Meme kanseri sadece ülkemizde değil dünyada da kadınların en sık karşılaştığı kanser türü olarak karşımıza çıkıyor. Hatta her dört kanser teşhisinden birinin meme kanseri olduğu görülüyor. Bu da her sekiz kadından birinin meme kanserine yakalandığı anlamına geliyor. Peki bu hastalıkla ilgili doğru sandığımız yanlışlar neler?
Türkiye’de her sene ortalama 25 bin kadına meme kanseri tanısı konduğunu ve maalesef bu sayının giderek arttığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Doçent Dr. Aykut Soyder, son 30 senedir meme kanserinde elde edilen başarılarda erken tanının diğer medikal gelişmeler kadar etkili olduğunu belirtiyor.
20 yaşın üzerindeki her kadının her ay elle kendi meme muayenesi yapmasının önemine dikkat çeken Soyder, ayrıca şunları sıralıyor: “20 yaşından büyük kadınların düzenli bir şekilde yılda bir kez muayene olması, 40-69 yaş aralığındaki kadınlarınsa meme muayenesi, meme ultrasonu ve mamografi kontrollerini aksatmamaları erken teşhiste çok önemli adımlar. Maalesef ki toplumumuzda meme kanseriyle ilgili doğru bilinen her yanlış erken tanıyı ve de buna bağlı olarak tedaviyi engellemede etkili.” Peki bu doğru bilinen yanlışlar neler? İşte Soyder’in konu hakkındaki uyarıları!
YANLIŞ BİLGİ: Ameliyat edilirse tümör vücuda yayılır
DOĞRU BİLGİ: Uygun hasta seçiminden sonra yürütülen meme cerrahisi prosedürleri, tedavilerin yalnızca rutin bir kısmını oluşturuyor. Kanser hastasına erken evrede tanı konulmuşsa uygulanan en uygun medikal ve cerrahi tedavi sonrasında hastalık kür olarak kabul ediliyor.
YANLIŞ BİLGİ: Gençlerde göğüs kanseri görülmez
DOĞRU BİLGİ: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) önerileri kapsamında yapılan belirlemelere göre Türkiye’de meme kanseri için yıllık tarama yaşı 40 yaş ve üstü olarak belirlenmiş durumda. 40 yaşın altındaki kanser tanılama oranı tüm dünyada yüzde 5 civarında. Ancak bu oran Türkiye’de yüzde 16,6. Aradaki bu farkı, ülkemizdeki genç nüfus oranının yüksek olmasıyla açıklanabilir. Dolayısıyla 20 yaş üstündeki kadınların kendi kendine muayeneyi her ay düzenli olarak gerçekleştirmesi ve her yıl klinik değerlendirmeleri yaptırması kritik önem taşıyor.
YANLIŞ BİLGİ: Hissedilen bir kitle yoksa, tetkik yaptırmaya da gerek yok
DOĞRU BİLGİ: Tanı oranları içinde elle meme muayenesinde hissedilmeyen tümör varlığının yüzde 30’a tekabül ettiğini biliyor muydunuz? Dolayısıyla yıllık muayenede meme ultrasonu ve mamografi yani radyolojik değerlendirme mutlaka yer almalıdır.
YANLIŞ BİLGİ: Ailede meme kanseri yoksa risk de yok
DOĞRU BİLGİ: Teşhis konulan hastaların yalnızca yüzde 5-10’u kalıtsal özellik gösteriyor. Türkiye’de meme kanseri teşhisi konulanların yüzde 15.8’ inin ailesinde meme kanseri öyküsü görülüyor. Ayrıca yüzde 3.3’ünde de over kanseri öyküsü bulunduğu görülüyor.
YANLIŞ BİLGİ: İleri yaşlarda ameliyat olunmaz
DOĞRU BİLGİ: Bu kanser üründeki tanı sıklığı aslında yaş ilerledikçe artıyor. Bugün 70 yaş ve üzerindeki meme kanseri teşhis oranı yüzde 30 civarında. Tıpkı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ileri yaştaki göğüs kanseri tanısı artıyor. Bu yönüyle önemli bir toplumsal sorun olduğu da söylenebilir. Bu yaş grubundaki hastalarda tedavi, hastanın yaşına değil hastalığın performansına göre belirleniyor. Eğer uygunsa cerrahi müdahale yapılırken uygun olmayan hastalarda medikal tedavi tercih ediliyor.
YANLIŞ BİLGİ: Ameliyat olduktan sonra başka tedaviye gerek kalmaz
DOĞRU BİLGİ: Meme kanseri teşhisinde tedavi olarak uygulanan cerrahi uygulamalar, tüm tedavinin yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Yani diğer tıbbi tedaviler (kemoterapi & hormonoterapi) ve radyoterapi ile ameliyat sonrası tedavi bütünlüğü sağlanıyor ve başarı oranları yükseltiliyor.
YANLIŞ BİLGİ: Tedavi için memenin tamamının alınması gerekir
DOĞRU BİLGİ: Meme kanseri tedavilerindeki cerrahi operasyonlarda her zaman tüm memenin alınmasına gerek kalmıyor. Meme koruyucu cerrahi ile sadece bir kısmı alınabiliyor ve Türkiye’de bu tekniğin uygulama oranı yüzde 70’in üzerinde. Onkoplastik cerrahi teknikler de meme koruyucu cerrahi oranlarını ve de güvenliğini artırıyor.
Meme kanseri kalp yetersizliği riskini artırıyor mu?
Tüm dünyada en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde erken tanı ile tedavi şansı artıyor. Ancak tedavi edilse de başka sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor.
ABD’de yapılan bir gözlem çalışmasının sonuçlarına göre bu kanser türü kalp fonksiyonlarını bozabiliyor. Yakın zamanda paylaşılan çalışmanın sonuçlarına değinen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yaklaşık 45 bin hastanın 7 yıl takip edildiği araştırmanın sonuçları; bu hastalarda kalp yetersizliği riskinin normal popülasyona göre yaklaşık 2 kat daha yüksek olduğunu gösterdi” dedi.
Tüm dünyada ortalama her 8 kadından birinde görülen ve geçtiğimiz yıl akciğer kanserini geride bırakarak en sık görülen kanser türü olan meme kanseri ile ilgili araştırmalar sürüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan ve bu hastalığa yakalanmış hastaların kalp fonksiyonlarının incelendiği araştırmanın sonuçları açıklandı.
161 bin 808 menopoz sonrası meme kanserine yakalanmış hastanın kalp fonksiyonlarının incelendiği araştırma ile ilgili değerlendirme yapan Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Araştırmaya katılan kadınlar 7 yıl takip edildi. Takip sonrasında 44 bin 174 hastada kalbin çalışma gücü ile ilgili verilere ulaşıldı. Ortaya çıkan sonuçlara göre hastaların kanseri atlatmalarına ve kalbin pompalama gücünde rakamsal olarak herhangi bir azalma olmamasına rağmen kalp yetersizliği riskinin normal popülasyona göre yaklaşık 2 kat daha yüksek olduğu ortaya çıktı” dedi.
Kanseri atlatan hastaların kalp sağlıklarını da takip etmelerinin önemine değinen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kalp sağlığını korumak için doğru yaşam tarzını benimsemek tüm bireyler için önemli ancak bu bilgiler ışığında meme kanseri atlatan hastaların yüksek risk grubunda oldukları bilinciyle kalp sağlıkları konusunda daha dikkatli ve özenli davranmalarında fayda olacaktır” diye konuştu.
Kaynaklar:
Genel Cerrahi Uzmanı Doçent Dr. Aykut Soyder
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: