Titizlik hastalığından kurtulmak, sanıldığından çok daha kolay! Psikolog Didem Çengel’e göre temizlik takıntısı psikoterapi ile tedavi edilebiliyor. Temizlik takıntısına sahip olanlar ne kadar temizlik yapsalar yeterli bulmuyor. Saatler süren bu rutinden kurtulamayanlar ne yaşıyor? Psikolog Didem Çengel titizlik hastalığına dair merak edilenleri anlattı.
Obsesif kompulsif bozukluk ve titizlik hastalığı
Kişinin günlük yaşam aktivitelerini bozacak şekilde tekrarlayan düşünce ve davranış örüntüsüne girmesi Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) olarak tanımlanıyor. Zihinde istemsiz bir şekilde beliren ve kişide huzursuzluk yaratan düşüncelere obsesyon (takıntı); bu obsesyonların yarattığı huzursuzluğa karşı kişinin rahatlamak için yaptığı davranışlara kompulsiyon veya ritüel deniliyor.
Temizlik saplantısının bir obsesif kompulsif bozukluk olduğunu belirten Psikolog Çengel, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen hijyen takıntısının kökeninin genellikle geçmiş yaşam travmalarına dayandığına dikkat çekiyor. Çengel’e göre aile içerisinde kurulan bağın niteliği, ebeveynlerin pek çok davranışı, pis, kirli ya da kötü olarak değerlendirmesi, aile üyelerinin temizlik hastalığı, cinselliğin günah, ayıp ve pis olarak değerlendirilmesi ve bastırılması, şiddete maruz kalmak, ilgi ve ihtiyaçlarının karşılanamadığı bir ortamda yetişmek bu takıntıya neden olabiliyor. Ayrıca çevresel ve genetik faktörlerin etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Hangi belirtiler temizlik hastalığına işaret ediyor?
Kişinin günlük rutinlerinde aksamalar olduğunda, hayatın normal akışında zorlanmalar yaşandığında ya da çevreyle kurulan ilişkide sıkıntılar ortaya çıkmaya başladığında temizlik hastalığından söz edilebilir. Psikolog Çengel, tüm bunların dışında kişinin belirgin bir kirlilik ya da dağınıklık olmasa bile yoğun bir temizlik yapma arzusu duymaya ve saatlerce bitmek bilmeyen şekilde temizlik yapmaya başladığında bunun bir problem haline dönüştüğünün altını çiziyor.
Temizlik hastaları için kişisel temizliğin çok önemli olduğunu söyleyen Psikolog Çengel, bu kişilerin duş alma sürelerinin diğerlerine göre daha uzun olduğunu ve ne kadar yıkansalar bile akıllarının bir köşesinde hala tam anlamıyla temizlenmediğine dair soru işaretleri bulunduğunu ifade ediyor.
Psikolog Çengel sürekli kirlenme korkusuyla karşı karşıya kalan temizlik hastalarının tekrarlayan bir şekilde el yıkama takıntısına sahip olduğunu hatırlatıyor. İleri vakaların bazılarında ellerin sık sık ve çeşitli hijyen ürünleri yıkanmasından kaynaklı yaralar ve çatlaklar oluşabilir. Temizlik yaparken üç, beş ve yedi gibi tekrarlara ihtiyaç duyması da başka bir davranış örüntüsüdür. Özellikle yaşadıkları alana dışarıdan gelen her şeyi pis buldukları için temizlik hastaları, bu şeyleri defalarca kere yıkama gereksinimi hissedebilir.
Ne kadar temizlik yapılırsa yapılsın yeterli gelmez, pis olduğu düşüncesi devam eder, pislikten arınmadığını düşünür. Temizlik hastalığı yaşayanlarda bazı durumlara karşı takıntılı davranışlar görülebilir. Bazı hastalarda sürekli olarak kirli olma düşüncesi kendini gösterirken, bazı temizlik hastaları karşılaşılabilecek olumsuz durumlar ile tekrarlayan düşüncelere sahip olduğu davranışlarını kaçınmak amaçlı yineleyebilir. Örneğin; ellerimi üç kez yıkamazsam, anneme bir şey olabilir.
Psikoterapi ile çözüm mümkün
Temizlik takıntısının tedavisinde bazı vakalarda ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanırken, çoğu kez psikoterapi yeterli olabiliyor. OKB ve takıntıların tedavisinde kullanılan en etkin yöntemin bilişsel davranışçı terapi yöntemi olduğunu anlatan Psikolog Çengel, “Aslında temizlik hastalarıyla tedavi sürecinde en önemli aşama bilişsel yeniden yapılandırma yapabilmektir. Zihnimiz olumsuza odaklanma eğilimindedir. Takıntı ise zihnin olumsuz filtresine sürekli odaklanıp, tuzağa düşüren ve sizi sürekli esir gibi hayata yerden bakmanıza neden olan, tekrarlara sahiptir.” diye belirtiyor.
Kişinin çarpıtılmış düşünceleri bilişsel terapiyle yapılan yeniden çerçeveleme ile incelenir. Örneğin çok yoğun titizlik hastalığı yaşıyorsanız gerçekten neyi temizlemeye çalıştığınıza bakın, elleriniz ya da eviniz değil temizlemeye çalıştığınız aslında düşünceleriniz. 50 kez yıkadığınız şey, düşünceler ve kaygınız olabilir.
Tüm tekrarlayan davranışların düşünceler ve düşüncelerin yarattığı kaygıyı giderebilmek için gerçekleştiğini belirten Psikolog Çengel, dünyaya düşüncelerle bakarsak kaygıların peşimizi bırakmayacağını söylüyor. Düşüncelerin algısal olduğunu, algıların ise bazen kişiyi yanıltabileceğini hatırlatan Psikolog Çengel, zihnin olumsuz hikâyelere odaklanma eğiliminde olduğumuzu vurguluyor.
Eğer bu olumsuz hikâyelerde kaybolursanız elinizi de evinizi de temizler durursunuz. Bunun için her düşüncenin akış halinde olduğunu ve geçici olduğunu kabul etmek gerekiyor. Aile ve arkadaşlarınızın desteğiyle bir uzman eşliğinde bu düşüncelerin farkına varabilirsiniz. Kirlenmekten kaçmak için temizlemek yerine kirlenebilme olasılığını kabul edebilir, tekrarlayan düşünceleri dindirmek için yapılan döngüsel davranışları görebilirsiniz.
Kaynaklar:
Psikolog Didem Çengel
Sağlık Ajandası | Sağlık Haberleri için sosyal medya hesaplarımızı da takip edebilirsiniz:
Bu gönderiyi Instagram’da gör