Parkinson nedir? Parkinson hastalığı neden olur? soruları hastalıklarla ilgili araştırma yaparken karşımıza sıkça çıkıyor. Çünkü Türkiye’de sanılandan daha fazla Parkinson hastası bulunuyor. Öyle ki bu rakam yaklaşık 100 bin civarında ve 60 yaşın üzerinde her 100 kişiden birinde parkinson hastalığı görülebiliyor.
Parkinson nedir, neden olur?
İnsan beyni yaşlandıkça dopamin hücreleri giderek azalıyor. Bu sebeple yaşlıların hareketlerinde yavaşlama görülebilir. Parkinson hastalığı olan kişilerde ise bu belirtiler çok daha şiddetli şekilde ortaya çıkıyor.
Parkinson belirtileri nedir?
Parkinson hastalığı için net bir tanı testi yok ancak parkinson hastalığı ilaçları kullanılarak elde edilen klinik bulgular mevcut. Başlıca görülen parkinson belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Dinlenme halindeyken artan ve bir elde daha fazla görülen titreme
- Yürürken zorlanma, dönerken yavaşlama ve düşme
- Koku kaybı veya azalması
- Uyku bozuklukları
- İştah azalması
- Hareketlerde yavaşlama, denge bozuklukları
- Rem uykusunda el – kol oynatma, tekmeleme, bağırma veya gülme gibi hareketler
- Çabuk yorulma, ruhsal çöküntü, yorgunluk, karakter değişiklikleri, hafıza problemleri
- Yutmada güçlük, tansiyon oynamaları, terleme bozuklukları ve cinsel işlev bozuklukları
Parkinson hastalığı evreleri nelerdir?
“Parkinson hastalığı nedir?” sorusunun cevabını verebilmek için öncelikle evrelerine bakmak gerek. Parkinson hastalığı evreleri olan ve giderek şiddetini artıran bir hastalık. Hastalığın beş ilerleme evresi bulunuyor.
Parkinson başlangıcı olan birinci evrede, parkinson bulguları azdır. Yürüme bozuklukları ve mimik bozukları gibi parkinson semptomları görülür.
İkinci ve üçüncü evrede yürüme ve duruş bozuklukları başlar, giderek denge bozukluğuna ve düşmelere doğru ilerler.
Dördüncü evreye gelindiği zaman hasta yürümekte zorlanır, hareketlerde yavaşlama gelişir. Parkinson hastalığının son evresine gelindiği zaman ise hasta tekerlekli sandalye veya yatağa bağımlı bir şekilde hayatını sürdürür.
Parkinson hastalığı ölümcül müdür?
Parkinson hastalığı yavaş ve şiddetini artırarak ilerleyen bir hastalık ve belirtileri ortaya çıktıktan sonra giderek ağırlaşır. Beyne etki eden bir hastalık olduğu için ölümle sonuçlanmasa bile ölümcül komplikasyonları olan bir hastalıktır.
Parkinson için en etkili ilaç nedir?
Parkinson hastalığı ilaçları mevcut fakat ilaçlar sadece şikayetlerin azalmasını sağlar. Hastalığının ilerlemesini maalesef engellemez. Bu nedenle günümüzde parkinson hastalığı için kesin bir tedavi yoktur.
Parkinson tedavisi nedir?
Kişinin yaşam standartlarını düşüren bir hastalık olduğu için aile bireylerinin desteği çok önemlidir. Parkinson belirtileri görülmeye başladığında olabilecek en kısa sürede doktora başvurulması gerekir. Belirtilerin erken fark edilmesi hasta için büyük önlem taşır. Hastalığın ilerleyişini yavaşlatırken hastanın hayat kalitesini de artırır.
Hastalığın evreleri ve doktorun kararına göre farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Öncelikle hastanın bir başkasına bağımlı olmadan kendi hayatına devam edebilmesi hedeflenir. Dopamin üreten hücrelerin kaybı ile dopaminerjik sinir sinyallerinde azalma gelişir. Bu azalma ilaçla dengelenir. Ayrıca hastaların ilaç tedavilerine ek olarak uygulayacağı beden egzersizleri de ileri derecede yarar sağlar. Egzersizlerin kişinin kendisini daha iyi hissetmesinin yanı sıra kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerinde olumlu etkisi bulunur.
Özellikle erken evrelerdeki hastalar, henüz hareketleri kısıtlanmadığı için, rahatlıkla egzersiz yapabilirler. Bu hareketler kişilerin hareketliliklerinin artmasına, daha aktif bir yaşam için cesaretlendirmesine ve hareket yapmanın giderek kolaylaşmasını sağlar.
Beyinde dopamin iletisini artıran egzersizler, bilişsel işlevlerin ve hareket kabiliyetlerinin artmasına da yardımcıdır. Bu egzersizler mimik hareket ettirme, düğmeleri ilikleyip açma, yataktan kalkma ve yatma, giyinme, konuşma bozukluğunun düzeltilmesine yönelik ses, nefes, dudak, çene egzersizleri gibi pek çok hareketten oluşabilir.
Parkinson tedavisi “Pili Yöntemi”
Parkinson hastalığının sebep olduğu dopamin eksikliğinin klinik bulguların önemli bir kısmında sorumlu olduğunu söyleyen tedavide, dopamin eksikliğini azaltmak için ilaçlar kullanılıyor. Ek olarak ilaç tedavisiyle birlikte el titremesi, hareketlerdeki yavaşlık, yürüme zorluğu, uyku bozuklukları ve depresyon gibi semptomların tedavi edilmesi yaşam kalitesini artırıyor. Uygun hastalara doğru zamanlamayla uygulanan beyin pili (Derin Beyin Stimülasyonu / DBS) başarılı sonuçlar veriyor. Parkinson teşhisi, 70 yaşından küçük, bunama gibi bilişsel bozukluğu olmayan, ilaca çok iyi yanıt verse de zamanla ilacın yan etkileri nedeniyle işlevselliği bozulmuş kişiler, cerrahi müdahaleye uygun kabul ediliyor.
Nasıl beslenilmeli?
“Parkinson hastalığı nedir?” sorusundan sonra merak edilen diğer bir soru beslenmenin nasıl olması gerektiği denebilir. Bilimsel çalışmaların gösterdiği üzere parkinson hastalığı için korunma kadar doğal beslenmenin önemi de çok büyük. Pestisit ya da farklı tarım ilaçlarını içeren gıdaların bu hastalığın riskini artırdığı gözlemleniyor. Süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmeside kronik bir enflamasyona sebep olmasıyla birlikte hastaların diyetinde bu tür gıdaların azaltılması gerekiyor.
Parkinson için beslenme önerileri
- İlk olarak düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli.
- 2-3 saat ara vererek beslenmeli ve aşırı yemek yenmemeli.
- Kabızlığa dikkat etmek için günlük yeterli lif alınmalı ve ayrıca bol su tüketilmeli.
- Genelde ileri yaşlarda gözüken bir hastalık olduğu için yaklaşık altı ayda bir kanda lipid ve kolesterol kontrolü yapılmalı.
- Akşamları proteinden yana zengin, gündüzleri ise protein değeri düşük bir beslenme programı takip edilmeli.
- Araştırmalara göre E vitamini Parkinson’un etkilerini azaltıyor. Bu nedenle koyu yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve buğday gibi E vitamini yönünden zengin yiyecekler tercih edilmeli.
- Çoklu doymamış yağlardan n-6 grubu zengin olan bitkisel sıvı yağları tüketmek yerine zeytinyağı tüketilmeli.
Parkinsona karşı üç kritik önlem
Ellerde titreme, yürürken yavaşlama veya düşme… Sinir sistemi fonksiyonlarının kaybına sebep olan Parkinson hastalığı Alzheimer’dan sonra en çok görülen bir hastalık.
Türkiye’de ortalama 100 bin Parkinson vakası olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin, 60 yaşın üstündeki her 100 kişiden birinin Parkinson hastası olduğunun tahmin edildiğini belirtiyor ve ekliyor: “Hastaların yüzde 10’undan azını oluşturan genetik olgularda hastalık 40’lı yaşlarda veya kimi durumlarda daha erken başlayabiliyor. Bu hastalığı tümüyle önlemek mümkün değil. Ancak kimi önlemlerle hastalığı geciktirmek, teşhis konulmuş kişilerde de hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak mümkün.” Seçkin, Parkinson’un belirtilerini ve üç kritik önlemi anlattı.
Düzenli egzersiz şart
Parkinson hastalığından korunmak için düzenli egzersiz yapmak, bilimsel araştırmalarla kanıtlandığı üzere beyinde koruyucu bir etkiye sahip. Araştırmalara göre düzenli egzersiz yapanlarda Parkinson’a rastlanma sıklığı daha düşük. Ayrıca Parkinson hastalığı teşhisi konulmuş hastalarda egzersiz terapileriyle ilaç tedavilerileri birleştirildiğinde hastalar fiziksel kapasitelerini daha uzun süre koruyabiliyorlar.
Akdeniz diyeti yapmak etkili
Egzersiz kadar iyi bir diyet programı da çok önemli. Akdeniz diyeti ise bu noktada çok etkili. Alzheimer’a karşı da koruyuculuğu bulunan Akdeniz diyeti, Parkinson’dan korunmada da etkili bir beslenme modeli. Ancak şunu unutmamak gerekir ki tek bir diyet tipi herkese uygulanabilir değildir. O yüzden diyet, kişinin ihtiyaçlarına ve diğer hastalıklara göre düzenlenmelidir.
Doğal besinlere yönelin
Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki Parkinson’dan korunmada doğal beslenmenin önemi çok büyük. Pestisit ya da diğer tarım ilaçlarının olduğu gıdaların Parkinson hastalığı riskini artırdığı görülüyor. Süt ve süt ürünlerinin gereğinden fazla tüketilmesinin kronik bir enflamasyona sebep olmasının yanında hastaların diyetinde bu tür gıdaların azaltılması gerekiyor.
Parkinson hastaları neden düzenli egzersiz yapmalı?
Düzenli egzersiz yapan ve fiziksel olarak aktif yaşayan Parkinson hastalarının fonksiyonel durumlarının daha iyi seyrettiğini belirten uzmanlar, egzersizlerin beyinde bazı faydalı nörokimyasal maddelerin artışını sağlayarak nöroplastisiteyi tetiklediğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, düzenli egzersizin hastalığın psikolojik yönüyle baş etmede de faydalı olduğunu vurguluyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Nihal Özaras, parkinson hastaları ve egzersiz konusunda değerlendirmede bulundu. Parkinson hastalığının ilerleyici bir nörolojik hastalık olduğunu kaydeden Doç. Dr. Nihal Özaras, “Ellerde titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik, denge ve yürüme bozuklukları bu hastalıkta görülen başlıca problemlerdir.” dedi.
Düzenli egzersiz mutlaka yapılmalıdır
İlaç tedavisinin şikayetleri kontrol altına almada etkili olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Nihal Özaras, “Ancak mutlaka düzenli egzersiz de yapmak gerekmektedir. Düzenli egzersiz yapan ve fiziksel olarak aktif yaşayan Parkinson hastalarının fonksiyonel durumlarının daha iyi seyrettiği bilinmektedir. Egzersizler beyinde bazı faydalı nörokimyasal maddelerin artışını sağlayarak nöroplastisiteyi tetikler. Ayrıca hastalığın psikolojik yönüyle baş etmede de faydalıdır.” dedi.
Hastanın ihtiyacına göre egzersiz programı belirlenmeli
Parkinson hastalığının her hastada farklı seyrettiğini ifade eden Doç. Dr. Nihal Özaras, “Bu nedenle hastanın fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve ihtiyacına göre egzersiz programının düzenlenmesi gerekir. Denge, koordinasyon, yürüme egzersizleri; kas kuvvetlendirmeye ve dayanıklılığı artırmaya yönelik egzersizler, fleksibilite egzersizleri sıklıkla reçete edilen egzersiz çeşitleridir. Ancak egzersiz türü ve yoğunluğu kişinin durumuna göre belirlenir. Düzenli devam edilen fizik tedavi programları hastalığın klinik seyri değiştikçe fizik tedavi programını da güncellenmelidir” diye konuştu.
Doç. Dr. Nihal Özaras, Parkinson hastalığında egzersiz programlarına erken dönemde başlanması gerektiğini vurgulayarak hastaların fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmelerinin teşvik edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Parkinson hastası olan ünlüler
Binde bir olarak görülen bu hastalığın etkilerini azaltan ilaçlar var ama hastalığa çare bulunamadı. İşte Parkinson hastası olan bazı ünlüler:
Türk siyasetinin önemli liderlerinden Bülent Ecevit bu hastalığa yakalanmıştı. Uzun bir süre televizyon, gazete ve dergilerde hastalık, ilaç ve cerrahi tedavileri hakkında konuşuldu. Hastalığa eşlik eden sorun ve çözümler uzman hekimler tarafından detaylı bir şekilde tartışıldı, anlatıldı.
Sezen Aksu’nun söylediği Ben Her Bahar Aşık Olurum, Nilüfer’in seslendirdiği Bir Mevsim Arıyorum, Nil Burak’ın şarkılarından Güneş Bir Kere Doğdu gibi beğenilen bir çok şarkıyı besteleyen Selmi Andak da Parkinson hastalığından hayatını kaybetti.
Alman politikacı, Nazilerin lideri diktatör Adolf Hitler kalp ritim bozukluğu, cilt hastalıklarının yanı sıra bu hastalıkla da mücadele etti.
1964 yılında henüz 22 yaşındayken, S. Listori U yenip Dünya Şampiyonu olan ünlü boksor Muhammed Ali Parkinson hastalığı yüzünden uzun süre Michigan’daki çiftliğinde gözlerden ırak yaşamayı tercih etti.
Bu hastalıktan muzdarip ünlüler arasında en çok bilinen ABD’li aktör Michael J. Fox, Linda Ronstadt ve Papa 2. Jean Paul de yer alıyor.
Kaynaklar:
Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Nihal Özaras
Diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:
Boğaz ağrısına karşı 9 etkili yöntem
Deri kanseri hakkında doğru sanılan 10 yanlış
MS hastalığı hakkında doğru bilinen 10 yanlış