Skolyoz nedir? Skolyoz hastalığı dendiğinde akla gelen fazla kilolar, hareketsizlik, yanlış duruş ve oturuş, hatta aşırı topuklu ya da babet ayakkabılar giymek… Günümüzde gerek sağlıksız yaşam tarzı, gerekse ilerleyen yaş gibi etkenlerle erişkin skolyozu giderek yaygınlaşıyor.
Skolyoz nedir?
Omurganın yana eğriliği demektir. Ayrıca omurga kendi etrafında da dönmektedir. Normal omurga vücuda arkadan bakıldığında düz olmalıdır. Fakat skolyozlu bir omurgaya arkadan bakıldığında, yana doğru bir eğrilik görülür. Tek bölgede eğrilik veya birkaç bölgede eğrilik şeklinde de görülebilir. Peki skolyoz için hangi doktora gidilir? Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanları (özellikle de omurgada uzmanlanmış) bu hastalıktan muzdarip hastalarla ilgilenirler.
Skolyoz hastalığı hakkında 6 soru cevap
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, erişkin skolyozunun yaşam kalitesini diğer kronik hastalıklar kadar çok etkilediğini belirterek “Yapılan çalışmalar; erişkin dejeneratif (sonradan ortaya çıkan) skolyozun, yaşlanan nüfusla birlikte sıklığı artan, çağımızın yeni halk sağlığı sorunu olduğunu ortaya koyuyor” diyor.
Prof. Dr. Ahmet Alanay, Haziran – Skolyoz Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, erişkin skolyozu hakkında en sık sorulan 6 soruyu yanıtladı, kaçınılması gereken 4 hatayı sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
1. Soru: Erişkin skolyoz hastalığı ve diğer omurga bozuklukları nasıl ortaya çıkıyor?
CEVAP: Erişkin omurga bozuklukları çocukluk ve ergenlik çağında ortaya çıkan hastalıkların devamı niteliğinde olabileceği gibi, erişkinlik döneminde de başlayabiliyor. Ergenlik döneminde başlayan, ancak o dönemde farkına varılmayan ya da farkına varıldığı halde tedavi edilmeyen ve belirtileri ilerleyen skolyoza ‘erişkin idiyopatik skolyoz’ deniliyor. Bu skolyoz tipinde ağrı ve duruş bozukluğu gibi belirtiler zamanla ortaya çıkıyor.
Erişkin dejeneratif (sonradan ortaya çıkan) skolyoz ise; yaşlanma ile birlikte omurga yapısının yıpranması ve osteoporoz (kemik erimesi) sonucu oluşuyor. Çalışmalar; bu tip skolyoz hastalığının 60 yaş üstünde görülme sıklığının yüzde 60’ın üzerinde olduğunu gösterirken, Prof. Dr. Ahmet Alanay, erişkin dejeneratif skolyozun, çağımızın yeni halk sağlığı sorunu olduğunu söylüyor.
2. Soru: Erişkin skolyoz ve omurga bozuklukları hangi sorunlara yol açıyor?
CEVAP: İleri derecede erişkin skolyoz hastalığı olan kişilerde omurga ve gövde yana ya da öne doğru yatarken, hareket kabiliyetinde kısıtlanma, sırt ve bel ağrısı, kaslarda güç kaybı, bacaklarda uyuşma, kramp ve yürüme mesafesinde kısalma olabiliyor. Yaygın bilinen ifade biçimiyle ‘bel kayması’ yani bir omurun diğeri üzerinde öne, arkaya veya yana doğru yer değiştirmesi de tabloya eklenirse şikayetler artabiliyor. Erişkin idiyopatik skolyoz hastalığında ise omurga eklemlerinde bozulmalarla şiddetli ağrı olabilirken, göğüs kafesi baskılanarak çabuk yorulma ve solunum sıkıntısı yaşanabiliyor. Tüm bu şikayetler hastaların yaşam kalitesini çok ciddi ölçüde düşürüyor.
3. Soru: Erişkin omurga bozukluklarında ve skolyoz tedavisinde yöntemi nasıl belirleniyor?
CEVAP: Hastanın şikayetleri ve skolyozun eğrilik derecesi tedavinin yönünü belirliyor. Doktor, hasta şikayetlerini değerlendirerek radyografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG), bilgisayarlı tomografi (BT) ya da elektro-tanısal testler isteyebiliyor. Erişkin skolyoz hastalığı tedavisinde seçilecek yöntem, ağrı ve skolyozun eğrilik derecesine, eğriliğin ilerleyici olup olmamasına göre planlanıyor. Genellikle hastaya önce cerrahi olmayan tedavi yöntemleri uygulanıyor.
4. Soru: Erişkin skolyoz ve omurga deformitelerinde cerrahi olmayan tedaviler ne kadar etkili oluyor?
CEVAP: Prof. Dr. Ahmet Alanay “Erişkin skolyoz hastalığı olan hastalar için; fizyoterapist eşliğinde uygulanacak fizik tedavi ve egzersizler, ilaç ve enjeksiyonlar, korse tedavisi gibi yöntemler tek tek veya birlikte uygulanabilir. Skolyozun türüne ve kişinin fiziksel kondisyon durumuna göre doktorlar her hasta için farklı ve en uygun olan yöntemi seçecektir. Ancak korse tedavisinin uzun süre uygulanması faydadan çok zarara neden olabileceği gibi, fizik tedavi ve skolyoz egzersizleri de ilerleyici bir skolyozu önlemedeki yetersiz kalabilir.” diyor.
5. Soru: Erişkin skolyoz ve omurga deformitelerinde cerrahi tedavi ne kadar etkindir?
CEVAP: Erişkin skolyoz ameliyatında, ameliyat süresinin ve cerrahi işlem sayılarının genç hastalara göre daha fazla olabildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay şöyle konuşuyor: “Özellikle hastanın kalp ve akciğer gibi hastalıkları, diyabeti ve osteoporozu var ise cerrahi tedavi daha da zorlaşabilir. Ancak hastanın iyi hazırlanması ve gerekli tedbirlerin alınması ile cerrahi tedavi sonuçları son derece yüz güldürücü olabilir.”
6. Soru: Erişkin skolyoz ve omurga deformitelerinde güncel cerrahi yaklaşım nasıldır?
CEVAP: Skolyoz ameliyatında eğriliğin dengeyi sağlayacak kadar düzeltilerek omurların kaynaştırılması (füzyon) ve sinir basılarının ortadan kaldırılması hedefleniyor. Prof. Dr. Ahmet Alanay “Erişkin skolyoz hastalığı ve omurga deformitelerinde minimal invaziv cerrahiler genelde ilk seçim oluyor. Minimal girişimle maksimum fayda sağlamayı amaçlıyoruz. Ancak bazı durumlarda füzyon gibi daha agresif cerrahiler gerekebiliyor. Vida ve çubuk kullanılan füzyon ameliyatlarında planlama ve özellikle omurganın normal bel ve sırt kıvrımlarının hastaya özgü şeklinin sağlanması çok önemlidir. Aksi taktirde yeni ameliyatlar gerekebilir.” diyor.
Bu tür ameliyatlar için bilgisayarda yapılan kişiye özel analiz ve simülasyonlarla ideal omurga yan şeklini sağladıklarını belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay “Böylece ameliyat sonrası mekanik komplikasyonları en aza indiriyoruz. Cerrahinin ne kadar agresif olacağına karar vermemizde hastanın deformite analizi ve genel sağlık durumu etkili oluyor. Günümüzde yapay zeka kullanarak oluşturulan risk hesaplayıcılar ile hasta için en uygun cerrahi yöntemi seçmeye çalışıyoruz” diye konuşuyor. Ameliyat sonrası iyileştirme ve rehabilitasyon süreci uygulanan hasta 7-10 gün sonra taburcu ediliyor. Skolyoz egzersizleri ve düzenli kontrollerle hastanın bir an önce normal yaşantısına dönmesi amaçlanıyor.
Her 10 genç kızdan birinin sorunu skolyoz
Toplumda yüzde 2 ila 4 oranında görülen skolyozun, çocuklarda nedeni bilinmeyen (idiopatik), kas veya sinir hastalıklarına bağlı (nöromusküler), doğuştan (konjenital )gibi çeşitlileri vardır. En sık görüleni idiopatik skolyozdur. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Muhsin Doran, skolyoz hastalığının önlenmesi ve ilerlememesi için neler yapılması gerektiğini anlattı.
Kişiye özel skolyoz tedavisi reçetesi
Okul çocuklarında yüzde 1.5 oranında görülürken, Türkiye’de en az 150.000 çocukta skolyoz olduğu tahmin ediliyor. 12 yaştan küçük, kızlarda menstrüel siklüsün henüz başlamadığı dönemde, 20 dereceden büyük olan omurga eğriliklerinde çift ve torasik (sırt) eğriliklerde ilerleme riski yüksektir. Bu nedenle büyüme gelişme çağındaki çocuklarda gözlem ve konservatif tedaviler önemlidir. Ancak skolyoz yalnızca omurga değil omuz, pelvis ve alt ekstremitelerin de dahil olduğu postüral problemlere neden olur. Her bireyin oluşan deformiteye bağlı gelişen kas-iskelet sistemi bozukluğu farklı olduğu için kişiye özel bir tedavi reçetesi oluşturulmalıdır.
Gözlem:
Klinik postür ve nörolojik muayene ile skolyometrik ve radyografik ölçümleri içerir.
– İskelet olgunlaşması tamamlanmamış ve omurga eğriliğinin derecesi 10 derecenin altındaki eğriliklerde, postür düzeltici ve kas dayanıklılığını artırıcı egzersizler önerilir. 6 ayda bir skolyometre ölçümleri, klinik postür ve nörolojik muayenelerle takip edilir.
– İskelet olgunlaşması tamamlanmamış ve omurga eğriliğinin derecesi 10 derecenin üzerindeki eğriliklerde hastalar 6 ayda bir skolyoz grafisi klinik postür ve nörolojik muayenelerle gözlenir.
– İskelet olgunlaşması tamamlanmış eğrilik derecelerinde gözlem süresi 9-12 aya uzar. Hastalar skolyoz grafisi, klinik postür ve nörolojik muayenelerle izlenir.
Egzersiz:
Spinal kontrolü sağlamak için postür egzersizleri, spinal esnekliği artırıcı egzersizler, fizyoterapötik skolyoza spesifik egzersizler (Schroth egzersizleri) ve solunum egzersizleri uygulanır.
Korseleme:
Korseleme tedavisinde amaç, iskelet olgunlaşması tamamlanıncaya kadar veya adolesan dönemdeki hızlı büyüme sürecinde eğriliğin kontrolüdür.
Skolyoz hakkında doğru bilinen 10 yanlış
Erken teşhis fayda sağlamaz: YANLIŞ
DOĞRUSU: Bu tarz bir düşünce günümüzde artık geçerliliğini kaybeden korsenin başarısızlığı düşüncesine ve tek tedavinin füzyon cerrahisi (omurların vida ve çubuklarla birbirine sabitlenmesi ve bu bölgede hareketin ve büyümenin ortadan kaldırılması) olduğuna dair bir kanaate bağlı olarak geliştirildi. Fakat son dönemlerde veriler erken başlanan ameliyat dışı tedaviler sayesinde hastalığın kontrol altına alındığını göstermekte. Bu sebepten erken tanının faydası oldukça önemlidir.
Kimi sporlar skolyoza neden olurken kimileri önler: YANLIŞ
DOĞRUSU: Herhangi bir spor dalıyla ilgilenmenin skolyoz sıklığını artırdığına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır. Bu tarz spor aktiviteleriyle ilgilenerek kas gücünün artırmanın da bu sorunun oluşumunu engellediğine ve iyileştirdiğine dair bir kanıt bulunmamaktadır.
Ağrılı bir hastalıktır: YANLIŞ
DOĞRUSU: Hafif ve orta skolyoz dereceleri ağrıya sebebiyet vermez. Omurga dizilimi düz ya da eğri olan insanlarda ağrısının en sık sebebi de kas gücü zayıflığıdır. Bazı kireçlenme durumlarında ağrı meydana gelebilir fakat doğrudan ağrılı bir hastalık değildir.
Korse tedavisi işe yaramaz: YANLIŞ
DOĞRUSU: Korse günümüzde ustalıkla yapılan bir ürün olmaya devam etmektedir. Günümüzde olumlu etkiler oluşturan birçok korse tasarımı bulunur. BU sebepten de geçtiğimiz seneler içerisinde korsenin başarısını anlatan önemli makaleler de yayınlanmıştır. Bu korse tedavisinin skolyoza etki etmediği savını tamamen çürütmektedir.
Ameliyat olmuş bireyler spor yapamaz: YANLIŞ
DOĞRUSU: Enstrümantasyon teknikleri ve implantlar aracılığıyla ameliyat bölgesine füzyon sağlanır. BU da kemik ve vidaların kaynaması sonrasında bireylerin rahat sporlar yapmasını destekler.
Kötü duruş eğriliğe neden olur: YANLIŞ
DOĞRUSU: “Skolyoz neden olur?” sorusuna duruşla ilgili cevaplar bulunabilir ancak kötü duruş ve yanlış pozisyonlarda oturma ağır taşıma gibi durumların bu hastalığı başlatıcı yönde etki yaptığına dair bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. Fakat buna karşın omurga sağlığı için duruş ve ağırlık kaldırma derecelerinin iyi ayarlanmasında da yarar görülmektedir.
