İhmal, istismar ve şiddet gibi olumsuz çocukluk deneyimlerinin çocuğun beyin gelişimini yavaşlattığına dikkat çeken uzmanlar, “Bu olumsuzluklar, beyni etkiliyor ve durduruyor, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimini etkiliyor. Bunlar giderek ciddi sorunlara yol açabiliyor ve yaşam boyu süren bir problemin başlangıcı oluyor.” uyarısında bulunuyor.
Ortalama 2 yaşın beynin gelişiminde en duyarlı dönem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Bu dönemde çocuklara duygusal kontrollerini geliştirebilecek olanaklar sağlanmalıdır. Duygusal kontrolle ilgili becerileri 3 yaşından sonra kaybediyoruz, beyin esnekliği giderek azalıyor. Bu yüzden 2 yaş çocukların duygusal tepkimeleri önem taşıyor. Bu dönem bakım verenle çocuk arasındaki duygusal dansın yakalanması gereken dönemdir.” dedi.
Prof. Dr. Nurper Ülküer, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nde her hafta gerçekleştirilen Multidisipliner Bilimsel Eğitim Toplantıları kapsamında “Beyin Gelişimi Ve Olumsuz Çocukluk Deneyimleri” başlıklı bir sunum yaptı.
Prof. Dr. Nurper Ülküer, doğduğunda henüz olgunlaşmamış bir organ olan beynin kendisini genlerin içinde bulduğu ortama tepki göstermek için organize ettiğini söyledi.
Birinci derecedeki bakım vereni ile ilişki kalitesi önemli
“Biyolojik olarak gelişirken deneyimlerin de önemli olduğunu biliyoruz” diyen Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Beyin gelişimi, biyolojik gelişimle deneyimlerin dansı olarak karşımıza çıkıyor ve beyin bu deneyimlerle şekil değiştirerek şimdiki halini alıyor. Küçük bir çocuğun beyin gelişiminde, birinci derecedeki bakım vereni ile olan ilişkisinin kalitesi her şeyden daha önemlidir.” diye konuştu. Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Dünyada yüzde 10-20 oranındaki çocuğun olumsuz çocukluk dönemi geçirdiği ve bunun duygusal gelişimlerini etkilediğini biliyoruz.” dedi.
Olumsuzluklar beyin gelişimini etkiliyor
Olumsuzlukların beyin gelişimini etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Beyin zaman içinde inşa olur. Beyin mimarisinin oluşumu yani sinirsel bağlantılar hiyerarşik bir sıra izliyor. Temel önemlidir, bir üst düzey bağlantı için bir alt düzey bağlantının iyi kurulması gerekir. Beceri beceriyi getirir.” dedi.
Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Beyin esnekliği (Plasticity) zamanla azalıyor ve belli bir süre sonra stabilize oluyor. Stabilize olduktan sonra da birçok değişiklik gerçekleşemiyor. Biyolojik ve ekonomik olarak bir şeyi ilk defasında doğru yapmak daha etkilidir.” diye konuştu.
Sinirsel büyüme ve budanma
3-6 ay arasındaki bir bebeğin sinaps oluşumunun oldukça hızlı gerçekleştiğini kaydeden Prof. Dr. Nurper Ülküer, şunları söyledi:
“İlk 6 ayda beyin oldukça ciddi bir şekilde çevresinden almaya başlar ve devamlı sinir uçlarını oluşturur. Doğum öncesinde başlayan beyin gelişimi ilk 1 yılda karşımıza çok ciddi bir şekilde duyarlı dönemler getiriyor. Beyin gelişiminde ve beyinle ilgili travmalarda olumlu veya olumsuz tüm etkileşimlerin beyni en çok etkilediği dönem ilk 2-3 yaş dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu da erken çocukluk dönemini ve doğum öncesini çok önemli kılıyor. Dil gelişimi 3 yaşa kadar gelişirken daha yüksek bilişsel fonksiyonlar daha sonra zirve yapıyor ama bir süre sonra düşüyor. Yani beynin esnekliğini bir süre sonra kaybediyoruz.”
Beyin gelişiminde en duyarlı dönem 2 yaş
“Ortalama 2 yaş beynin gelişiminde en duyarlı dönemdir” diyen Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Bu dönemde çocuklara duygusal kontrollerini geliştirebilecek olanaklar sağlanmalıdır. Duygusal kontrolle ilgili becerileri 3 yaşından sonra kaybediyoruz, beyin esnekliği giderek azalıyor. Bu yüzden 2 yaş çocukların duygusal tepkimeleri önem taşıyor. Bu dönem bakım verenle çocuk arasındaki duygusal dansın yakalanması gereken dönemdir” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Harvard Üniversitesi’nden Prof. Shonkoff’un yaptığı çalışmalara göre erken çocukluk dönemindeki deneyimler ve çocuğun çevresinden aldığı uyarılar çocuğun beyin yapısını etkilemekte ve bu etki bir yaşam boyu devam etmektedir. Bu ifade özellikle 2000’li yılların başında yapılan erken çocukluk gelişimi ve çocuk gelişimi çalışmalarına da yön vermiştir” dedi.
Stres ve olumsuz deneyim beyin gelişimini etkiliyor
Stres ve olumsuz çocukluk deneyimlerinin beyin gelişimini etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Özellikle çocukluk problemleri yaşamın daha sonraki yıllarında ortaya çıkacak problemlerin yolunu açıyor. Yetişkinlikteki birçok problemin başlangıç noktasının çocukluk döneminde olduğu artık biliniyor.” uyarısında bulundu.
Olumsuz çocukluk dönemi beyin gelişimini yavaşlatıyor
İstismar, ihmal ve şiddetin gibi olumsuz çocukluk deneyimlerinin çocuklar üzerindeki etkilerine vurgu yapan Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Çocuğun beyin gelişimini yavaşlatıyor, etkiliyor ve durduruyor, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimini etkiliyor. Bunlar giderek ciddi sorunlara yol açabiliyor ve yaşam boyu süren bir problemin başlangıcı oluyor.” dedi.
Toksik stres beyin için tehlikeli
Prof. Dr. Nurper Ülküer, olumsuz davranışların içinde en çok karşımıza çıkan toksik stres olduğunu belirterek Shonkoff’un stresi 3 ana başlıkta topladığına dikkat çekti:
Pozitif stres, kalp atışı hızlanır, orta derece stres hormonu salgılanır. Bizi bir şekilde geliştirir ve değiştirir.
Katlanılır stres, geçici stres reaksiyonları görülür, destekleyici ilişkiler ile azalır Toksik stres, uzun süreli, hiçbir destek veya koruyucu ilişki olmadan devam eden streslerdir ve toksik stres çocuğun beyin yapısını etkiliyor. 3 yaşındaki normal bir çocuğun beynindeki gelişim ve 3 yaşındaki ihmal görmüş bir çocuğun beynindeki gelişim hem boyutsal hem yapısal olarak birbirinden farklıdır.
“En sinsi şiddet çocuğa küsmektir”
Şiddetin pek çok şekli ve derecesi var, psikolojik şiddet de bunlardan biri. Çocuğa küsmek ise en sinsi psikolojik şiddetlerin başında geliyor. Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Şiddet denilince akla belki de çoğu zaman “dayak” gelir. Saldırmak, vurmak, iteklemek, tekme atmak, ısırmak, sarsmak, şaplatmak, çimdiklemek, saç çekmek yani fiziki olarak her türlü zarar verme eylemlerin tümü fiziksel şiddettir. Bir de duyguları ve ruh sağlığını hedef alan, davranış ve kişilik bozukluklarına neden olan, kişide çoğu defa psikopatolojik etki bırakan bir şiddet türü vardır ki fiziksel şiddet kadar zarar vericidir fakat fiziksel şiddet kadar görünür değildir. O da psikolojik şiddettir.
Bağırma, sert bakışlar, sert ses tonu, emrivaki konuşmalar, yaptırımlar, hakaret, korkutma, aşağılama, küçümseme, baskı, cezalandırma, mukayese, etiketleme yani duygu dünyasında iz bırakan eylemlerin tamamı da psikolojik şiddettir ve olumsuz çocukluk deneyimine neden olur. Ve gelelim en sinsi şiddete…
Siz de çocuğuna ya da eşine küsenlerden misiniz?
Öyleyse bilmenizi isterim ki, küsme bir tür cezalandırma şeklidir ve muhatabının duygularını hedef alır yani sessiz bir psikolojik şiddettir. Aslında küserek belki de “beni anlasın” isteriz fakat bu yöntem ile her iki tarafta “empati” dediğimiz “karşımızdaki kişinin duygularını anlama becerisi” devreye girmez. Küserek ilişki zayıflar, problem büyür, güven sarsılır, eşleri birbirinden soğutur, olumsuz duyguların birikmesine neden olur.
Halbuki duygular dile döküldükçe problemler çözülebilir ve sevgi bağı güçlenir. Başvuracağın yöntem küsmek değil aksine iletişim kurarak duygularını aktarmak olmalıdır. Hele ki çocuğa küsmek çok daha zarar vericidir ve olumsuz çocukluk deneyimi doğurur. Çünkü ebeveynin küstüğü çocuk; duygularını kapatır, davranış problemleri göstermeye başlar, öfke duygusu biriktirir, güven duygusu, aidiyet duygusu ve benlik algısı zarar görür, yalnızlaşır, sanal aleme dalar, yanlış arkadaşlıklar edinir ve daha bir çok problemle karşı karşıya kalabilir.
Küserek çocuğunuzu da iletişime kendini kapatan çocuk haline getirirsiniz
Çocuğa küserek çocuğun olaydan ders çıkaracağını düşünen aile; aksine çocuğunun duygularını açığa çıkararak çocuğuyla iletişim kurmalı, ona rehber olmalı, problemi birlikte çözmeli ve doğru örnek olmalıdır.
İleride her olayda size ve etrafına küsen, iletişime kendisini kapatan, evliliğinde de eşine küserek çözüm arayan bir evladınız olsun istemiyorsanız çocuğunuza küsmeyin!
Kaynaklar:
Prof. Dr. Nurper Ülküer
Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği
“Olumsuz çocukluk deneyimleri beyin gelişimini olumsuz etkiliyor” başlıklı yazımızın yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: