Prostat nedir? 9 maddede prostat belirtileri

Erkeklerde genellikle 50’li yaşlardan sonra ortaya çıkan prostat nedir? Prostat büyümesinin öne çıkan belirtileri nelerdir?

“Prostat nedir?” sorusuna cevap vermeden prostat belirtileri konusunda fikir yürütmek zor olabilir. Erkeklerde genellikle 50’li yaşlardan sonra ortaya çıkan prostat ya da prostat büyümesi sorunu, müdahale edilmediğinde yaşam konforunu bozarak, zamanla başka sağlık problemlerine neden olabiliyor.

Pek çok hastada sık idrara çıkma belirtisiyle başlayan prostat büyümesi, tedavide geç kalındığında kansere de dönüşebiliyor. Prostat sağlığını korumak için bilinçli olmak büyük önem taşırken, tanı ve tedavide modern yöntemler hasta konforunu artırıyor. Doç. Dr. Bülent Altunoluk, prostat büyümesinin belirtileri, tanı ve tedavisi hakkında şu bilgileri verdi.

Prostat nedir ve neden olur? 

Prostat nedir? Prostat bir salgı bezidir. Mesanenin hemen alt kısmında yer alan, içerisinden idrar kanalının geçtiği ve ayrıca spermleri testislerden getiren tüplerin açıldığı bir organdır. 18-20 gram ağırlığındaki prostat, salgı yapan hücrelerden (tubuloalveolar bezler) oluşmaktadır. Prostat bezinin asıl fonksiyonu meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü salgılamaktır. Cinsel ilişki ya da mastürbasyon sırasında çıkan meninin yüzde 90’ı prostat bezinde üretilir. Ayrıca prostat, mesanenin ağzını sıkarak idrarın dışarı kaçmasını önlemektedir. Ters duran bir piramide benzeyen prostat, idrar kesesinin hemen üstünde bulunmaktadır.

Erkeklerde prostat, ergenliğin erken döneminde büyüyüp iki katına çıkar. Prostat büyümesinin nedenleri hala tam anlamıyla bilinmediği gibi testosteron ve östrojenin bu büyümedeki rolünün büyük olduğu düşünülür. Erkeklerde prostat bezi 30’lu yaşlarda büyümeye başlayıp ömrün sonuna kadar devam eder. 50 yaşın üstündeki erkeklerin yarısında prostat büyümesi görülür. 60 yaşından sonra bu oran yüzde 65’lere yükselir. 80’li yaşlarla birlikte ise bu oranın yüzde 90’ı geçtiği bilinmektedir. Bu hastaların büyük bir kısmı ilaç tedavisi veya ameliyatla takip edilmektedir.

Sık görülen 9 prostat büyümesi belirtisi

“Belirtiler genellikle 50 yaşından sonra başlamakta ve yaş ilerledikçe artarak devam etmektedir. Ancak ailede özellikle prostat kanseri öyküsü varsa 40 yaşından itibaren belirtiler konusunda dikkatli olunmalı ve düzenli kontroller ihmal edilmemelidir” diyen Doç. Dr. Bülent Altunoluk, belirtileri şöyle sıralıyor:

Prostata ne iyi gelir?

Prostat büyümesinin ilaçla tedavisinin mümkün olduğunun da altını çizen Doç. Dr. Bülent Altunoluk, “İlaçla yapılan tedavinin amacı hastanın şikayetlerini azaltmaktır. Prostatın neden olduğu tıkanmaya müdahale etmek için “alfa bloker” ilaçları verilmektedir. Yan etkileri düşük olan bu ilaçlar, hastada belli bir süre rahatlama hissi verecektir. Ancak zamanla tıkanmanın derecesinin artması nedeniyle açık ve kapalı prostat ameliyatları gündeme gelecektir. Prostat ameliyatında; kapalı ameliyatlar penis uç kısmından idrar kanalına girilerek yapılmaktadır. Prostatın iç kısmı parça parça kesilerek çıkarılmaktadır. Lazerde ise prostatın iç dokusu buharlaştırılmaktadır” diye konuşuyor.

Prostat büyümesinin tedavisi kişinin ihtiyaçları doğrultusunda planlanıyor.
Prostat büyümesinin tedavisi kişinin ihtiyaçları doğrultusunda planlanıyor.

Tedavi seçenekleri arasında bunlar da var

Uzmanlar, tedavi uygulamaları arasında yer alan seçenekleri şöyle anlatıyor:

Hastalığın görülme sıklığı yaşla artıyor

Çalışmanın sonuçlarını değerlendirip hastalığa ve tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi veren Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, üroloji’ de en sık gördüğümüz rahatsızlıklardan bir tanesinin iyi huylu prostat büyümesi olduğunu belirtti. Hastalığın görülme sıklığı yaşla birlikte artıyor. İstatistiklere göre iyi huylu prostat büyümesi 50 ile 60 yaş arasında yüzde 50-60 oranında görülüyor. 70 yaş ve sonrasında bu oran yüzde 80-90’lara çıkıyor. Bu çalışmada kapalı prostat operasyonları sonrasında hastaların sorunu çözülmüş ve ilaç ihtiyacı büyük oranda ortadan kalktığı gösterilmiş oldu. Bu sayede hastaların hayat boyu ilaç kullanma zorunluğu kalmadığı gibi daha önemlisi, hastalar ilaçların olası yan etki risklerinden ve ilaç tedavilerinin maddi yükünden kurtulmuş oluyor” diye konuştu.

Ailede meme kanseri varsa dikkat!

Son dönemde yapılan araştırmalara göre aile öyküsünde meme kanseri varlığının da prostat kanseri riskini artırıyor. Kadınlarda meme kanserine neden olan BRCA1 ve BRCA2’deki mutasyonların erkeklerde de prostat kanserinin nedeni olabildiğini anlatan Doç. Dr. İlker Tinay, “Bu yönde aile öyküleri olan erkeklerin prostat kanseri açısından taramalarına 40’lı yaşlarda başlamaları gerekiyor. Bazı kültürel nedenlerle prostat muayenesinden kaçınılsa da erken tanı konan hastalarda daha etkili tedavi yapma şansı mümkün” dedi. Doç. Dr. İlker Tinay, “Her hastalıkta olduğu gibi prostat kanseri olma riskini düşürmek için de sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmeli. Dengeli beslenme, aktif bir günlük yaşamı sağlayan fiziksel aktiviteler ve düzenli doktor kontrolleri önemli” şeklinde konuştu.

Prostat tedavisinde yeni yöntemler gündemde!

Prostat tedavisinde son yıllarda yüz güldüren gelişmeler var. Robotik cerrahi, akıllı radyasyon tedavileri, radyocerrahi ile ameliyatsız çözümler, hastalığın nüksetmesini engelleyen akıllı ilaçlar, yeni nesil hormon tedavileri, immünoterapiler ve hedefe yönelik, etkisi yüksek, yan etkisi ise az tedaviler…

Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda tüm bu önemli gelişmeler vakalarla birlikte tekrar mercek altına alındı. Yeni gelişmeler sayesinde ileri evre prostat tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkün, ancak uzmanlar yine de erken tanının önemini vurguluyor. Özellikle 40 yaşından sonra düzenli muayene ve taramaların ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılında güncellediği verilere göre prostat kanseri erkeklerde en sık rastlanan ikinci kanser türü olarak dikkat çekiyor. Rakamlar yalnızca 2020 yılında Türkiye’de 19 bin 444 kişinin prostat kanseri tanısı aldığını gösteriyor. Ailesinde, özellikle babasında veya erkek kardeşlerinde prostat kanseri öyküsü olan kişilerde, hastalığın görülme ihtimali normal kişilere göre 2-3 kat daha fazla.

Akıllı ilaçlar yüz güldürüyor

Onkolojik Bilimler Sempozyumu’nda, kanser tedavisinde uzun yıllardır kullanılan kemoterapi ve radyoterapiye ek olarak kullanılan ve teknolojisi ile fark yaratan immünoterapinin tedavide öne çıktığını anlatan Prof. Dr. Necdet Üskent, ilaç tedavilerinin yüz güldürdüğüne, yeni geliştirilen ilaçların ise prostat kanserinin nüks etmesini de engellediğine dikkat çekiyor.

Prostat kanserinde giderek daha fazla uygulanan immünoterapi yöntemiyle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Necdet Üskent, “Bu yöntemle bağışıklık sistemi hücreleri harekete geçirilerek, tümöre karşı savaşması sağlanıyor. Vücut içinde kansere karşı bir savaş başlatılıyor adeta. Prostat tedavisinde immünoterapilerin kemoterapilerden en önemli farkı, kimyasal içermemesi ve vücudun doğal savaşçı hücrelerini tümöre yönlendirmesidir. Kemoterapi gibi tümörü değil, bağışıklık sistemini hedef aldığı için, kemoterapiye göre yan etkisi de çok daha az oluyor” dedi.

Prostat tedavisinde robotik cerrahi

Yıldızı her geçen gün daha da parlayan robotik cerrahiye hastalığın, prostata sınırlı olduğu durumlarda başvurulabiliyor. Tüm dünyada robot yardımlı cerrahilerin en sık kullanım alanı ise üroloji… Robotik cerrahinin en yaygın kullanıldığı 5 cerrahi alandan biri olan ürolojide en sık ve en başarılı kullanım alanı, prostat tedavisi olan radikal prostatektomi (prostatın çıkarılması) ameliyatı. Gün geçtikçe daha çok tercih edilmeye başlanan robot yardımlı cerrahi sayesinde, ameliyat bölgesinde daha küçük kesi oluyor ve hastanın ağrıları da önemli ölçüde azalıyor. Ayrıca düşük enfeksiyon riski, daha iyi ve daha hızlı iyileşme ile daha kısa sürede taburcu olma gibi pek çok avantajı var.

Adsiz tasarim 2022 05 16T121400.331 - Prostat nedir? 9 maddede prostat belirtileri - Sağlık Haberleri - Sağlıkla İlgili Güncel Bilgi - "Prostat nedir?" sorusuna cevap vermeden prostat belirtileri konusunda fikir yürütmek zor olabilir. Erkeklerde genellikle 50’li yaşlardan sonra ortaya çıkan prostat ya da prostat büyümesi sorunu, müdahale edilmediğinde yaşam konforunu bozarak, zamanla başka sağlık problemlerine neden olabiliyor.

Doç. Dr. İlker Tinay, “Cerrahın kontrolündeki robot kolları, 540 derece hareket edebilme kabiliyetiyle bir insan elinin tüm hareketlerini yapabiliyor. Ameliyatın yüksek çözünürlükte ve optik büyütme ile 3 boyutlu görüş altında gerçekleştirilmesine imkan veren bu yöntem, ameliyat boyunca cerraha büyük bir konfor sağlıyor” dedi.

Radyasyon Onkolojisi’nden büyük katkı

Teknolojinin hızla geliştiği alanlardan biri ise Radyasyon Onkolojisi. Sadece tümöre odaklanan, çevre doku ve organlara zarar vermeyen cihazlar sayesinde hem çok daha başarılı bir şekilde prostat tedavisi yapılıyor hem de daha az yan etki görülerek hastanın yaşam kalitesi korunuyor.  Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Prostat kanseri tedavilerinde multidisipliner bakış prensibinin getirdiği tek bir ortak amaç ve sorumluluk var; en doğru, en etkin tedaviyi uygulayarak hastanın yaşam kalitesini yüksek tutmak. Prostat kanserinin hemen her evresinde üstlendiği güçlü rolle radyasyon onkolojisinin de bu sürece katkısı çok büyük.

Günümüzde öyle bir noktaya gelindi ki lokalize prostat kanserinde (sadece prostatta görülen) artık radikal radyoterapi, radikal cerrahi ile eşit başarı oranlarına sahip. Dolayısıyla radyoterapi ile artık hasta ameliyat olmadan, prostatı alınmadan da iyi bir sonuç almak mümkün. Üstelik yan etkiler daha az ve hastanın eskiden olduğu gibi her gün hastaneye gelmesi de gerekmiyor. İleri evre prostat kanserinde oligometastatik adıyla bir alt grup tanımlaması yapılarak görüldü ki hem metastatik odaklar hem de prostat tedavisinde radyoterapi/radyocerrahi uygulaması, sağkalım süresini artırıyor.

Akıllı radyasyon tedavileri: Radyonüklid tedaviler

Sempozyumun önemli başlıklarından biri de “Akıllı radyasyon tedavisi” olarak nitelendirilen yeniliklerden biri olan radyonüklid tedavilerdi. Nükleer Tıp Bölümü Direktörü Doç. Dr. Kezban Berberoğlu, “Özellikle ileri evre prostat kanserinde kullanılan radyonüklid prostat tedavisinde, aslında vücut içerisinde bir ışın tedavisi gerçekleştiriliyor. Radyasyon verici maddeler ile yapılan tedavi olarak tanımlanan radyonüklid tedaviler, damar yoluyla hastaya veriliyor. Tümör dokusunu hedef alan madde ile işaretlenmiş radyasyon tümörü içeriden, iç radyasyonla yok etme imkânı sağlıyor. Vücuttaki sağlıklı hücreler zarar görmediği için hastanın yaşam kalitesi bozulmadığı gibi, yaşam süresi de uzuyor” şeklinde konuştu.

HoLEP tedavisi nedir? Prostat büyümesine çözüm mü?

HoLEP tedavisi nedir? Prostat büyümesine çözüm olabilir mi? HoLEP tedavisi İyi huylu prostat büyümesinin özellikle 50 yaşından sonra erkeklerde yaygın olarak görüldüğünü söyleyen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, ilaçla tedavinin yeterli olmadığı veya kısa-uzun dönemde bazı yan etkileri olduğu zaman hastalığın seyrine göre cerrahi işlem önerebildiklerini dile getirdi.

prostat tedavisinde HoLEP yöntemi
prostat tedavisinde HoLEP yöntemi

Doç. Dr. Alkan, “Yapılan çalışma gösteriyor ki prostat büyümesi tedavisinde özellikle  ‘altın standart’ olmaya aday HoLEP gibi büyüyen dokunun tamamen alındığı kapalı prostat operasyonları sonrası hastaların yüzde 85’inin ilaç tedavisine ihtiyacı kalmıyor” dedi.

ABD’de iyi huylu prostat büyümesi olan endoskopik (kapalı) yolla operasyon geçiren ve takip edilen 5 bin 100 hasta üzerinde yapılan çalışmaya göre özellikle büyüyen dokunun tamamen alındığı HoLEP gibi kapalı cerrahi yöntemler sonrası hastaların yüzde 80-85’inde ilaç tedavisine ihtiyacı kalmadığı görüldü.

İdrar yolunda tıkanıklığa göre tedavi başlıyor

İyi huylu prostat büyümesi yaşayan kişilerin tedavisinde önce hastayı değerlendirip hangi tedaviye ihtiyacı olduğunun belirlendiğini anlatan Doç. Dr. İlter Alkan, uygulanacak tedavi yaklaşımıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Hastanın yakınmalarına, iyi huylu büyüyen prostatın dokusunun idrar yolunda yaptığı tıkanıklık ya da komplikasyon oluşturma riskine göre tedaviye karar veriyoruz. Kişinin fazla şikayeti yoksa tıkanıklığı hafif derecedeyse öncelikle ilaç tedavisini tercih ediyoruz. Bazen ilaç kullanımına rağmen hastanın şikayeti geçmiyor ya da zamanla artabiliyor veya ilaç kullanımına bağlı yan etkiler olabiliyor o zaman da ameliyatı tercih edebiliyoruz. Bu durumda ilaç tedavisiyle zaman kaybetmeden cerrahi tedavi uyguluyoruz.”

HoLEP tedavisi altın standarda yakın

Bu noktada teknolojide çok önemli gelişmeler yaşandığını da söyleyen Doç. Dr. İlter Alkan, “Özellikle son yıllarda daha yaygın kullanılmaya başlayan. HoLEP (Holmium Lazer teknolojisi) tekniği var. Bu teknoloji aslında yeni değil. 2000’li yılların başından bu yana kullanılıyor. Ancak teknolojinin uzun dönem sonuçları görülmeye başladıkça çok avantajlı olduğu görüldü ve iyi huylu prostat büyümesi cerrahi tedavisinde öncelikli bir yöntem haline geldi. Dünyada ve Türkiye’de bu yöntemi bilen üroloji uzmanı sayısı gittikçe artıyor ve bizim ‘altın standart’ dediğimiz en iyi yöntem olarak kabul edilecek noktaya gelmek üzere” ifadelerini kullandı.

Kanama riski düşük

HoLEP teknolojisinin hem hekim hem de hasta açısından pek çok kazanım sağladığını söyleyen Doç. Dr. Alkan, “Ameliyat sırasında holmium lazer enerjisi kullanıyoruz dolayısıyla kanama riski çok daha düşük oluyor. Kapalı bir cerrahi olduğu için de yatış süresi çok daha kısa oluyor. Hastanın bir gece hastanede kalması genellikle yetiyor, ertesi gün taburcu edebiliyoruz. Kapalı cerrahiyle doku tamamen alındığı için de tekrarlama riski çok düşük oluyor.”

Bazı hastaların cerrahiden bazı yanlış bilgiler nedeniyle çekince duyabildiklerini ancak özellikle cerrahi gerektiren hasta grubunda zamanla komplikasyon risklerinin artacağını olacağını belirten Doç. Dr. İlter Alkan sözlerine şöyle devam etti: “İlaç kullandığımız sürece etkili olmaktadır, ilacı kestiğiniz takdirde yakınmalar tekrar başlayacaktır. İlacı hayatınız boyunca kullanmanız gerekiyor, bazı yan etkileri de olabiliyor. Bunlar kişilerin cinsel hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca yapılan bazı bilimsel çalışmalarda; uzun süre ilaç kullanımında demans, nörokognitif bozukluklar gibi hastalık risklerinin arttığına dair veriler bildirildi.”

İlaç tedavisine gerek kalmıyor

Araştırmanın, özellikle bütün dokunun alındığı (HoLEP gibi)  kapalı yöntemlerin etkisini ortaya koyduğunu aktaran Doç. Dr. İlter Alkan, “ABD’de yapılan ve 5 bin yüz hastanın incelendiği çalışmada, endoskopik (kapalı; kesi gerektirmeyen) yöntemlerle tedavi edilen hastanın yeniden ilaç tedavisine ihtiyaç duyup duymadığı araştırılmış. Hastaların yüzde 80-85’inde ilaçlara gerek kalmadığı, kesildiği saptanmış. Bu da özellikle HOLEP yönteminin ne kadar etkili olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

“HoLEP ile 150-200 gram prostat tedavi edilebiliyor”

Bu teknikle ilk ameliyatları 2003-2004 yıllarında kendilerinin yaptığını söyleyen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, “HoLEP yöntemiyle 150-200 gram gibi büyük prostatları bile açık ameliyata gerek kalmadan kapalı şekilde yapabiliyoruz. Bu hastalar için büyük avantaj. Büyük prostatlarda HoLEP tekniğiyle açık ameliyatı kaldırmış durumdayız. Ameliyattan sonra hastalarda sertleşme problemi de görülmüyor” diye konuştu.

Bu konunun hastalar tarafından yanlış bilindiğinden kapalı operasyonlardan kaçınarak ilaç kullanımına yönelmeyi tercih ettiğini söyleyen, “Ancak belirttiğim gibi iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle yapılan kapalı operasyonlardan sonra sertleşme kaybı riski oldukça düşüktür. Ayrıca prostat büyüme tedavisinde kullanılan ilaçların da libido kaybı, sertleşme problemleri gibi cinsel problemlere yol açabileceğini unutmamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Dr. Alkan ayrıca;  hangi tedavi yönteminin uygulanacağının birçok faktöre bağlı olduğunu en doğru yöntemin seçimi için hastanın bir üroloji uzmanıyla karar vermesi gerektiğini belirtti.

Aşağıdaki bilgiler farklı kaynaklardan derlenmiştir.

Peki prostat kanseri nedir?

Prostat bezi dokusunda gelişen kanser, “prostat kanseri” olarak adlandırılır. Batı ülkelerinde prostat kanseri en sık görülen kanser tiplerinden biridir.

Oluşum nedenleri tam olarak açıklanabilmiş değildir, fakat erkeklerde yaş ilerledikçe prostat kanseri gelişme olasılığı arttığı bilinmektedir. Genellikle 65 yaşın üzerindeki erkeklerde saptanmakla birlikte, 50 yaştan itibaren riskin arttığı söylenebilir. Eğer yakın erkek akrabalarında (baba, erkek kardeş, amca, dayı vs) prostat kanseri mevcutsa, o kişide prostat kanseri görülme oranı normalden yüksektir.

Özellikle erken dönemde saptanmış prostat kanseri hastalığının tedavi sonuçları genellikle yüz güldürücüdür. Prostat kanserini diğer bazı kanserlerden ayıran özelliği yavaş seyirli ve değişken davranışlı olmasıdır.

Prostat kanseri tedavisi

Tedavi yaklaşımları hastalığın evresine ve derecesine göre farklılık gösterebilir. Tedavi yöntemleri, hastanın durumuna veya hastalık düzeyine bağlı olarak tek başına, bir arada, sıralı ve alternatifli olarak uygulanabilir. Bazı hastalarda tedavisiz aktif izlem bir seçenek olarak sunulabilir.

Gerekli tanısal incelemeler sonrasında çoğu hastada şu yöntemlerden biri ile tedavi uygulanır:

Prostat kanseri belirtileri 

Prostat kanseri çoğu zaman erken evrelerde hiçbir belirti veya semptom göstermez. Ancak ilerlemiş prostat kanserinin birçok belirtisi vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

Kanserin prostat bezinden diğer organlara yayılması halinde ise başka belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden bazıları ise şu şekilde sıralanabilir:

Bu belirtiler prostat kanserinde veya kanserin diğer dokulara yayılması durumunda meydana gelebilir. Ancak bu her zaman kanser anlamına gelmez. Bu nedenle oluşabilecek belirtiler dikkate alınarak gerekli kontrolleri yaptırmak önemlidir.
Kaynaklar:

Doç. Dr. Bülent Altunoluk

Doç. Dr. İlter Alkan

Doç. Dr. Kezban Berberoğlu

Prof. Dr. Necdet Üskent

Prostat Kanseri Derneği 

Türk Üroloji Derneği

“Prostat nedir? Prostat büyümesinin 9 belirtisi” başlıklı haberimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:

YouTube video player

İçerik Sağlayıcı:

Exit mobile version