Anne – babadan çocuğa geçen genetik bir durumdur: YANLIŞ
DOĞRUSU: Genetik ve kalıtsal hastalıklar ebeveynlerinden sonraki kuşağa kromozom ve DNA aracılığıyla aktarılır. Fakat skolyoz için bu tabir tam olarak doğru sayılmaz. Çünkü birebir aynı genetik yapıdaki tek yumurta ikizleri üzerindeki çalışmalarda bir ikiz eşinde eğrilik varsa, diğer ikiz eşinde de olma ihtimalinin yüzde 70 civarında olduğunu göstermektedir. Bu durumda da genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenlerin de omurilik yamukluğu gelişimine doğrudan etki ettiği ve bu durumun daha ağır bastığı görülmektedir.
Cerrahi tedavi 18 – 20 yaşlarına kadar yapılamaz: YANLIŞ
DOĞRUSU: Skolyozun her yaşa uygun bir cerrahi tedavi uygulaması bulunur, yani skolyoz ameliyatı mümkündür. Bu da büyüyen çocuklarda öncelikli olarak cerrahi olmayan müdahaleler seçilmesini destekler. Fakat bu yöntemle her daim başarı sağlanamayabilir. Böyle durumlarda da büyümenin bitmesi beklenirse eğer eğrilikler çok ileri düzeylere ulaşabilir. Bu sebepten de 20 yaş altı için de ameliyat durumları uygundur.
Skolyozlu bireyler hamile kalamaz ve doğum yapamaz: YANLIŞ
DOĞRUSU: Skolyozlu kişiler hangi tip tedavi alırla alsınlar istedikleri sayıda hamilelik yaşayabilirler. Üstelik normal doğum ya da sezaryen yöntemleriyle de doğum gerçekleştirebilirler. Fakat tedavi olmamış ya da geç tedavi edilen ileri eğrilik durumlarında akciğer ve kalp sorunları başladıysa eğer kişi hamile kalmadan önce doktorlarına danışarak hareket etmelidir.
Dikkat! Bu 4 hataya düşmeyin!
Prof. Dr. Ahmet Alanay, 60 yaşın üzerindeki her 100 kişiden 60’ında omurga deformitelerine rastlandığını ve gelecek yıllarda bu sayının çok daha artmasının beklendiğini belirterek “Erişkin skolyoz ve omurga deformiteleri artışının önüne geçebilmek için, günlük yaşantımızda alışkanlık haline gelen bazı hatalı davranışlarımızın mutlaka değiştirilmesi gerekiyor” diyor. Prof. Dr. Ahmet Alanay, erişkin skolyozu ve omurga deformitelerine yol açabilen 4 hatayı şöyle sıralıyor:
Fazla kilo
Fazla kilolar omurgaya binen yükü artırıyor ve hareketlerin kısıtlanmasına neden oluyor. Sağlıklı beslenerek formunuzu koruyun ve omurganızı rahatlatın. Ayrıca kalsiyumdan zengin ve dengeli bir beslenme sisteminizin olması kemiklerinizin de kuvvetlenmesini sağlıyor.
Hareketsizlik ve düzenli egzersiz yapmamak
Sağlıklı bir omurga yapısı için kasların kuvvetli olması şart. Egzersizden uzak, hareketsiz bir yaşam kasların güçsüzleşmesine, omurgada sorunların ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu nedenle hayatınıza hareket katın. Her gün mutlaka en az yarım saatinizi egzersize ayırın. Bunun için doktorunuzdan ve hatta videolardan skolyoz egzersizleriyle ilgili destek alabilirsiniz.
Yanlış duruş ve oturuş
İyi bir duruşa sahip olun. Sağlıklı omurganın ilk kuralı sağlıklı bir duruşa sahip olmaktan geçiyor. İyi bir duruş sayesinde omurga en az şekilde enerji kullanıyor ve yıpranmıyor. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda omurgada sorunların ortaya çıkma riski azalıyor.
Aşırı topuklu ve babet ayakkabılar
Aşırı topuklu ya da babet ayakkabılar; diz, kalça ve omurga sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle ayakkabı topuğunuzun boyu 3- 4 santim olmalı.
Kaynaklar:
Omurga Sağlığı, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Muhsin Doran
“Skolyoz nedir?” başlıklı içeriğimizin yanı sıra diğer Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz: