020 yılında dünyada yaklaşık 2 milyon, ülkemizde de yaklaşık 20 bin kişinin kolorektal kanser tanısı aldığı belirtiliyor. Üstelik son yıllarda, kolon kanserinin görülme sıklığının 50 yaş altındaki kişilerde gün geçtikçe arttığı, yapılan istatistiklerle ortaya konmuş. Kolon konserinin artık genç yaş grubunda daha fazla görülmesine sebep olarak; günümüzde giderek yaygınlaşan “Batı tipi beslenme alışkanlığı”, çağımızın önemli bir problemi olan “obezite” ve sigara kullanımındaki artış gibi etkenler gösteriliyor.
Kolon kanseri aslında büyük oranda önlenebilen ve erken tanı konulduğunda tedaviden oldukça yüz güldürücü sonuçlar alınabilen bir kanser türü. Çünkü bu kanserin yüzde 90 gibi büyük bir oranının nedeni polipler oluyor ve düzenli yapılan kolonoskopi taraması sayesinde bu lezyonlar kansere dönüşmeden önlenebiliyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emir Çapkınoğlu, kolon kanserinden korunmak için hiçbir risk faktörü olmasa bile herkesin 45 yaşından itibaren düzenli olarak kolonoskopi taraması yaptırması gerektiğini belirterek, “Rutin taramalarda; her yıl gaitada gizli kana bakılması ve 5 yılda bir kolonoskopi açısından değerlendirilmeniz öneriliyor.
Ancak tarama sıklığı, risk faktörleriniz ve ek hastalıklarınız gibi birçok etkene bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Polipler kolonoskopide tespit edildiği takdirde işlem sırasında hemen alınabiliyor ve böylece daha sonra gelişebilecek olan kolon kanseri büyük oranda önleniyor. Ayrıca kanser gelişmiş ise erken evrede yakalanması sayesinde tamamen iyileşme sağlanabiliyor” diyor.
Kolon kanseri tedavisi için umut veren teknoloji
Kolon kanseri tedavisi için teknolojideki gelişmelerin katkısı yadsınamaz. Kolon kanseri ya da diğer adıyla kalın bağırsak kanseri tedavisi için gelişen teknolojiden yararlanarak uygulanan laparoskopi-robotik cerrahi ve akıllı ilaçlar gibi tedaviler daha iyi sonuçlar veriyor.
Yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda olan kalın bağırsağın iç yüzeyinde oluşan kanserlere kolon kanseri adı veriliyor. Bu kanser türü kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakadaki hücre ve hücre topluluklarının kontrolsüz büyümesi ile ortaya çıkıyor. Kalın bağırsağın son 15-20 santimetrelik bölümüne ise rektum deniyor.
Burada beliren kanserler rektum kanseri olarak adlandırılıyor. İki tür kanseri anlatmak için “kolorektal kanserler” de çok sık kullanılan bir terimdir. Kolorektal kanserler Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde en sık görülen ilk 5 kanser arasında yer alır.
Polipler başlarda belirti vermiyor
Kolon ve rektum kanserleri çoğunlukla bu bölgelerde oluşan poliplerden kaynaklanıyor. Dünyada her yıl yaklaşık bir milyon kişiye kolon ve rektum kanseri tanısı konuyor. Hastalığa, en çok yaşam kaybına neden olan kanser türlerinden biri olması sebebiyle önem atfediliyor.
Genel Cerrahi ve Kolorektal Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turan Acar, kullanım alanı giderek yaygınlaşan robotik cerrahinin, kolon ve rektum kanseri ameliyatlarında da başarılı sonuçlar verdiğini söyledi. Robotik cerrahi alanında önemli bir merkez haline geldiğini ifade eden Doç. Dr. Acar, robot ile gerçekleştirilen kolon ve rektum cerrahisinin hem doktor hem de hastalar için önemli avantajlar sunduğunu dile getirdi.
İyileşme sürecinde avantajları var
Operasyon hakkında bilgi veren Doç. Dr. Turan Acar, “Kolon ve rektum kanserinde robotik cerrahiyle, ameliyat edilen bölge yakından ve üç boyutlu bir şekilde ayrıntılı olarak değerlendirilebilir. Böylece ana damarlar ve sinirlerin korunmasında, kansere bağlı oluşan en küçük lenf bezlerinin bile temizlenmesinde büyük kolaylık sağlar.
Robot kolunun karın içerisindeki sınırsız hareket yeteneği ve milimetrik hareketlere yüksek duyarlılık özelliğiyle, açık cerrahide ulaşmakta zorluk çektiğimiz alanlara ulaşmak kolaylaşır. Bu sayede, gerçekleştirilen cerrahi işlemden en yüksek verim elde edilir” dedi.
Kolon kanseri tedavisi için robotik cerrahi
Robotik cerrahide, hastanın karnında büyük yaralar açmaya ihtiyaç duyulmadığını söyleyen Doç. Dr. Turan Acar, “Hastanın karnında sekiz milimetrelik dört küçük delik açılarak tüm hastalıklı dokular temizlenebilir. Ameliyat sonrası iyileşme ve normal yaşama dönme daha hızlı ve kolay olmaktadır. Diğer avantajları arasında; daha az kan kaybı ve kan nakli ihtiyacı, düşük enfeksiyon ve komplikasyon riski, bağırsakların erkenden çalışmaya başlaması, daha erken ağızdan gıda alabilmeye başlanması ve daha az ağrı sayılabilir” diye konuştu.
50 yaş sonrası yılda 1 kez kolonoskopi yapılmalı
Hastaların dışkılama alışkanlığındaki değişikliklerin doğru gözlemlenmesi ve erken teşhis için de en doğru yolun kolonoskopi olduğunu belirten Prof. Yalçın “Kolonoskopiyle çok rahat tanı konulabilir ve erken tedaviye geçilebilir. Bu nedenle bu uygulamadan çekinen kişiler için daha fazla farkındalık yaratabilmek adına toplum olarak çaba sarf etmek gerekir. Tüm bireyler 50 yaşından başlayarak kolonoskopi yaptırmalı ve en az 10 yılda bir tekrarlamalıdır. Ayrıca, en az 2 yılda 1 dışkı testleriyle kan veya ürünlerinin olup olmadığı tespit edilebilir ve varsa gereği yapılabilir” dedi.
İlk 3 evrede cerrahi müdahale şart
Kolon kanseri belirtileriyle birlikte tanı konulması sonrası hastalığın ilk evrelerinde cerrahi müdahaleyi önerdiklerini söyleyen Sn.Yalçın; “Evre 4 olan hastalarda bile daha çok cerrahi müdahale olması için çalışıyoruz. Evresinden evresine değişmekle birlikte, evre 2 hastalıklarda ortalama yüzde 30 gibi, evre 3’te ise yüzde 40’ın üzerinde metastaz riski oluyor. O nedenle bu hastalara cerrahi sonrası destek tedavi için kemoterapi veriyoruz. Yeni geliştirilen bazı moleküler testler ve bazı yeni genetik testler sayesinde kimin ilave kemoterapi alması gerektiğine daha rahat karar verebiliyoruz” şeklinde bilgi verdi.
Hastaların mutlaka bir tıbbi onkolog tarafından takip edilmesi, yaşam boyu takip ve kontrol altında olması gerektiğinin altını çizerek, başarılı tedavilere rağmen sonradan nüks ve metastazların görülebildiğini veya kişilerde yeniden polip ve tümörler gelişebileceğini belirtti.
Kolon kanserine karşı önlemler neler?
Söyleşinin sonunda Sn.Yalçın, “Her yaşta fiziksel aktivite önemli. Fiziksel aktivite sadece kilo kontrolünü sağlamıyor, aynı zamanda tüm kanserlerden ve kalp damar hastalıklarından bizi koruyor. Bunun limitleri ve şekilleri kişiden kişiye değişebilir tabii ama mutlaka fiziksel aktivite yapmak gerekiyor. İkinci konu, kilo kontrolünü sağlamak ve bel çevresini mümkün olduğunca azaltmak.
Alkol ve sigaradan kesinlikle uzak durmak da çok önemli. Tabii ki aşırı kırmızı et ve yağlı gıda tüketiminden kaçınmak gerekiyor. Özellikle kırmızı et tüketiminin haftada ½ kiloyu aşmaması yönünde klinik araştırmalar mevcut. Sebze meyve ve posalı gıdalara ağırlık vermek gerekiyor. Bunlar primer korunma için geçerli.” ifadeleriyle hastalığa yakalanmamak için alınabilecek önlemleri sıraladı. Sözlerini “Klinik olarak ise yılda 1 kez ya da 2 yılda 1 kez dışkıda gizli kan baktırmak ve 50 yaşından sonra kolonoskopi yaptırmak da önemli bir erken tanı yöntemidir. Çünkü erken tanıda hastalığın yüzde 100’e yakınını tedavi etmek mümkün olabiliyor” diyerek noktaladı.
Kolon kanseri hakkında doğru bilinen 6 yanlış!
Toplum genelinde kolon kanserine yönelik bazı inanışlar bulunuyor. Özellikle bu yanlış inanışların erken teşhis imkanının da önüne geçtiğini bilmelisiniz. Hastalığın ileri evresine ulaşmasına neden olan bu yanlış inanışlar ve doğrularını Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün şu şekilde açıklıyor:
Makattan kan gelmesi hemoroid hastalığına işaret eder
Doğrusu: Hastaların birçoğu kötü bir şey çıkacak korkusundan dolayı makattan kan gelmesini hemoroid olarak yorumlar. Bu durum hekim başvurularını erteleyip alternatif tıbba yönelime sebep olabiliyor. Özellikle hekimler genç ve kronik kabızlığı olan hastaları muayenede bazen hemoroid ya da fissür varsa kanamayı bu duruma bağlayabiliyor. Fakat makattan kan gelme durumu bir kanserin veya büyük bir polipin işareti olabilir.
Bu hastalık genetik benim ailemde kanser yok
Doğrusu: Kanserlerin yüzde 15’lik kısmı genetik bir zeminde oluşum gösteri. Bireyin birinci derecede bağırsak kanseri olması ya da ailevi kolon polipozisi bulunması kanser riskini artırır elbette. Fakat ailesinde hiç kanser olmayan kişilerde de bu kanserin gelişme riskinin olduğunu bilmelisiniz.
Kolonoskopi çok zor ve sancılı işlem bu yüzden ölümcül bile olabilir
Doğrusu: Kolonoskopi uzman eller sayesinde ölümcül riski oldukça düşük olan bir işleme dönüşecektir. Bu işlem esnasında bağırsağın delinmesi ya da kanamada ihtimali yok denilecek kadar azdır. Kolonoskopi öncesinde de hasta eşlik eden hastalıklar açısından değerlendirilmeye alınır ve ilaçları ayarlanır. İşlem derin sedasyon yani uyku altında yapıldığından da hasta ağrı duymaz ve işlemde özel durumlar dışında da genel anestezi uygulanması gerekmez.
Hiçbir şikayetim yokken neden kolonoskopi yaptırayım ki?
Doğrusu: İnanın hayatı boyunca kolon kanserine yakalanma riski yüzde 6 gibi bir olasılıktır ve kesinlikle küçümsenmemeli bu olasılık. Bu noktada her 18 kişiden 1’inde kolon kanseri gelişebiliyor. Kolon polipleri ve kolon kanserine obez kişiler ve sigara içenlerde, düzenli alkol kullananlar, işlenmiş gıdayla beslenenler, ailesinde bağırsak kanseri olanlar ve egzersiz yapmayanlarda sıkça rastlanır.
Kolon kanserini önleyen ilaçlar var
Doğrusu: Bu konu üzerine çok çalışmalar yapılmasına rağmen net bir sonuca ulaşım mümkün olmadı. Yani bazı çalışmalarda non streoid antinflamatuar ilaçların kalsiyum, magnezyum, folik asid, B6 ve B12 vitamini, D vitamini, statinler ve aspirinin kanseri önleyici etkisinden bahsedilse de, bu etkilinin geniş bir noktada doğrulanmadığı da gözlenir.
Bu hususta da başka amaçla aspirin kullananlarda belli bir marjinal iyiliğin elde edildiği söyleniyor. Fakat bu konuda yolun başında olunduğu bir gerçek. Bu hususta yapılacak en iyi şey sağlıklı ve liften zengin beslenmek. Ayrıca egzersiz yapıp, sigara ve alkolden de mümkün mertebe uzak durmak, kilo almamak olacaktır.
Kaynaklar:
Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emir Çapkınoğlu
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Oğuz Önder
Genel Cerrahi ve Kolorektal Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turan Acar
“Kolon kanseri belirtileri nelerdir?” başlıklı haberimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: