Örtülü stres, son yıllarda fobi denebilecek bir hastalık korkusu olara ortaya çıktı diyebiliriz. Bu fobi sahibi olan kitlenin günden günde çoğaldığını ve hastanelerin de risk altında olduğunu vurgulayan Dr. Nevzat Tahran, bazı bireyler üzerinde örtülü stresin de sıklıkla ortaya çıktığını ifade etti. Örtülü stresin duygularını bastıran kişilerde sıklıkla rastlandığını belirten Tarhan, ana sebebinin de kişinin duygularını bastırmasından kaynaklandığı söyleniyor. Bunun dışında da vücutta uyunan kanser hücrelerini uyandıran örtülü stresin, kişide kanser tehlikesini arttırdığı söyleniyor.
Sağlık kıymeti kaybedilince anlaşılır
Son yıllarda inanlar sağlığa daha fazla önem vermeye başladı. Genç nüfus sağlığı çok hoyrat bir biçimde kullanıyordu. Fakat belli bir dönem sonrasında kıymeti daha fazla anlaşılır olmuştu. Bu bakımdan da insan sahip olduğu ufak şeylerin kıymetini bilmeye başladı son bir buçuk sene içerisinde. Fakat salgın dönemi insanlara hayatlarının önemli olduğunu gösterdi. Ki bu durum sağlığın kaybedilmesiyle anlaşılan bir süreci getirdiği için çoğu kişi yeme, içme ve diğer yaşam alışkanlıklarını düzene soktu.
Hastalık fobisinde artış gözlenmeye başlandı!
Hastalık korkusu adında bir fobi tarzı ortaya çıktı ve bu tarz çoğu kitleyi de karşısına aldı. Bu fobi sahibi kişiler hastaneye çok daha gitmeye başladılar. Sürekli orada tahlil yaptırmalar ve kuyruğa girmeleri pekiştirmekte. Bu durum ise daha büyük risklerin habercisi. Hatta bu fobi sağlık endişesini pekiştirmekle birlikte hastane fobisi korkusunu da yüksek tuttuğu için birçok psikolojik bozukluğun da tetikçisi olmaktadır.
Hastalık yokmuş gibi yaşıyorlar
Kişinin hastalıklara korku duyması çok doğaldır. Tüberküloz ya da başka hastalıkların kendisinde olup olmayacağına dair korku yaşayabilmekteler. Korkusu olan insanların bu duruma iki türlü tepkisi oluyor. Belli bir kısmı endişeleri arttırıyor. Diğer kısım ise hastalık yokmuş gibi davranıyor. Bu noktada da kaçınma davranışı ortaya çıkmaktadır. Hastalık fobisi olanlar hastalığı görmezden gelirler. Dolayısıyla da kendini yok saymaya çalışır. Bazı insanların hayatında korku egemen olduğu için bütün kararları korku tesirindedir. Korkular o kişinin bir nevi değer yargısı olmaktadır.
Narsistlik yatımı bedenlerine yapılıyor
Vücudumuzun patronu olmadığımızı bir nevi kabul etmek gerek. Bu noktada vücudumuz bizden daha akıllı bir sisteme sahiptir. Çünkü vücudumuza mikrop girdiği zaman hijyen kurallarına uyduğumuzda o mikrop ilerlemek. Aksi halinde ise ilerler. Hatta lenf bezlerine yayılır, ihmal edildiğinde ise yaralar oluşur. Bu konuda zihni meşgul etmemek çok önemlidir. Böylece vücut sağlığı daha sağlıklı bir konuma ulaşım sağlatır.
Sağlık endişeleri incelenmeli
Çoğu insanda sağlık endişesi var mı, beklentileri yüksek mi ya da kaçınma davranışı var mı ona göre hareket edilmeli. Kaçınma davranışı olan insanlar evden çıkmaz. Sağlık endişeleri incelenmeye alınmalı. Sağlıkla ilgili zihinsel uğraşısı fazla olanlarda daha farklı semptomlar gelişir. Panik bozukluğu ile eş zamanlı olarak da kişinin derhal tedavi altına alınması gerek.
Örtülü stres yağ ve şekerler depolarını kana boşaltır
Beyinde otonom sinir sisteminin regülasyonuyla ilgili hipotalamus adında bir bölge vardır. Heyecanlanınca kalbimiz çarpacak ve korktuğumuz zaman savaş ve kaç tepkisi oluşur. Bu tepki dahilinde de omuz boyun kasları kasılır. Böyle kronik stres durumlarında şeker depoları boşaldığı için kalp krizi tetiklenmesi olmaktadır.
Bütün bu semptomlar kapsamında da mantıksal çözümler önemlidir. Kişi sağlığa karşı temkinli hareketler ettiği takdirde çok daha iyi ve sağlıklı sonuçlar ortaya çıkacak. Örtülü stres dahilinde bakıldığında da zaten sizler kendinizi telkinleyip hareket ettiğiniz taktirde daha iyi bir sağlık hali elde edebilirsiniz.
Kaynaklar:
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:
Bu gönderiyi Instagram’da gör