Son dönemlerde dünyada hızla yayılmaya başlayan ve maymun çiçeği virüsü hastalığı olarak bilinen Monkeypox, COVID -19 enfeksiyonu pandemisinin etkileri henüz atlatılmamışken yeni bir endişe kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Peki, maymun çiçeği nedir? Maymun çiçeği belirtileri neler? Yeni bir pandemi olma ihtimali var mı? Maymun çiçeği virüsü Türkiye’de görüldü mü ve ne tür önlemler alınması gerekiyor? Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, maymun çiçeği virüsü hastalığı monkeypox hakkında dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili bilgi verdi.
Maymun çiçeği virüsü nedir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün dikkatini çeken bu hastalığın 20 Mayıs 2022 tarihinde duyurulduğunu kaydeden Dr. Songül Özer, “Maymun çiçeği, viral bir hastalıktır. Fakat koronavirüs gibi RNA’lı değil, DNA’lı bir hastalıktır. Bunun önemi ise DNA’lı virüslerin daha az mutasyona uğradığıdır.” dedi. Dr. Songül Özer, “Tıpta adı Monkey Pops olarak bilinen, Türkçe’ye ise maymun çiçeği olarak çevrilen bir hastalıktır. Maymun çiçeği hastalığı yeni bir hastalık değildir, yaklaşık 1958-1959 yıllarında ilk defa maymunlarda görülen viral bir hastalıktır. Bizim bilmememizin sebebi sadece Orta ve Batı Afrika’da görülen bir hastalık olmasıdır.” dedi.
Maymun çiçeği belirtileri neler?
Son günlerde çok konuşulan maymun çiçeği hastalığının viral bir hastalık olduğunu belirten Enfeksiyon Uzmanı Dr. Songül Özer, hastalığın kuluçka döneminin 6 -7 gün ile 14 gün arasında değiştiğini söyledi. Hastalığın ortalama üç hafta sürdüğünü kaydeden Dr. Songül Özer, yaygın deri döküntülerinin ortaya çıktığını belirterek “İlk 5-6 gün kişide yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı ve karın ağrısı gibi belirtiler görülmektedir” uyarısında bulundu.
Enfeksiyon Uzmanı Dr. Songül Özer, son günlerde çok konuşulan maymun çiçeği virüsüne ilişkin değerlendirmede bulundu.
Vücutta yaygın döküntüler görülüyor
Maymun çiçeği hastalığı belirtileri bakımından su çiçeği ve çiçek hastalığından farkları olduğunu ifade eden Dr. Songül Özer, “Bu hastalığa maymun çiçeği denmesinin sebebi, hastalığın vücutta yaygın döküntülere sebep olması, deri lezyonlarının da çiçeği andırmasından dolayı maymun çiçeği virüsü denmiştir.” dedi.
Yaygın kas ağrıları ve şiddetli baş ağrısı görülüyor
Maymun çiçeği virüsünün belirtilerine de değinen Dr. Songül Özer, “Hayvanlardan insanlara geçebildiği gibi insandan insana da geçebildiği bilinmektedir. Kuluçka dönemi 6 -7 gün, 14 gün arasında değişir. Hastalık, ortalama üç hafta sürmektedir. İlk 5-6 gün kişide yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı ve karın ağrısı gibi belirtiler görülmektedir.” uyarısında bulundu.
Dr. Songül Özer, maymun çiçeği virüsünün su çiçeği ve çiçek hastalığından farklı olarak lenf bezlerinde büyümeler görüldüğünü kaydederek “5 ve 6. günden sonra vücutta dökülmeler meydana gelir, daha çok yüzde, bacaklarda ve kollarda görülür. Kişinin belirtileri başladığında mutlaka ortalama 15-21 gün izolasyon sürecine girmesi gerekir.” dedi.
Ateş ve deri döküntüleri ile kendini belli edebilir
Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, “Maymun çiçeği hastalığı (monkeypox), ilk olarak Orta ve Batı Afrika’nın tropik yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelerde de görülen maymun çiçeği virüsünün neden olduğu hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktır. Tipik olarak, ateş, deri döküntüleri ve büyümüş lenf bezleri ile kendini gösterir, bunların yanı sıra çeşitli tıbbi komplikasyonlara da yol açabilir. Genellikle 2-4 hafta süren belirtileri olan ve kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Ağır vakalar ortaya çıkabilir. Son zamanlarda bu virüs kaynaklı ölüm oranları %3-6 olarak rapor edilmiştir.” dedi.
Maymun çiçeği nasıl bulaşır?
Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, “Monkeypox, enfekte bir kişi veya hayvanla yakın temas yoluyla ya da virüs bulaşmış materyaller ile insanlara bulaşır. Hastalık bir kişiden diğerine lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları, yatak örtüleri gibi kontamine eşyalarla birinden diğerine geçebilmektedir. Damlacık yoluyla bulaşma genellikle yüz yüze uzun süreli teması gerektirir ve bu durum da sağlık çalışanlarını, hane halkını ve aktif vakaların yakın temaslılarını risk altına sokmaktadır. ” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Kişiden kişiye bulaş zinciri son yıllarda en uzun olarak 6 kişiden 9 kişiye çıkmıştır. Bunun nedeni çiçek aşısının yapılmaması nedeniyle toplumda azalan bağışıklığa bağlı olabilir. Anneden bebeğe bulaşma, gebelik ve doğum sırasında ve sonrası yakın temasla olabilir.”
Ağız ve burun yoluyla bulaşabilir
Maymun çiçeği virüsünün bulaşma yollarına ilişkin bilgiler de veren Dr. Songül Özer, “Vücutta, deride lezyonlar yapar ve bu lezyonların içindeki sıvıların içinde virüs vardır, hastaların derisindeki bulunan bu sıvının başka birine bulaşabildiği bilinmektedir. Aynı zamanda ağız ve burun yoluyla da bulaşabilmektedir. Akciğere yayılması yoluyla bulaş meydana gelebilir.” dedi.
Solunum yoluyla bulaşması zor
Dr. Songül Özer, hastalığın solunum yoluyla kitleler halinde yayılmasının da zor olduğunu belirterek “Maymun çiçeği virüsünün partikülleri büyük ve ağır olduğundan solunum yoluyla yayılmasından korkmaya gerek yoktur. 1-1,5 metre mesafeyi korumamız gerektiğini ve bu hastalığın yakın mesafede yayılma oranının arttığını unutmamak gerekir.” dedi.
Şu ana kadarki vakaların çoğunun eşcinsel olduğunun bilindiğini kaydeden Dr. Songül Özer, “Bu bilginin ardından bilim insanları, temas yolunun yanı sıra cinsellik yolu ile de bulaşıyor mu sorusunu araştırmaya başladı. Cinsel temasta da yakın temas olduğu için bu sebeple bu yolla da bulaşabilir.”diye konuştu.
Klinik tablo çiçek hastalığına benziyor
Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, Maymun çiçeği virüsü Monkeypox’ın klinik görünümünün, 1980 yılında dünya çapında eradike edildiği yani tamamen silindiği ilan edilen çiçek hastalığına benzediğini söyledi. Çiçek hastalığına göre daha az bulaşıcıdır ve daha hafif seyirli hastalığa neden olur. Çiçek hastalığının eradikasyonu ve ardından çiçek aşısının durdurulması ile birlikte maymun çiçeği virüsü halk sağlığı için önemli hale gelmiştir.
Çiçek hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ve aşılar faydalı olabiliyor
Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, “Maymun çiçeği virüsü hastalığı daha çok Orta ve Batı Afrika’nın tropik yağmur ormanlarına yakın yerleşimlerde görülmesine rağmen kentsel alanlarda giderek fazla ortaya çıkmaktadır. Kemirgenler (sincap, sıçan gibi) ve insan olmayan primatlar hastalığın hayvan konaklarıdır. Çiçek hastalığının ortadan kaldırılması sırasında kullanılan aşılar maymun çiçeği hastalığına karşı da koruma sağlamıştır. Bunun dışında maymun çiçeği hastalığının önlenmesi için onaylanmış olan yeni aşılar geliştirilmiştir. Çiçek hastalığının tedavisi için geliştirilen ilaçlar maymun çiçeği hastalığının tedavisi için de ruhsatlandırılmıştır” dedi.
Maymun çiçeği tedavisi olan bir hastalık mı?
Enfeksiyon Uzmanı Dr. Songül Özer ise maymun çiçeği hastalığının koronovirüsten bir farkının da belirtisiz seyreden enfeksiyon ihtimalinin düşük olması olduğunu kaydederek sözlerini şöyle tamamladı:
“Maymun çiçeği hastalığının ilaçla yapılan bir tedavisi yoktur. 1980 yılında tüm dünyada çiçek hastalığı tam olarak son buldu. Bu nedenle bu yıla kadar çiçek aşısı yapılıyordu fakat 1980 yılından sonra çiçek aşısı yapılmamaya başlandı. 1980 yılından sonra doğan kişilerde çiçek aşısı yoktur. Bilim insanları tarafından, çiçek aşısı yaptıran kişilerin maymun çiçeğine karşı yüzde 80-85 oranında korunduğu söylenmektedir. 12 yaşın altında ve 65 yaş üstünde olan, hamile olan ve bağışıklık sistemi düşük olanlar kişiler bu virüse karşı çok daha fazla dikkat etmelidirler.”
Maymun çiçeği hastalığını alerjik döküntü ile karıştırmayın!
Alerjik döküntü, vakaların artışıyla yeni bir küresel salgın olarak kabul edilen ‘Maymun Çiçeği Hastalığı döküntüleri ile karıştırılabiliyor. Bu hastalık, günümüzde Afrika dışında ilk kez bu sıklıkta görülüyor. Prof. Dr. Demet Can, Maymun Çiçeği hastalığında ateş, halsizlik, baş ağrısı, titreme, lenf bezlerinde büyümenin yanı sıra döküntülerin olduğunu ancak bu döküntülerin alerjik döküntülerden farklı olarak sıkça avuç içi ve ayak tabanlarında yoğunlaştığına dikkati çekti.
COVID-19 pandemisine henüz tam olarak veda edememişken dünyanın bazı bölgelerinde yeni bir küresel salgın olarak Maymun Çiçeği Hastalığı çıktı. Hayvanlardan insanlara geçen bu hastalık bir DNA virüsü olan Monkeypox virüsü ile bulaşıyor. İngiltere, Kuzey Amerika, Avustralya’da ve Avrupa Birliği ülkelerinde 340 civarı hastanın rapor edilmesi üzerine hastalık salgın olarak kabul edildi. Dünya Sağlık Örgütü, endemik (belirli bir bölgeye özgü) olmayan ülkelerde yaşayan 92 hastanın laboratuvar olarak doğrulandığını, 28 hastanın ise henüz araştırılmakta olduğunu bildirdi.
Maymun çiçeğini alerjik döküntülerden ayırabilecek belirtiler neler?
Maymun Çiçeği virüsünün nasıl bulaştığını aktaran Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can, “Maymun Çiçeği virüsü; insandan insana soluk havasındaki damlacıklar ve hastanın deri lezyonlarına doğrudan temas ile bulaşıyor. Cinsel ilişki sırasında vücut sıvılarıyla doğrudan temas yoluyla da bulaşabildiği biliniyor. Bulaştıktan sonra hastalığın ortaya çıkması yani kuluçka süresi 7-14 gün ancak 5-21 gün arasında değişiyor” şeklinde konuştu.
Maymun Çiçeğinin alerjik döküntülerden ayırabilecek belirtilerine dikkat çeken Prof. Dr. Demet Can şu açıklamayı yaptı: Maymun Çiçeği hastalığında belirtiler; ateş, halsizlik, baş ağrısı, titreme, lenf bezlerinde büyümenin yanı sıra çiçek hastalığına benzer bir döküntüler şeklinde sıralanıyor. Döküntü ortaya çıktıktan 14-28 gün sonra pul pul dökülmeye başlıyor. Hastalığın döküntüleri 0,2 ila 1 cm büyüklüğünde olup genellikle önce yüzde görülüyor ve takiben tüm vücuda yayılıyor. Çiçek hastalığı gibi, döküntüler avuç içi ve ayak tabanlarında yoğunlaşıyor. Alerjik döküntüler ile Maymun Çiçeği karşılaştırıldığında alerjik döküntülerde ateş, titreme, lenf bezi büyüklüğü eşlik etmez, genellikle kaşıntılıdır, avuç içi ve ayak tabanında görülmez.”
Maymun çiçeği yeni bir pandemiye neden olabilir mi?
İnsan maymun çiçeği insanlarda ilk olarak 1970 yılında, 1968 yılında çiçek hastalığının ortadan kaldırıldığı Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 9 yaşında bir erkek çocukta tanımlanmıştır. O zamandan bu yana vakaların çoğu kırsal, yağmur ormanları bölgesinde rapor edilmiştir. Bu tarihten sonra 11 Afrika ülkesinde insanlarda maymun çiçeği hastalığı bildirilmiştir.
Maymun çiçeği virüsü hastalığı monkeypox sadece Batı ve Orta Afrika’daki ülkeleri değil, dünyanın geri kalanını da etkilediği için küresel halk sağlığı açısından önemi olan bir hastalıktır. Afrika dışında ilk monkeypox salgını 2003 yılında ABD de olmuştur ve evcil köpeklerle temas ile ilişkilendirilmiştir. Bu evcil hayvanlar ise Gana’dan getirilen sıçanlarla barındırılmıştır. Bu salgında 70’in üstünde vaka görülmüştür. Hastalık 2018’de Nijerya’dan İsrail’e, 2018’de Birleşik Krallık’a, daha sonraki yıllarda Singapur ve ABD’ye seyahat edenlerde görülmüştür. Son dönemlerde de Avrupa ülkelerinde virüsün yayıldığı bildirilmektedir. Bu durum mutlaka kontrol altına alınmalıdır.
Maymun çiçeği virüsüne karşı önleminizi alın
Sürveyans yani virüs konusunda sistematik gözlemler ve yeni vakaların hızlı tanımlanması, salgının kontrol altına alınması için kritik öneme sahiptir. Salgınlar sırasında enfekte kişilerle yakın temas, maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu için en önemli risk faktörüdür. Sağlık çalışanları ve ev halkı daha büyük bir enfeksiyon riski altındadır.
Maymun çiçeği virüsü enfeksiyonuna yakalandığından şüphelenilen veya bu bilginin doğrulandığı hastaların tedavisi ile bakımını yürüten ya da onlardan örnekler alan sağlık çalışanları standart enfeksiyon kontrol önlemlerini uygulamalıdır. Mümkünse, hastanın bakımı için daha önce çiçek hastalığına karşı aşılanmış kişiler seçilmelidir. Bireysel olarak da kişisel hijyen tedbirlerine özen gösterilmelidir. Bununla birlikte ortak eşya ile ortak alan kullanımlarında dikkatli olunmalıdır.
Türk bilim insanları maymun çiçeği için PCR tanı kiti geliştirdi
Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, COVID-19’dan sonra, Maymun Çiçeği hastalığını 1 saatte saptayabilen PCR Tanı Kiti geliştirdi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “küresel acil durum” olarak ilan edilen, maymun çiçeği hastalığı endişe yaratmaya devam ediyor. COVID-19’a nazaran pandemi yaratma riskinin oldukça düşük olduğu açıklanan hastalık için yine de gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Bu önlemlerin başında ise PCR Tanı Kiti geliştirilmesi geliyor.
COVID-19 sürecinde başta geliştirdiği yerli PCR Tanı ve Varyant Kiti olmak üzere, yürüttükleri bilimsel çalışmalarla önemli bir tecrübe edinen Yakın Doğu Üniversitesi bilim insanları, maymun çiçeği hastalığına yönelik araştırmalarında da önemli bir yol kat etti. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, COVID-19’dan sonra, maymun çiçeği hastalığını saptamak için de PCR Tanı Kiti geliştirdi. Yakın Doğu Üniversitesi bünyesinde geliştirilen Maymun Çiçeği PCR Tanı Kiti ile hastalığın teşhisi 1 saat içerisinde konulabiliyor.
Kitin kullanım ve üretim izinleri için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na başvurmaya hazırlanan Yakın Doğu Üniversitesi, gerekli izinlerin ardından üretime geçerek KKTC’nin olası maymun çiçeği vakalarında ihtiyaç duyacağı tanı kitlerini üretmeyi planlıyor.
Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “COVID-19 sürecinde edindiğimiz tecrübelerle, olası bir maymun çiçeği salgınında da ülkemizin ve toplumumuzun ihtiyaçlarını karşılamak için hazırız” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi bünyesinde çalışmalarına devam eden tam donanımlı laboratuvarları ve yetkin kadrolarıyla COVID-19 sürecinde geliştirdikleri koruyucu burun spreyi, yerli PCR Tanı ve Varyant Analiz Kiti gibi önemli projeleri hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Sahip olduğumuz olanaklar, yetkin akademik kadrolarımız ve COVID-19 sürecinde edindiğimiz tecrübelerle, olası bir maymun çiçeği salgınında da ülkemizin ve toplumumuzun ihtiyaçlarını karşılamak için hazırız” ifadelerini kullandı.
1 saat içinde teşhis konabiliyor
Maymun çiçeği virüsünü saptamak için Yakın Doğu Üniversitesi bünyesinde tasarlanan PCR Tanı Kiti’nin bu yönde attıkları ilk somut adımlardan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Başta üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Kit Üretim Laboratuvarı ve Genom Analiz Laboratuvarı gibi tam donanımlı laboratuvarlarımız olmak üzere sahip olduğumuz tüm olanaklarla toplum sağlığı için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Genetik Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören: “Tasarladığımız PCR Tanı Kiti ile maymun çiçeği teşhisini 1 saat içerisinde koyabiliyoruz.”
COVID-19 salgınında KKTC’de tek yerli PCR Tanı Kiti’ni Yakın Doğu Üniversitesi’nin kendi ekipleri tarafından tasarlandığını hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Genetik Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören, “Maymun Çiçeği virüsüne yönelik PCR Tanı Kiti’ni de aynı disiplin ile çok çalışarak hayata geçirdik. Yine bir ilke imza atan ekip olmanın gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tasarladıkları maymun çiçeği PCR Tanı Kiti ile teşhisi deri üzerinde oluşan kabuk içindeki sıvıdan alınan örnekle yaptıklarını söyleyen Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören, “Tasarladığımız kit ile bir saat içerisinde maymun çiçeği tanısı konulabiliyor” ifadelerini kullandı.
Anatolia Geneworks de maymun çiçeği test kitini geliştirdi
Pandeminin en yoğun olduğu dönemde COVID-19 tanı kitlerini üreterek başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesine gerçekleştirdiği ihracat ile adından söz ettiren Anatolia Geneworks; son dönemde dünya genelinde endişe yaratan ve Türkiye’de de görülmeye başlanan ‘Maymun Çiçeği Virüsü’ tanısında kullanılan test kitini geliştirdi.
Maymun Çiçeği virüsünü saptayan kitler Avrupa, Güney Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya ülkelerinde geçtiğimiz Haziran ayından itibaren sağlık profesyonellerinin kullanımına sunuldu. Anatolia Geneworks, Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci, şirketin COVID-19 virüsünü tespit eden SARS-CoV-2 test kitlerinde olduğu gibi Maymun Çiçeği virüsünün tanısında da Türkiye’den ve dünyadan gelecek taleplere yanıt verebilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) açıkladığı son verilere göre, aralarında Türkiye de dahil olmak üzere 88 ülkede, 28 bin 220 kişide görülen maymun çiçeği vakasına karşı, birçok ülkeden test kiti talepleri artıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi bazı ülkeler kitlere erişimde sıkıntı yaşadığını belirtiyor. Anatolia Geneworks Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci: ‘‘Anatolia Geneworks olarak milyonlarca test ve yüzlerce cihaz üretebilecek bir alt yapıya sahibiz. Bu anlamda Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahil, tüm dünyanın ihtiyacına yanıt verebilecek kapasiteye sahibiz.’’ açıklamalarında bulundu.
1,5-2 saat içinde pozitif vakalar tespit ediliyor
Yaşadığımız COVID-19 pandemi süreci sona ermeden, başka bir salgın endişesinin gündeme gelmesi, ilgiyi bir kez daha tanı kitlerine çevirdi. Bu kapsamda kurulduğu 2010 yılından günümüze, 70’ten fazla ülkeye tanı kitleri ve cihazları ihraç eden Anatolia, maymun çiçeği virüsünün kontrol altına alınması için de test kitlerini hem Türkiye’de hem de dünyada sağlık profesyonellerinin kullanımına sunmaya devam ediyor. Dünya genelinde salgın tehdidi devam eden ve tedavisi bulunmayan hastalığa, bu kitlerle teşhis konularak salgının önüne geçilmesi hedefleniyor. Risk durumunu geçtiğimiz haftalarda ‘Uluslararası Öneme Sahip Halk Sağlığı Acil Durumu’ olarak güncelleyen Dünya Sağlık Örgütü; maymun çiçeği virüsünün bulaşmasıyla mücadele etmenin en iyi yolunun; kişinin kendini izole etmesi, doğruluğu ve duyarlılığı açısından en yüksek güvenilirliğe sahip Real-Time (Gerçek zamanlı) PCR yöntemiyle test yapılması olduğunu vurguladı.
Anatolia Geneworks Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci: “Anatolia Geneworks olarak maymun çiçeği virüsünün teşhisine yönelik de Real-Time PCR kitleri üretiyoruz. Altın standart olarak nitelendirebileceğimiz tekniklerden biri olan PCR teknolojisi için, en güvenilir ve en erken tanıyı veren test kitleri diyebiliriz. Maymun çiçeği virüsü genellikle fiziksel temasla ve insan biyolojik sıvılarıyla insandan insana bulaşabiliyor. Biz test kitlerimizle, nazofarengeal sürüntü, tam kan ve serum örnekleri gibi farklı örneklerden virüs tayini yapıyoruz. Ayrıca vücudumuzda oluşan döküntülerden de örnek alarak virüs genomunu direkt olarak tespit edebiliyoruz. Erken teşhisin özellikle salgın hastalıkların önlenmesinde çok önemli olduğu günümüzde, Real-Time PCR testlerimizle 1,5-2 saat içerisinde sonuç alınabiliyor ve böylece pozitif vakalar tayin edilebiliyor.”
Kaynaklar
Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç
Enfeksiyon Uzmanı Dr. Songül Özer
Prof. Dr. Demet Can
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği
“Maymun Çiçeği Virüsü Monkeypox hakkında bilmeniz gerekenler” başlıklı içeriğimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: