Misofonya ve fonofobi gibi seslere tahammülü azaltan sorunlardan muzdarip olabilirsiniz. Kulaktaki patolojik faktörlerin dışında, dışarıdaki sesler de işitmemizi olumsuz olarak etkileyebiliyor. Azami rahat edilebilen ses yüksekliği düzeyinin insandan insana değişebileceğini söyleyen uzmanlar, bu durumun stres ve psikolojik duruma da bağlı olabileceğini söylüyor. Dil ve Konuşma Terapisti Göksu Yılmaz sizler için anlattı.
Anatomik olarak kulağımız dış, orta ve iç kulak olmak üzere üçe ayrılıyor. Ancak duymak sadece kulağımızın yaptığı bir iş değil. Duymak beyinde işlenen kompleks bir mekanizma aynı zamanda. Bu bağlamda işitmek sadece fiziksel bir olgu değil aynı zamanda da psikolojiktir.
120 desibel ve üzerindeki ses seviyeleri herhangi bir kişide fiziksel ağrı yaratmaya başlayabilir. Hatta bu ağrı eşiğine ulaşmadan önce vücudumuz büyük oranda sinyal verir ve sesin çok yüksek olduğunu düşünürüz. Tolere edilebilen ses seviyesi kişiye ve ruh haline göre değişse de stres ve yorgunluk ve sesin frekansı da sese dayanma düzeyini belirleyen faktörlerden.
Rahatsız eden ses yüksek olmak zorunda değil
Bir sesi tolere edemiyor oluşunuz o sesin illa yüksek olduğu anlamına gelmiyor. Örneğin tahtaya çizilen tebeşir ya da tırnak sürtme sesi çok yüksek sesler olmasa da insanların çoğu tarafından rahatsız edici bulunuyor. Öte yandan, sağlıklı işitmeye sahip kişilerin dışında, hayat kalitesini ve günlük yaşamı etkileyen hiperakuzi rahatsızlığına sahip olan kişilerin durumu çok daha farklıdır.
Hiperakuzi’ye sahip olan kişilere ek olarak, sesin daha gür ve rahatsız edici algılanmasına neden olan başka bir durum daha var: Reqruitment. Bu iki kavramı birbirinden ayıran özellik ise, Reqruitment’ın sensör tip işitme kaybı ve iç kulakta bulunan dış tüy hücrelerinin işlev bozukluğu olarak tanımlanıyor olması.
Sesi tolere etme düzeyinin azalmasıyla meydana gelen Hiperakuzi durumuna sahip olan bir bireyde ise normal bir bireyin işitme düzeyine göre tolere edilebilecek sesleri tolere edememe ve bu seslere abartılı tepkiler verildiği saptanıyor. Hiperakuzi’nin nedenleri arasında migren, kafa travması, Lyme hastalığı, Bell felci, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, Meniere hastalığı gösterilebilir. Buna ek olarak Otizm spektrumuna sahip olan bireylerin yüzde 40’ında ise Hiperakuzi görülebiliyor.
Sesten korkma: Fonofobi
Büyük oranda Hiperakuzi veya Reqruitment’e sahip olan kişilerde görülen Fonofobi, belirli düzeydeki seslerin insanın içinde olumsuz tepkiler yaratması olarak da anlatılabilir. Fonofobisi olan kişiler gerçek zamanlı seslerden korkmak dışında gelecekte duyacakları seslerden de korkuyorlar. Hatta fonofobik bireylerin büyük bir çoğunluğu sürekli olarak kulaklık kullanıyorlar.
Misofonya rahatsızlığı nedir?
Diğer rahatsızlıklardan farklı olarak misofonyada, sesin frekansı veya şiddeti önemli olmaksızın, kişi belirli seslere olumsuz tepki veriyor. Sakız çiğneme, yemek yerken ağızdan çıkan ses ya da p, t ve s gibi ünsüzler bunlara örnek olarak verilebilir.
Kimi çalışmalar misofoninin, dünya nüfusunun ortalama yüzde 20’sinde görüldüğünü ortaya koyuyor. Yaklaşık her 10 kişiden ikisinde misofonya hastalığına rastlanıyor. Misofonyanın bilinen tek bir nedeni yok. Misofonya için risk faktörlerinin arasında akıl hastalığı ya da başka bir işitme bozukluğu bulunabiliyor. Aynı şekilde tetikleyicilere maruz kaldıkları için sosyal toplantılardan, kalabalıklardan da uzak durmayı tercihe debiliyorlar.
Ergenlik çağındaki kızlarda görülme sıklığı ise diğer gruplara göre daha fazladır. Kimi misofonya hastalığını yaşayan kişiler rahatsız edici sesleri baskılayabilmek için kulaklık takabilirken kimileri de tetikleyici sesleri taklit edebiliyor.
Misofonyanın olup olmadığını anlayabilmek için hekimler semptomların bir tıbbi sorunun, bir ilaç ya da herhangi bir maddeye tepki verip vermediğini araştırarak zihinsel bozuklukları ya da farklı işitme bozukluklarını dışlamaya çalışacaklardır.
Misofanyanın tedavi yöntemi nedir?
Misofanya ile ilgili net bir tedavi olmasa da bazı ilaçların kullanılması ve psikiyatristin uygulayacağı terapilerle yüksek ihtimalle tedavisi mümkündür. Uzun süre gürültülü ortamlarda çalışanlarda ya da aksine uzun süre sessiz ortamlarda kalıp bu duruma alışanlarda misofanyanın sıkça görüldüğü biliniyor.
Bir psikiyatrist ile birlikte yüz yüze tedavi uygulanırken diğer yandan da rahatsızlık duyulan seslere karşı alıştırma çalışmaları yapılması gerekmektedir. Tedavinin başlangıcında zorlanarak alışılmaya çalışılan bu seslere karşı zaman geçtikte doğalında alışma mümkün oluyor. Kimi vakalardaysa bu rahatsızlığın tedavisinde bazı ilaçlardan yardım alınabiliyor. Bu ilaçların etkisi geçici bir rahatlık sağlayacağı için bütünleşik bir tedavi için muhakkak psikolojik bir tedavi süreci gereklidir.
Kaynaklar:
Dil ve Konuşma Terapisti Göksu Yılmaz
Dil ve Konuşma Derneği Terapistleri
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: