Propolis ve propolisin faydası, son yıllarda sıkça gündeme geliyor. Özellikle mevsim geçişleri ve kış aylarında karşılaşılan soğuk algınlığı, grip, zatürre gibi hastalıklar yaygınlaşırken 2020 yılında buna bir de koronavirüs eklendi. Dolayısıyla viral enfeksiyonlardan korunmak her zamankinden daha önemli hale geldi. Prof. Dr. Erdem Yeşilada bu dönemde riskin sadece bu salgınla sınırlı olmadığına ve influenza, parainfluenza vb. diğer virüs ve bakterilerle birlikte riski arttığına vurgu yapıyor.
Propolis nedir?
Arıların farklı bitkilerin yaprak, gövde ve tomurcuklarından toplayıp kovanda biriktirdikleri bir maddedir. Kokusu keskin, suda çözünmeyen, tadı acımsı olan ve balmumu ile bitki öz suyundan oluşan bu özel madde içinde biraz da polen bulaşığı bulunur. Arılar bu maddeyi petek tamirinde mumlarla karıştırıyor ve peteğin daha sıkı bir yapıya ulaşmasını sağlıyor.
Adını Yunanca pro (müdafaa) ve polis (şehir) kelimelerinden alan bu madde, arıların kovanlarını muhafaza ederken kullandıkları hayati öneme sahip bir madde diyebiliriz. Ayrıca kovanın içine sızan mikroorganizmaların ve böceklerin mumyalanarak etkisiz hale getirilmesinde de etkili.
Milattan önce 300’lü yıllarda Mısırlıların ölülerini mumyalaması, Yunanlıların ve Romalıların yara tedavileri ve Anadolu’da ayak yaraları ve çıban tedavisinde kullanılan propolisin, 12’inci yüzyılda Avrupa’da da kullanıldığını biliniyor.
İçeriğinde glukoz, demir, fruktoz, sukroz gibi şekerleri, aminoasitleri, bakır, magnezyum, kalsiyum, çinko, B1, B2, C ve E vitamini gibi elementleri bulunduran propolisin faydaları neler?
Üst solunum yolu enfeksiyonlarında etkili
Bal ve propolisin şifa kaynağı oluğu yeni bir bilgi değil ama son yıllardaki bilimsel araştırmalarda kanıtlanmış olması, popüler olmasını da beraberinde getiriyor. Örneğin, İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın soğuk algınlığı ve öksürük şikayetlerinde balın antibiyotiklerden daha etkili olduğunu ortaya koyması gibi.
İçeriğindeki polifenoller ve enzimler sayesinde mikroplara karşı etkili olan bal, bu maddeyle karıştığında enfeksiyonlar üzerindeki koruyucu etkisi farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Şöyle ki; mikroorganizmaların birbiriyle iletişimini bozup savunma kalkanlarını eritiyor. Öte yandan hareketliliğini azaltıp direkt mikroorganizma üzerinde etki ediyor. Ayrıca bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek de koruyuculuk sağlayan bir yönü var.
Ülkemizdeki propoliste polifenolik bileşikler çok
Türkiye’de yaygın görülen “kavak tipi” propolisin dünyadaki diğer türlerden farklı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bizdekinde bulunan polifenolik bileşiklerin mikroorganizmalar üzerinde oldukça yüksek etki ettiğini söylüyor. Ayrıca etil alkol ya da alkol muadili propilen glikol gibi çözücülerin kullanıldığı bu maddenin kullanılırken dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle çocukların kullanmasının sakıncasına değiniyor.
Tüketmek isteyenler için ham propolisten yüksek etken maddesine sahip, su bazlı, alkolsüz, tek kullanımlık, dozu hem yetişkin hem de çocuklara özel ayarlanmış, hijyenik, saf kullanımını öneren Yeşilada, bu formun antioksidan kapasitesinin yüksek olduğunu belirtiyor.
Propolis nasıl kullanılır? Propolis her gün içilir mi?
İltihaplanma ve virüs enfeksiyonlarında direkt rol alan bir kinaz enziminin (PAK1), COVID-19 virüsünün neden olduğu akciğer fibrözünü önleyebileceğini ortaya koyan bir araştırma var. Araştırmada incelenen PAK1 baskılayıcılar arasında propolisin ön plana çıktığını belirten Yeşilada, şunları da anlatıyor: Propolis PAK1’i baskılayıp akciğerlerde ölüme sebep olan fibrözü önlüyor evet ama öte yandan da PAK1’in bireyin bağışıklık sistemini baskılayıcı etkisini ortadan kaldırıyor. Kişinin savunma sisteminin doğrudan virüsleri ortadan kaldırması sağlanabiliyor.
Araştırmadaki bir diğer detay da CAPE’nin propolis içindeki ana etkili bileşen olduğu. Ayrıca günlük tüketilebilen propolis miktarı da her 10 kilo vücut ağırlığına 250 miligram şeklinde belirtilmiş. Bu da 60 kilo bir kişinin günde 1500 miligram KAFE içeren propolis ekstresi kullanabilmesi anlamına geliyor. Bu araştırma dışında ise genel olarak günde 1000 miligramın üzerinde propolis tüketimi öneriliyor.
Ham propolis nasıl kullanılır? Toz propolis nasıl kullanılır?
Tablet, krem, şurup, damla ve kapsül çeşitli formlarda kullanımı mevcut olan bu madde, ekseriyetle ağız ve cilt yoluyla alınıyor. Peki sıklıkla karşımıza çıkan propolis damlası nasıl kullanılır derseniz, ağız yolu ve gargara olduğu söylenebilir. Damla formundaki çeşidi genellikle boğaz enfeksiyonları ve ağız yaraları için tercih edilir ve gargaranın yanında bir gıdaya damlatılarak tüketilmesi de mümkün.
Kapsül ve tablet formları ise uyku sorunlarına çözüm üretmesi ve bağışıklık sistemini güçlendirmesi için tercih edilir. Bunları suyla yutmak yeterlidir. Sprey formundaki sıvı propolis faydaları yönünden öksürük, boğaz ağrısı ve ağız yarası için kullanılır diyebiliriz. Balla birlikte alınan toz propolis ise çeşitli içeceklere veya yoğurda eklenerek tüketilebilir.
Balın faydaları neler?
Uzman Diyetisyen Hilal Konak’ın paylaştığı bilgilere göre bal; antioksidan, antimikrobiyal, anti-inflamatuar, antikanser etkilere sahip. Vücuda enerji verdiği gibi yorgunluk ve halsizliğin de önüne geçiyor. İçeriğindeki B ve C vitaminlerinin yanında farklı mineraller ile sağlığa faydası büyük.
Balın faydaları içinde öne çıkanlar iştah açıcı, ağrı kesmeye yardımcı, cildi güzelleştirici ve saçları besleyici olması geliyor. Vücuttaki kolesterolü dengeleyip kolesterol yüksekliğini önleyen bu besin, mide sağlığını da destekleyen besinlerden biri. Şerbeti yapılarak ishal sorununa da çözüm üreten bal, karaciğeri temizleyerek fonksiyonlarını da güçlendiriyor.
Balda bulunan iki temel biyoaktif molekül antioksidanlar olarak işlev gören flavonoidler ve polifenollerdir ve harika bir antioksidan olan bal, kanda atık bırakmaz. Aksine damarları açarak kalp hastalıklarının önüne geçilmesinde de etkili. Öte yandan vücuttaki çok sayıda zararlı bakteriyle de savaşır, vücudu bakterilerden koruma görevini üstleniyor.
Bal sadece yenilerek değil haricen uygulanarak da kullanılabilir. Yanık tedavisi ve romatizmal ağrılar, bu harici kullanımlara örnek gösterilebilir. Yenilerek sağladığı faydaların yanında bal, haricen uygulamalar ile de vücuda birçok fayda sağlamakta, yanıklara ve romatizmal ağrılara iyi geliyor.
Balı tüketirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, balın doğal olup olmadığı konusu. Sahte balın içeriğindeki şeker ve diğer katkı maddeleri hasebiyle yarardan çok zararı getireceği unutulmamalı.
Arı sütü ve faydaları neler?
Diğer arılardan daha güçlü olan ve 40 yıl kadar yaşayabilen bir kraliçe arının, yalnızca arı sütü ile beslendiğini biliyor muydunuz? Diyetisyen Sinem Akgün’ün paylaştığı bilgilere göre arı sütü stresi önlemede etkiliyken enerjiyi artırıp gün içinde kişinin kendisini iyi hissetmesine destek oluyor.
Yapılan çalışmalar, arı sütünde penisilin kadar güçlü bir ilacın neredeyse çeyreği kadar yoğun şekilde antibiyotik madde olduğu ortaya çıkmış. Daha güzel bir bilgi ise arı sütünün hiçbir yan etkisi bulunmuyor! Araştırmalar ayrıca arı sütünün mide hastalıklarına ve rahatsızlıklarına iyi geldiğini, gastrit ve ülser gibi hastalığı olanların arı sütü tükettikten sonra şikayetlerinin azaldığını da gösteriyor.
Öte yandan yapılan diğer küçük çalışmalar, arı sütünün kısırlığı önleme ve hamilelere enerji vermede de etkili olduğunu ortaya koyuyor. Tüm bu olumlu etkilerine rağmen herhangi bir rahatsızlığınız olsun veya olmasın, kullanmadan önce mutlaka uzman bir doktorla görüşün!
Kaynaklar:
Diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:
Bağışıklık güçlendirici 14 besin